Taehyung ruh hastalığı açısından kendi sınırlarını aşmaya başladı. Biraz önce öyle bir çığlık attı ki her gün kulakların olmadığını hatırlayıp şükretmelisin. ÷_÷
Kulaklarımızdan kan getiren çığlığının sebebi sadece bir kelebek. Yatağının üstünden lacivert eşofmanını alınca yere kahverengi bir şey düşmüş ve bunun bir güve olduğunu anladığında hepimizi sağır etmekle beraber endişelendiren o çığlığı atıp koşarak salona kaçmış. ~_~
Taehyung'un çığlık attığını duyunca ne kadar telaşlandım bilemezsin günlükçük, hayatımda bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum. 8_8 Hızla salona girdiğimde hiç olmadığı kadar solgun yüzlü, ayakta durmakta zorlanan Taehyung kafasını kaldırarak bana baktı. Korku dolu bakışlarını görünce yanına gidip ona sarıldım. Ben sakinleşmesi için saçlarıyla oynarken ellerini belime doladı ve başını boynuma gömdü. Fazla heyecanlanmış, endişelenmiş ve ne olduğu hakkında meraklanmış olmasam o harika anın tadını daha iyi çıkarabilirdim. #_# Bir süre öyle kaldıktan sonra yavaşça geri çekilip neden çığlık attığını sordum. Olayı anlatırken bile korkuyordu, onunla dalga geçtikten sonra odasına gidip kelebeği peçeteyle yakaladım ve camdan dışarı bıraktım. Artık özgürce yaşayabilir. ^×^
Ama Taehyung ben bunları yaparken salonda beklediğinden kelebeği attığımı görmedi ve bana inanmadığını söyleyerek salonda uyumak için odasından yastığıyla yorganını getirmemi istedi. Kelebeği dışarıda hayatını yaşaması adına odasındaki camdan gönderdiğime yemin etsem de bana inanmayıp salonda yatmak için ısrar etti. Bunun üzerine salondaki koltuklarda rahatsız olmasını istemediğimden -onunla uyumak istediğim için değil tabiki- benimle uyuyabileceğini söyledim. b_d
Şimdi Taehyung kelebeğin kendisiyle temas etmiş olabileceğini düşündüğünden banyoda, ben de odamda onu bekliyorum. Birazdan çıkacaktır, gitsem iyi olacak günlükçük. Görüşürüz! *-*