75.Bölüm

931 133 5
                                    

Dreame'de 64.Bölüm.

Eski sessiz sokakların yerini heyecanlı sesler ve insanların keyifli sohbetleri doldururken akademi binasına doğru giden sokakta ağırca yürümeye devam etmiş ve keyifli bir ifadeyle bu havanın tadını çıkarmaya devam etmiştim. Keyifli hava diye kast ettiğim şey, kesinlikle insanların sesleriydi, yoksa havanın iyi olduğu falan da yoktu. Kış tam anlamıyla şehre adımlarını atmış, üç gece içerisinde kar yağışı kesin dedirten soğuk hava tüm sokakları şimdide esir almıştı. Soğuk konusunda pek bir sorunumuz kalmasa da insanlar yeni teknolojiyi anlama konusunda ciddi manada zorlanıyordu ve bu durum bizi ciddi manada uğraştıracak gibiydi. Yine de son zamanlarda geliştirdiğim bir sistem yeteneği sayesinde her şeyi uzaktan kontrol etme yetisine sahip olacaktım. Geliştirdiğim şey, aslında İblis Kralın yetenek kitabındaki yeteneklerden biri olan Kukla Ustası yeteneğinin Sistem yeteneğine uyarlanmış haliydi, iki yeteneği birbirine harmanlamak beklediğim kadar kolay olmasa ve belirli kullanım koşullarına sahip olsa da meyvesi oldukça cezbediciydi. Yani işin özü, sistem yeteneğini, bu şehre yerleştirdiğim mana kristallerine bağlayarak tüm şehri uzaktan kontrol etme yetisine sahip olacaktım. Kulağa oldukça havalı gelse de bazı kullanım koşulları mevcuttu, mesela bazı ayarlamaların manuel olarak yapılmasına izin vermiştim, yani Sistem yeteneğini diğer insanların kullanımına açmam gerekmişti ve tabiki de bu manuel ayarların yetki alanını kısıtlamak zorunda kalmıştım. Örnek olarak şehir kalkanlarının açılıp kapatılması, trenlerin hareket düzenleri, yollardaki güvenlik işaretlerinin kontrolü veya sokaklardaki güvenliğin kesin olması için her bir sokağı görecek şekilde konumlandırılan iletişim taşlarının içindeki görüntülere erişim gibi şeyleri kontrol ediyordu. Tabi bunun kontrol yeri de, ilgili binaların kontrol odalarına koyulan ve geniş bir televizyon ekranını andıran mana kristalleriydi, ki bunların kısıtlaması da sisteme kayıtlı olan parmak izleri dışındaki insanların kullanımına izin verilmemesiydi. Her türlü güvenlik önlemini önceden almış ve tüm sistemi buna göre tasarlamıştım.

Düşünceler içerisinde yürürken çoktan akademi binasına geldiğimi fark edince duraksamadan geniş ve yemyeşil olan akademi bahçesinden içeriye girmiş ve ana binaya doğru yönelmiştim. Akademi genel olarak üç ayrı fakültede eğitim veriyordu, bunlar da; Büyü Fakültesi, Dövüş Sanatları Fakültesi ve Strateji Fakültesinden oluşuyordu. Tabiki de her fakültenin en az on'ar adet alt dalı ve mesleği bulunuyordu. Bugün, saraydaki o kaos ortamını bırakıp buraya gelmemin sebebi de buydu. Eğitimle ilgili dosyaları akademiye bırakıp akademi sınıflarındaki mana ekranlarına sistem yeteneğini bağlayarak bu teknolojiyi öğrenci ve eğitimcilerin kullanımına açmaktı. Gerçi, saraydaki kaos ortamını bırakıp buraya gelmekten o kadar da büyük bir pişmanlık duymuyordum, zaten eğlenceli kısmını görmüştüm ve bundan sonra olacakları tahmin etmek de çok zor olmazdı. Lukas belgeleri düzenleyip Lord Grinley'e, tüm yetkisini Rea'ya devrettiğine dair bir belge imzalatacak, Lord ve yancıları hapsedilecek, parmaklıkların ardında baba-kız arasında öfkeyle başlayıp dramatik gözyaşlarıyla sonlanacak olan bir sohbet geçecek ve kırgınlıklar olsa da araları bir şekilde tatlıya bağlanacaktı.

Şimdi düşününce fark ettim de, sıkıcı kısım başlamadan kendimi akademiye atmayı başarmıştım.

Ah, cidden... Düşüncesi bile sıkıcıydı.

Bu dramatik ve ziyadesiyle sıkıcı olan sahneye maruz kalmadığımı fark ederek rahat bir nefes alarak geniş akademi binasının kapısından içeriye adım atar atmaz, binanın üst katında farklı bir varlığın daha olduğunu hissetmiştim. Şehirdeki insanlar yerleşme ve benzeri işlerle meşguldü ve akademi binası henüz öğrenci alımlarıyla ilgili bir duyuru yapmamıştı. Kapılar kilitli olmayabilirdi ancak içeride birinin olması da pek mantıklı değildi.

Blind Warrior  [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin