Dün gece ben tam uykuya dalmak üzereyken kapı açıldı. Gelen kişinin Jimin olduğunu anladığım için gözlerimi açmadım ve uyurken rahatsız olmuş gibi yerimde kıpırdanarak ona yatması için yer açtım. Hâlâ benim odamda kalıyordu, ne kadar sinirli olsam da onu uykusuz bırakamazdım. Ayrıca yanımda olmasını istediğimi de inkar edemem. Gözlerimi Jimin'in fark etmeyeceği kadar açtım ve gülerek yanıma yattığını görünce tekrar kapattım. Bir süre tepindikten sonra Jimin rahat bir şekilde yatmayı başardı, kollarını belime doladı ve ikimiz de huzur dolu bir uyku keyfi yaptık.
Uyandığımda Jimin çoktan kalkmış beni seyrediyordu. Gözlerimi açtığımı görünce söyledi.
"Günaydın."
Soğuk olmasını umduğum bir şekilde cevap verdim.
"Günaydın."
Jimin yerinde doğrulup boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.
"Artık bundan bıktığını biliyorum ama özür dilerim Hoseok. Seni konsere götürmemem gerekirdi, kendimi kaybedeceğimi biliyordum. Taeyang'a olan hayranlığımı biliyorsun, lütfen beni affet."
"Bilemiyorum Jimin."
Bana bakıp sevimli hareketler yapmaya başladı. Gülüp onu yememek için kendimi zor tutuyordum. Hâlâ tepkisiz olduğumu görünce bu hareketlerine son verdi ve sordu.
"Beni affetmen için ne yapabilirim?"
"PORTAKAL SUYU SIK!"
Bu fikri ben ortaya atmamıştım, kapıda durup her zamanki gibi bizi izleyen Yoongi ve Jin söylemişlerdi. Ama bana göre çok mantıklı bir öneriydi, yurtta portakal olmadığını biliyordum ve Jimin'in bu mevsimde hiçbir yerden portakal, en azından iyi portakal, bulamayacağını düşündüğümden bu fikri onayladım.
Ama yarım saat sonra Jimin elinde portakallarla mutfağa girdi ve portakal suyunu sıktı. Hayatımda içtiğim en harika portakal suyuydu, o kadar iyiydi ki Jimin'in biz bakmazken bardaklara kendi sıktığı portakal suyu yerine kutularda satılan portakal suyundan koyduğunu düşünüyorum.
Sonuç olarak anlaştığımız gibi Jimin'i affettim. Ardından Jungkook olayı için hâlâ tam olarak affedilmediğini bilmesini, Taeyang'ı hoşgörebileceğimi ama Jungkook'u öpmesinin tamamen farklı ve daha az hoşgörülebilir bir durum olduğunu söyledim. Kendimi fazlasıyla havalı hissediyorum, bakar mısın Jimin nasıl da peşimden koşuyor. B) Bu kadarı bana fazla gibi, havamın birazını sana bırakıp gidiyorum günlük, görüşürüz! ;)