"Yani beni nasıl kullanacağına karar veremediğin için şimdilik terapist rolünü mü oynamam gerekiyor?" diye odasındaki çalışma masasında dosyalarla ilgilenen Kade, odanın bir köşesinde ölü gibi yatan zatıma ufak bir laf çarptıktan sonra dosyalarına geri dönmüştü. Buraya neden geldiğimi açıklamak da benim için tam bir karmaşaydı. Ne zaman buraya gelsem, sorunlarımdan kaçıyormuş gibi hissediyordum, ve bu beni rahatsız etmek yerine biraz rahatlatıyordu. Hayatımda verdiğim küçük mola alanım gibiydi bu oda, kitaplar, koltuklar ve itiraf etmek istemesem de benim gerçekten terapistim gibi olan Kade'in sakinleştirici sesi.
Düşüncelerimin aksine sessizce bir süre daha zaman öldürerek koltukta uzanmaya devam ettikten sonra mırıltı gibi çıkan bir sesle "Özür dilerim." diye konuştum.
Konuşmamla birlikte Kade'in kağıtlara bir şeyler karalayan eli de aniden durmuş ve odadaki tek sesin duvardaki saatin tik tak seslerinden ibaret olmasını sağlamıştı. Ardından da "Neden?" diye durgun bir sesle net bir soru yükseldi ondan, ama neden bahsettiğimi adı kadar iyi bildiğine ben bile yemin bile edebilirdim.
"Konuşturma beni işte, biliyorsun neden bahsettiğimi." diye ufak bir sitemle söylendikten sonra yutkunarak konuşmaya devam ettim. "Öyle söylememeliydim, bunun farkındayım ve amacım asla seni kırmak değildi. Ama yolun sonunu biliyorum, ve seni korumak için böyle olmalıyım. Yine de özür dilerim. Bir şeyleri düzeltmek isterken iyice berbat edip durduğum için gerçekten üzgünüm."
"Beni tam olarak neden korumaya çalışıyorsun, kendinden mi? Bana zarar verebileceğinden mi korkuyorsun? Bunları hala göze aldığımı anlamıyor musun? Alıp ellerinde paramparça edeceğini de bilsem, kalbimi yine sana verirdim. Sana karşı her zaman böyleydim, çünkü sana karşı hissettiğim şeyler bunlar ve bir başkasına karşı asla bu şekilde olmayacak." diye konuşan Kade, elindeki kalemi ağır hareketlerle masaya bıraktıktan sonra arkasına yaslanıp başını geriye doğru atarak gözlerini kapatmıştı.
"Bunu bilemezsin." dedim.
"Kendime karşı her zaman dürüsttüm ve hislerime karşı da oldukça saygılıyım. Yani seni severken gidip başkalarına şans veremem. İçimdeki bu hissi değişmeye de zorlamayacağım.. Bana karşılık vermek zorunda değilsin, sadece seni sevmeme izin vermeni istemiştim ama bu da sana fazla gelecekse yolundan sessizce çekileceğim. Yine de ne olursa olsun, içimdeki sevgiyi söküp alamazsın.. Seni seviyorum... Seni sevmeyi seviyorum. Kırıcı olabiliyorsun, ama kendin olmanı seviyorum. Kendini kandırıyorsun, ama bu şekilde mutlu olabilmeni seviyorum. Uzun uzun bir şeyler anlatmanı, kurabiye yerken yüzünü buruşturmanı, insanların ne kadar komik varlıklar olduğunu anlatırken mutlu olan yüz ifadeni, buna rağmen herkesle empati yapabilmeni, seninle ilgili olan her şeyi seviyorum."
"Kade..."
"Anlamanı istediğim şey şu. Ne kadar beni kullandığını da söylesen, ne kadar sevilmeye değer olmadığını da diretsen sonuç asla değişmeyecek. Böyle davranarak beni kendinden soğutamazsın, o kadar yüzeysel değilim." diye konuşmama izin vermeden konuşan Kade, kısa bir an duraksadıktan sonra kısa bir nefes almış, başını önüne eğerek gözlerini açmış ve masada birleştirdiği ellerine odaklanarak konuşmaya devam etmişti. "Eğer günün birinde sana karşı olan hislerim bir şekilde değişir veya son bulursa, seni sevdiğime asla pişman olmayacağım. Ve eğer günün sonunda hayatımda sadece kötü anılardan ibaret de olsan, aklımda daima en güzel halinle kalacaksın. Seni sevmek benim seçimimdi ve sonucu paramparça olmak da olsa, seve seve sonumu kabullenirdim."
Bir süre sessiz kaldım, çünkü ağzımı açıp da söyleyebileceğim bir şeyin kalmadığını hissetmiştim. Bu basit bir metafor değildi, beni sevmek hiçbir zaman iyi sonuçlanmazdı. Ne de olsa bu dünyaya lanetlenmek için gönderilen bir günah keçisiydim. Buna rağmen milyon kez tekrar ettiği şeyler, ona cevap vermemi engelliyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/217083257-288-k433930.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blind Warrior [Tamamlandı]
FantasíaAna karakterin eğlence amaçlı çıktığı yolculukta karşılaştığı üç kişi ve bir ejderle birlikte işler çoktan karışmaya başlamıştı. Ana karakterin bir dilek hakkı karşılığında üzerine aldığı işin tüm sorumluluklarını taşımaya çalışması bir yana, üstüne...