Taehyung'u kapının önüne koymama çok az kaldı. Sabahtan beri beni sinir ediyor. Sana anlatmama izin ver günlük.
Sabah odama gelip ses yaparak beni uyandırdı ve gözlerimi açtığımı görünce kapıya ilerleyip söyledi.
"Sen uyumaya devam et, ben çıkıyorum."
Bunu bilerek yaptığını biliyorum. Uyanmam için kasıtlı bir şekilde gürültü yaptı ve uyandıktan sonra tekrar uyuyamadığımı bilmesine rağmen böyle saçma bir şey söyleyip onunla konuşmama fırsat vermeden odadan çıktı.
Tam kalkıp peşinden gidecektim ki Jin hyung ve Yoongi hyung içeri girdiler, bana dün olanları, Jimin'in neden Hoseok'la kaldığını sordular. Hepsini anlattıktan sonra yüzümü yıkayıp mutfağa indim.Namjoon hyung ve Taehyung oturmuş kahvaltı yapıyorlardı. Taehyung benim geldiğimi görmesine rağmen beni takmayıp Namjoon hyungla muhabbet etmeye devam etti. Ben de sinirli hareketlerle kahvaltımı elime alıp salona gittim. Açıkçası peşimden gelmesini beklemiştim günlük, ama burada Taehyung'dan bahsediyoruz, tabiki de gelmedi.
Odama gidecekken onun da banyodan çıktığını gördüm, onu umursamadan ilerledim, peşimden geliyor olmalıydı çünkü koridorun sonundaki odada kalıyordum ve onun odası benim odama yakın olmasına rağmen geride kalmıştı. Odamın önüne gelince içeri girdim ve kapıyı kapattım. Taehyung'u görmezden gelmeye çalışıyordum, gideceğini düşünmüştüm. Ama o kapıyı açıp içeri girdi ve yatağıma oturdu. Ben de masanın önünde duran sandalyeyi alıp arkam ona dönük olacak şekilde oturdum.
"Bir isim buldun mu? Balık için."
Benimle konuşmaya çalışıyordu ama cevap vermedim. Onu sinir etmeyi kafama koymuştum.
"Haberin yok değil mi? Yoongi hyungla seçmelerin yarın olmasına karar verdik. Yani yarın öğleden sonraya kadar süper balık isimleri bulmuş olman gerekiyor. Balık ikizimi daha fazla isimsiz bırakmak istemiyorum."
Yarın mı isim seçilecekti? Daha bulduğum isimlerin yeterince süper olup olmadığından emin değildim. Bunu söylemek için ağzımı açsam da hemen vazgeçtim. Onu umursamadığımı düşünmesini istiyordum.
"Sanırım birazdan Jimin'in odasını dezenfekte etme seansımız başlayacak."
Hâlâ cevap vermiyordum. Gerçekten eğlenceli bir şey bu günlük, Taehyung'un neden böyle yaptığını anlayabiliyorum.
"Hoseok çok yakışıklı değil mi?"
Tam sinirle arkamı dönüp ona kızacaktım ki bunu benim dikkatimi çekmek için yaptığını kendime hatırlatıp sakin kalmaya çalıştım.
"Keşke Jimin'i değil beni sevse~"
Bunu ne için yaptığını biliyordum ama sinirlenmeme engel olamıyordum. Yine de yumruğumu sıkıp cevap vermedim.
"Acaba şu anda Jimin'in odasında olma ihtimali yüzde kaç? O odada beni öpmeye iten bir şeyler var, eğer oradaysa-"
Hışımla yerimden kalkıp Taehyung'un yanına gittim. Onu kolundan tutup yataktan kaldırdım ve odadan çıktım. Jimin'in odasına kadar onu peşimden sürükledim.
"Birilerini öpmek mi istiyorsun? Hoseok yerine beni öpmeyi deneyebilirsin. Ağzımın Jimin'in ağzına onunkinin temas ettiğinden çok daha az temas ettiğinden eminim."
Ben bunları söyledikten sonra Taehyung yavaşça yüzüme yaklaştı. Gözlerimi kapatmıştım ama Taehyung'un uzun süre hareketsiz kaldığını fark ettiğimde hafifçe aralayıp baktım. Taehyung bir elini yanağıma götürdü, beni öpeceğini sandığım sırada işaret parmağıyla yanağımdaki kirpiği alıp iki parmağının arasında tutarken geri çekildi ve sırıttı.
"Bir dilek tut."
"Bu evden gitmeni diliyorum Kim Taehyung."
Söylenerek kapıdan çıktım ve Taehyung odayı tek başına dezenfekte etmek zorunda kaldı. Beni delirtiyor ve sonucuna da katlanmak zorunda. Bugün sınırlarını gerçekten fazla zorladı. Böyle yapmaya devam ederse neler yapabileceğimi kestiremiyorum, ama iyi şeyler olmayacağı kesin. -_-