Dreame'de 63.Bölüm.
Fazlasıyla yorucu ve yoğun geçen günün yanı sıra, zaman da bir türlü geçip gitmiyordu. Sabahın köründe iki prensi kendi yanımıza çekmek için anlaşma yapmamızın yanı sıra, kraldan şehre yaptığımız birkaç -küçük(?)- değişiklikle ilgili onay belgesi ve artı olarak da inşa edeceğimiz ticaret yollarının onayıyla ilgili birkaç belge istemiştik. Ardından da Lukas biriken dağ gibi dosyalarının arasına yeniden gömülürken ben de yeni bir koşuşturmacanın içerisine kendimi atarak şehirdeki eşyaların yerleştirilmesine ve eksiklerin giderilmesine yardım etmeye başlamıştım. Tabi bunca koşuşturmanın arasında bir şeyler unutabileceğim aklımın ucundan dahi geçmemişti, ta ki Kai yanıma gelip zehirlenme vakasından hemen sonra benimle konuşmak istediği konuyu yeniden bana hatırlatana kadar..
Ah... Bu çocuğun sorununu unutmam bir yana, onu aylardır beklettiğim gerçeği de bir anda yüzüme çarpmıştı... Şu ara kesinlikle kıçımın dibinden ayrılmadan yapacağım şeyleri düzenleyen ve günümü planlayan bir asistana ihtiyacım vardı.
Her- haltı- planlama- yetisine- sahip- bir- asistan...
Her neyse, bu devirde böyle birini bulmak da pek mümkün sayılmazdı zaten. Şimdilik sistemle idare edelim..
Böyle bir meselenin varlığını bile yeni hatırladığımı ve bunca zaman aklımın ucundan bile geçirmediğimi tuhaf yüz ifademden anlayan Kai gülümseyerek "Önemli bir şey değildi, bu barbarlarla yapılan anlaşmadan sonra sorunu nasıl çözeceğimi de buldum zaten." diye konuşarak gergin ifademi yumuşatmayı başarmıştı.
Elimle ensemi gergin bir şekilde kaşıyarak gülümsedim ve sarayın arka kısmındaki askeri eğitimler için tasarlanmış bölgeye doğru Kai'yle birlikte yürümeye devam ederken sordum.
"Sorun neydi ki?"
"Şehirdeki eğitimli şövalye sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor ve geri kalan şövalyeler de sadece para için burada. Çoğunun nasıl kılıç tutacağını bildiğinden bile şüpheliyim, diğerleri de ya alkolik, ya da sakat." Diyerek konuşan Kai'yi sessizce dinlemeye devam ettim. Bizim için acelesi olan bir sorun değildi, ne de olsa şehrin güvenliğini şimdilik gölge askerlerim sağladığı için onlara pek fazla ihtiyaç yoktu, ancak gelecekte ciddi sorunlar çıkarması fazla muhtemeldi, ne de olsa taht savaşlarının sonuna kadar güvenliği gölge askerlerimle sağlayamazdım ve savunması olmayan bir şehirde suç oranlarının artış göstermesinin yanı sıra dışarıdan gelen tehditlere karşı da fazlasıyla savunmasız duruma düşeceğimiz de tartışmaya açık bir konu değildi.
Buna rağmen Kai endişesizce konuşmaya devam etti.
"Haydutlar arasında dövüş sanatlarını bilen veya mana ve büyü kullanmaya fazlasıyla yatkın olan insanlar gördüm. Hepsini şehre yerleştirdiğimizde şövalye olmak isteyen gönüllüleri bizzat eğitmeyi planlıyorum, son zamanlarda da eğitimlerin içeriğini ve antrenman malzemelerini ayarlamakla meşguldüm. Yeni eğitim sahası düşündüğümden çok daha fazla geniş, bu yüzden sayı konusunda endişe etmeme gerek kalmadı."
"Yine de fazla bonkör davranma." Diye konuya girdim. "Önce kısıtlı bir azınlık seç, senin astların olarak sadık ve güçlü kişiler olmalılar. Sıkı bir eğitimden sonra onları eğitimci olabilecek bir seviyeye getir, ardından da şehirde şövalye alımları için ilan verebilir ve adayları belirlenen düzeydeki testlere sokarak büyük miktarda şövalye alımı yapabilirsin. Bu sayede astların da hem kendi gelişimlerine odaklanır, hem de senin üzerine yüklenecek olan eğitim yükünü hafifletebilirler." Dediğimde ise beni onaylarcasına başını salladıktan sonra cebinden çıkardığı minik bir not defterine birkaç şey karalamış ve ardından defteri yeniden cebine atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blind Warrior [Tamamlandı]
FantasíaAna karakterin eğlence amaçlı çıktığı yolculukta karşılaştığı üç kişi ve bir ejderle birlikte işler çoktan karışmaya başlamıştı. Ana karakterin bir dilek hakkı karşılığında üzerine aldığı işin tüm sorumluluklarını taşımaya çalışması bir yana, üstüne...