Günlüğü birazcık yırtıldığı için depresyona giren Namjoon hyungu odasına götürdükten sonra kapının önünden uzaklaşıp Taehyung'la üç saattir içimizde tuttuğumuz kahkahalarla karnımız ağrıyıncaya kadar güldük. Onun bu hallerine gülmeden bu kadar uzun süre dayanabilmiş olmamız bir mucizeydi. Yoongi hyungun bizi azarlamasıyla sürünerek kendimizi Taehyung'un odasına attık. Sonunda gülmeyi kesebildiğimizde ikimizin de gözünden yaş gelmişti.
"Eğer senin sakladığın ortaya çıkarsa hem Jin hyung hem de Namjoon hyung bizi öldürür."
"Ne yapacağız?"
Bakıştık ve aynı anda masaya ilerledik. Yine plan yapma zamanıydı. Ama yine ortaya iyi bir fikir çıkmayınca vazgeçip dışarı çıkmaya karar verdik. Öylesine yürüyorduk ki karşıda gördüğüm devasa Big Bang posteri ile bir an yerimde kalakaldım. Sonrasında 'Ji Yong Oppa!' diye bağırıp postere doğru koştuğumu hatırlıyorum. Bir saniye sonra sert bir şekilde birisine çarpıp yere yapıştım. Çarptığım kişiye baktığımda Jimin olduğunu gördüm. Ona çarpmamı umursamadan hayran hayran posterdeki Taeyang'ı inceliyordu. Hoseok hyungla ikisi sıkılınca dışarı çıkmışlar. Telefonumu Taehyung'a verip Ji Yong oppamla fotoğrafımı çekmesini istedim. O sırada Jimin Taeyang'ı öpüyordu, Hoseok da onu posterden uzaklaştırmaya çalışıyordu. Bir sürü değişik pozda fotoğraf çektirdikten sonra yurda döndük.
En eğlenceli günümü yaşıyorum, günlük. Şimdi tekrar Taehyung'un yanına gideceğim ve etrafta gezinerek aklımıza bir plan gelmesi için uğraşacağız. O yüzden görüşürüz! >-<