Diğer bir anıda solmuş bir yüzle yatağının hemen önünde, zeminde oturan minik Ariana gözlerime çarpmıştı. Derin derin nefesler alıyor, arada korkuyla titreyen ellerine bakmaktan kendini alamıyordu. Aklına bir yıldırım misali düşen görüntüler, başında dehşet verici bir ağrıya sebep olurken alnından akan soğuk teri elinin tersiyle silmeye çalışmıştı ancak titreyen eli buna pek müsaade etmemişti. Gözyaşları, kapalı kirpiklerinden ince ince yanaklarına doğru süzülürken başına yayılan ağrıya daha fazla katlanamayacak gibiydi. Bu, benim sonradan hatırladığım anılarımdan birisi olsa bile, o an minik Ariana'nın neler hatırlamaya başladığını anımsayamıyordum.
"Ariana saat sekiz oldu, uyan artık." diye söylenerek odaya giren kişi, siyah saçları ve ela gözleriyle annemin ikinci bir kopyası olan Lex abimdi. Ela gözleri bir süre boş yatağımda dolandıktan sonra sonunda yerde nefes nefese acı çeken minik Ariana'yı fark etmiş gibi kaşları anında çatılmış ve endişeyle minik Ariana'ya doğru koşmuştu.
"Ariana!"
Yanına çöken abisini fark eden Ariana ise baş ağrısı yüzünden gözlerini açamasa bile ıslak kirpikleriyle abisine dönmüş ve onun kollarını tutmuştu.
"Abi kafam çok acıyor..."
"Sakin ol, sakin ol.. Hepsi geçecek." diyerek kardeşini kucağına alarak hızla odadan çıkan Lex, merdivenlerden hızlı ve dikkatli adımlarla inerken bir yandan da aileme seslenmeyi unutmuyordu.
"Anne! Baba! Ariana yine hastalandı!
...
Anılar kesilmeye devam ediyor gibiydi. O anda kendimi, evimizin geniş oturma odasında bulmuştum. Minik Ariana, şöminenin yanıbaşındaki rahat bir koltukta huzurla uyuyakalmıştı. Diğer anıların aksine annemle babam da buradaydı ve doktorla konuşuyor gibiydiler. Abilerim ise onlara yakın bir koltukta sessizce oturuyor, genel olarak doktoru dinliyor olsalar da arada koltukta uyumaya devam eden minik Ariana'ya bakıyorlardı.
"Korktuğum gibi eski günleri hatırlamaya başlamış ve görünüşe göre travması tekrar gün yüzüne çıkmış ancak hatırlayamadığı bazı kısımlar onu daha çok korkutmuş olmalı. Şimdilik rahat bir uyku çekecek, ancak tavsiyem iyi bir telepat (Not: insan zihnine girebilen, düşünceleri ve anıları kontrol etmede uzman kişi.) tutup onun travmasına sebep olan anıları tekrar silmesini sağlamak olacak. Ayrıca bu anıları hatırlamasını tetikleyen şeyleri de araştırmanızı ve onu bunlardan uzak tutmanızı tavsiye ederim. Bu birden ortaya çıkabilen bir atak değildi, ve en azından birkaç gün öncesinde kabus görme veya tedirgin davranışlar sergileme olarak etkisini hissettirmeliydi." dedikten sonra herkesi teker teker süzerken gözleri başını öne eğen Carter'da birkaç saniye duraksamış, ardından da tekrar ebeveynlerime çevrilmişti. "Şimdilik bu sakinleştirici ilaçları kullanabilirsiniz, ancak en yakın zamanda bir telepat tutmanızı istiyorum. Aksi takdirde kızınızın eski günlere geri dönmesi çok da uzun sürmeyecek." dediğinde herkesin yüzü endişeyle bükülmüştü.
"Anladım. Yaptıklarınız için minnettarız, sizi geçirmeme izin verin." diyerek babam doktora dışarıya kadar eşlik ederken annem, onlar odadam çıktıkları anda yanındaki sandalyeye çökmüş ve eliyle şakaklarını ovuşturmaya başlamıştı.
"Anne..." diye Lex abimin konuşmasına fırsat vermeden annem eğdiği kafasını oğullarına doğru çevirerek ciddi bir şekilde konuşmaya başlamıştı.
"Son zamanlarda bazı soylular yüzünden oldukça meşgul olduğumuzu biliyorsunuz, bu yüzden size kardeşinizle yakından ilgilenin ve en küçük bir sorun olduğunda, ne olursa olsun bize söylemeniz gerektiğini söylemiştim. Şimdi doğruyu söyleyin, doktorun söylediģi gibi Ariana kabus gördü mü veya tedirgin tavırları oldu mu?" diye konuştuğunda Carter'ın gözlerini ellerine çevirdiğini görmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blind Warrior [Tamamlandı]
FantasyAna karakterin eğlence amaçlı çıktığı yolculukta karşılaştığı üç kişi ve bir ejderle birlikte işler çoktan karışmaya başlamıştı. Ana karakterin bir dilek hakkı karşılığında üzerine aldığı işin tüm sorumluluklarını taşımaya çalışması bir yana, üstüne...