53

2.9K 479 355
                                    


Dreame'de 42.Bölüm

Ah.. Ne baş ağrısı ama...

Lukas için verilen ve bizim odalarımıza oranla biraz daha geniş ve lüks olan odanın çalışma masasının olduğu bölgeye yığılan dosyalara bakmıştım sıkıntılı bir ifadeyle. Lordla olan akşam yemeğinde, lordun dosyaları neden elden teslim etmeden Lukas'ın odasına bırakmalarını tavsiye ettiğini şimdi anlamam bir yana, masanın üzerine sığmadığı için yere sıralanan boydan boya dosya kulelerinden dikkatimi ayırmam biraz imkansız gibiydi. Öğrencilerim ise daha başlamadan pes etmiş gibi görünüyorlardı, ki sadece Cora'nın geniş yatağa kendini yüzüstü yatağa atarak yastığa gömülü yüzüyle birlikte boğuk bir şekilde homurdanması bile tüm durumu açıklamaya yeter de artardı.

"Bizi öldürmek istiyorlar." diye ciddi bir yüzle dosya kulelere bakan Ren elini, sanki dehşet verici bir olaya tanıklık etmiş gibi ağzına kapatmıştı. "Böyle bir işkence taktiği... Çok zekice, ama aynı zamanda da korkunç. Kesinlikle not almalıyım." diyerek gerçekten de depolama yüzüğünden bir not defteri çıkararak ciddi ciddi not almaya başlamıştı.

"Pekala.." diye söze girdim bu kaotik ortamı biraz da olsun düzene sokabilmek için. "Görev paylaşımı yapacağız."

Tepkilerine bakacak olursak, konuşmadan önce odadaki kaotik ortamın daha stabil olduğuna yemin edebilirdim, çünkü konuşmamla birlikte Cora tansiyonu varmış gibi bileğini tutarak kendini yeniden yatağa atarken Ren ağlamaklı bir yüz ifadesiyle bacaklarıma sarılarak "Bunu bize yapamazsın! Bunun için çok gencim!" diye isyan etmeye başlamıştı. Hatta Ren'in ön cebinde uyuyan küçük yavru kedi de sahibine uyum sağlayarak pantolonuma minik pençelerini geçirmiş ve tiz sesiyle Ren'i taklit edercesine bağırıyordu.

"Böyle yapmayın, önümüzde hala dört günümüz var. Bir an önce başlarsak üstesinden gelebiliriz." diye ortamı düzeltmeye çalışma adlı konuşmamın hemen ardından koltukta oturmaya ve uzun bir süredir sessizce dosyalara bakmaya devam eden Kai, başını elleri arasına alarak kasvetli bir ifadeyle "Öleceğiz... Hepimiz..." diye mırıldanmıştı. Lukas ise durgun bir ifadeyle zemini izliyordu. Belli ki onun da bu dosyalara gömülmeye isteği yoktu ancak itiraz etmeyi kendinde bir hak olarak da göremiyor gibiydi.

Derin bir nefes alarak ellerimle bir süre şakaklarımı ovmuş ve Ren'in kolları arasından bacaklarımı kurtararak onun yerde tepinmesine sebep olduktan sonra dosyalara doğru yönelmiştim. Çalışma masasının önündeki dosyaların kategorilerini belirleyen yaklaşık on sayfalı dosyayı elime alarak, genel olarak dosyaların ne içerdiğini ve bu içeriklerin çeşitliliğini incelemeye başlamıştım. Genel olarak, şehrin son on yılki durumu rapor edilmiş ve şehirle ilgili sorabileceğim her konunun raporu detaylıca alınmıştı. İklim tipinden yıllık ortalama sıcaklıklarına, dağlardaki karın hangi aylarda eridiğine ve akarsuların hangi aylarda taşma noktasına geldiğine kadar her çeşit bilgi mevcuttu, ki bu saydıklarım da işin sadece coğrafi özellikleriyle ilgili olan kısmıydı. Ekonomi konusunda da pek çok alt dal mevcuttu ve bunlardan en önemlisi de, şehrin gelirini en çok nelerden sağladığı ve tahıl ürünlerinin yıllık ortalama üretimiydi.
Bu dosyaları ana başlıklar altında toplayacak olursam, bunlar; coğrafya, ekonomi, askeriye ve idari konular olarak sıralayabilirdim ama tek başına ekonomi ve coğrafya alanlarına ortalamadan çok daha fazla iş düştüğü ve çok kapsamlı başlıklar olduğu için onları da kendi içinde parçalasam iyi olacaktı.

Elimdeki dosyayla birlikte karamsar ifadelere sahip öğrencilerime dönerek hepsine kısaca bakmış ve ardından dosyaya geri dönerek konuşmaya başlamıştım. "Toparlanın. Görev paylaşımı yapacağız." diye ciddi bir ifadeyle konuştuğumda öğrencilerimin yüzlerindeki ifade daha karamsar olsa da toparlanarak hepsi Kai'nin oturduğu koltuğa sıralanmış ve ciddi yüz ifademe bakarak beklemişlerdi.

Blind Warrior  [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin