B seviyeli bir zindanda bulunmama rağmen, oldukça garip bir zindanın içindeydim. Zindanlar genelde mağara tipi mekanlarda bulunmasına rağmen bu zindan tamamen açık bir havaya sahipti. Hatta o kadar açıktı ki, şu an bulutların üzerinde olduğuma emindim. Ayağımın altındaki zemin tamamen suydu ve gökte süzülen küp şeklinde büyük su kütleleri bulunuyordu. Her bir su kütlesinin içindeki çeşitli canlıları saymıyordum bile. Üzerinde bulunduğum su kütlesinin üzerinde yürüyüp yolumun sonuna gelerek aşağıya baktığımda, sonu görünmeyen bir boşluk olduğunu fark etmiştim, hatta o kadar derindi ki bir süre sonra derin sis tabakası devamını görmemi engelliyordu.
Derin bir nefes alarak gözlerimi kapattım ve sezgi yeteneğimi kullanıp etrafıma küçük bir miktar mana yayarak zindan bossunun nerede olduğunu hissetmeye çalıştım ancak tam o sırada hemen arkamda bir yunus zeminden fırlayarak tekrar suyun içine dalmıştı.
Perspektif olarak zindan yaratıklarıyla farklı bakış açılarına sahip olmanın dezavantajları tek tek aklımda sıralanırken ayaklarımın altında dalgalanan zemine baktım. Bana göre katı, ancak zindan yaratıklarına göre sıvı olan bu su kütleleri bir nevi onların koruma kalkanı görevini bile üstlenebiliyordu.
O sırada tüm mavi su kütleleri birden kırmızıya dönerken suyun içinde yüzen canlılar birden durmuş ve kırmızı bir ışıkla parlayan gözleri bana çevrilmişti. Zeminde hızla bana doğru yüzen bir köpek balığı koca ağzını açarken hızla dizlerimi kırıp yaklaşık yirmi metre ötedeki başka bir su kütlesini üzerine zıplamıştım, ancak duraksamama zaman bile vermeyen yaratıklar bana doğru ataklar yapmaya devam ediyordu. Özellikle de küçük piranaları andıran balıklar, bir su kütlesinden diğerine atlarken bana saldırmayı da unutmuyorlardı. Kılıcımı çekerek bama doğru gelen piranaları kesmeye başlarken aynı zamanda da bir su kütlesinden diğerine atlayarak, tahminimce bossun bulunduğu alana doğru ileriyordum. O sırada görüşümü sonu görünmeyen bir su kütlesi kaplamıştı. Önümde, düz bir duvar gibi durmasına rahmen bir denizin yüzeyi gibi dalgalanan su kütlesinin derinlerindeki kocaman beyaz pullara sahip, kırmızı gözleri olan bir su yılanıyla gözlerimiz kesişmişti. Buna rağmen bir saniye bile duraksamadan kılıcımı kabzasına geri koyarak derin bir nefes alıp kendimi ileriye attım ve su kütlesinin içine girerek ona doğru ilerlemeye başladım. Su elementinden de yardım alarak suyun içindeki hızımı arttırırken dev su yılanının bana doğru hızla yüzdüğünü fark etmiştim. Ağzını kocaman açarak bana doğru bir atak yapmaya hazırlanırken sağ elimin yumruk yapıp manayla yumruğumu güçlendirdikten sonra onun saldırısına yumruğumla karşılık verdim. Suyun içerisinde olmama rağmen oluşan büyük bir patlamanın etkisiyle geriye doğru sürüklenmiş ve büyük su kütlesinden dışarıya fırlayarak küp şeklindeki su kütlelerinden birinin üzerine dengeli bir iniş yapmıştım. Etraftaki su kütlelerinin rengi tekrar maviye dönerken denizi andıran su kütlesinin içinde, kafası içine çökmüş, ölü bir şekilde süzülen beyaz su yılanını fark etmiştim.
"Ah, bu kadar güçsüz olduğunu düşünmemiştim."
[Kılıç Dişli Rasaka öldürüldü. Ödülünüzü kabul etmek ister misiniz?]
Hızlıca "Evet" yazısına dokunduktan sonra karşımda yeni bir pencere açılmıştı.
[Ödül: "Rasaka'nın Dişleri" ikiz bıçakları (B Seviye)
[Etki: Saldırı gücünü %10 arttırır. ]
[Yetenek: Düşmana verilen en küçük kesikte "Felç Etme" aktif edilir. Düşman 5 dakikalığına hareket yeteneğini kaybeder.]
Oldukça kullanışlı gibi görünse de çok daha kullanışlı silahlara sahiptim ancak şimdilik envanterde kalabilirdi. Canımı sıkacak olursa veya envanterde gereksiz bir kalabalıklık olduğunu fark ederdem satardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blind Warrior [Tamamlandı]
FantasyAna karakterin eğlence amaçlı çıktığı yolculukta karşılaştığı üç kişi ve bir ejderle birlikte işler çoktan karışmaya başlamıştı. Ana karakterin bir dilek hakkı karşılığında üzerine aldığı işin tüm sorumluluklarını taşımaya çalışması bir yana, üstüne...