Blind Warrior [Tamamlandı]

77.Bölüm

Dreame'de 66.Bölüm

"Sadece birkaç ayda bu kadar şey yapmış olmanıza imkan yok." diye hayretler içerisinde etrafı incelemeye devam eden birinci prens Noah ve onun bu şaşkınlığından gurur duyarak, Prens Noah ve Prens Dylan'a çevreyi tanıtmaya devam eden Lukas'a bakarak kısa bir an gülümsemiştim. Diğer iki eğitmenle birlikte onların on adım kadar gerilerinden yürürken biz de kendi aramızda sohbet etmeyi ihmal etmiyorduk tabiki. Prenslerin ziyaret günü gelip çatmıştı ve tabiki yeni müttefiklerimize güzel bir karşılama hazırlamıştık. Bugünkü programımızda; sabahtan öğlene kadar keyifli bir şehir turu, sonra öğle yemeği, sarayın tanıtımı ve ardından da akşam ziyafetine kadar geçen sürede herkese verilen misafir odalarında dinlenme zamanı vardı. Yarın sabah prensleri şehirlerine geri gönderdikten sonra akşam saatlerine doğru da Kuzey Krallığındaki baloda 2.Prensin kardeşlerine yapacağı güzel sürprizi izlemek için gitmeyi planlıyorduk, ayrıca fırsattan istifade ederek Kuzey'in Kralından da şu ticaret yolunun onay imzasını alabilirsek güzel olurdu. Her şey şu anlık oldukça yolunda gidiyordu ve bu ticaret yoluyla birlikte bu taht savaşlarındaki yerimiz tamamen sağlamlaştığında diğer prenslere asıl ataklarımızı yapmaya başlayacaktık. Riskli olan kısmı halledene kadar işleri saman altından yürüttükten sonra elbette ki bizim de kendimizi göstereceğimiz kısım gelecekti.

Ah, ayrıca son iki gündür görmezden geldiğimiz yeni ve beklenmedik bir mektup da almıştık.

Sekizinci, yani prensler arasında yaş olarak en genç olan prens, Lukas'a tarih belirtmeksizin, Lukas'ın onayladığı bir günde Edora şehrini ziyaret etmek istediğine dair bir beyanda bulunmuştu ve ardı arkası kesilmeyen işlerimizden dolayı buna kafa yoracak zamanı bir türlü bulamamıştık. Bu tarz günü birlik ziyaretler taht savaşlarında görülmesi oldukça olasıydı ancak bu ziyaretler genelde ittifak işaretleri olduğu için bu tür haberlerin çevreye yayılması genel olarak engellenirdi. Buna rağmen bu kadar açık bir şekilde bir ziyaret isteği göndermek, Sekizinci Prensin niyetini az çok ele veriyordu. Ünümüz "en kötü şehir" olarak yayıldığı için bir işbirliği teklifi olmayacağı açıktı, yani buraya sadece gerçekten vasat durumda olup olmadığımızı doğrulamak için gelecekti. Yine de olayın sadece böyle olmadığını söyleyen iç sesimi görmezden gelemedim, çünkü bazı uyuşmayan parçalar da vardı. Kura çekip bizi ziyaret edeceğine karar vermeyeceğine veya tüm prenslerin şehirlerini tek tek ziyaret edemeyeceğine göre özellikle Edora'yı ziyaret etmesinin özel bir nedeni olmalıydı. Bu şekilde açık bir davet göndermesinin sebebi de ret cevabı alma ihtimalini azaltmak gibi duruyordu ne de olsa bizim bu ziyaret isteğini reddetmemiz demek, bir şeyler sakladığımız anlamına geliyordu ve bu da tüm gözlerin üzerimize çevrilmesi demek oluyordu.

Sahne ışıkları için yeterince hazır değildik, ancak bu ziyaret talebini de geri çevirmemiz pek kolay olmayacaktı.

Ah, evet... Ziyaret talebini kabul edip onlar yoldayken sahte bir haydut saldırısına maruz kalmalarını sağlamak çok da zor olmazdı. Ayrıca diğer prensler, bizim durumumuzun haydutlar yüzünden ne kadar vahim olduğunu bir kez daha anlamış olacak ve doğal olarak da ilgileri başka şeylere çekilecekti.

Evet, böylesi daha kolay olurdu.

"Bunca şeyi sadece iki ayda yapabilmeniz gerçekten hayret verici." diye etrafı ilgiyle izleyen 4.Prensin eğitmeni olan kız konuşunca ilgimi düşüncelerimden ayırarak ona çevirmiş ve siyah gözlüklerimin ardından ona bakarak gülümsemiştim.

"Herkes sıkı çalıştı." desem de içimden bana kıçıyla gülen iç sesimin "Taslağını çizmenin, inşasından uzun sürdüğünü bilseydi nasıl tepki verirdi acaba?.." diye söylenmesine kulak asmadan devam etmiştim. "Ben sadece birkaç fikir verdim o kadar."