Sabah saatlerinde gözüme çarpan güneş ışığıyla kalktım sandalyelerde uyuya kalmışız kafamı döndürdüm. Esin ve Eren el ele kafaları kafa kafaya verip uyumuşlar gülmemi bastırdım. "Ne güzel görünüyorlar değilmi dedi" kafamı kaldırdım deniz mavisi gözler gördüm gülümsedim oda gülümsedi. "Güzel görünüyorlar ama bizim gibi güzel olamaz dedi" kafamı göğüsüne koyarak. Elini saçlarımda gezdirdi. Bizim gibi kimse olamaz zaten dedi.
Eren gözünü açtı. Esin kafanı çek kafam ağrıdı. Esin gözünü açtı. "ya benim kafam ağır değil seninki daha ağır çek dedi." biz gülerek onları izliyorduk. kalktılar birbirlerine kızmaya başladılar. Harun erene "dur iş kızışıcak dedi." devam ettiler sonra Esin kızarak içeri girdi Harun dedim "ben gidip bunun sinirini düzeltim gelecem sende erenin sinirini düzelt." bir olayı nereye vurdular ya dedim." gülerek hallederim dedi.
Tam kalktığımda Asım hoca geldi üçümüz ayağı kalktık asım hoca beni çağırdı.
H: Yine kimin kafasını patlattın?
B: vallahi bu sefer benim birşey yaptığım yok.
H: İyi düşün patlatmadınmı?
B: gözümü düşürerek. Hayır patlatmadım.
A: bunu yukarıda konuşacağız.
H: hocam bu sefer ne yaptı.
A: hayır hayır ziyaretçisi var!
B: haruna dönerek. Ya anaannemlerdir.
A: Yok dedi.
B: neyse ben bakıp geleyim. Yukarı çıktım asım hoca ile en üst kata ulaşınca odasının kapısını açtı ve ben şaşırdım bu.. bu.. bu oydu beni 14 yaşımda bırakıp giden Mustafa Alparslan . Kızım dedi kolunu açıp gitmedim ve neden geldin dedim kolunu kapattı koltuğa oturdu. Geçip karşısındaki koltuğa oturdum kafasını kaldırarak konuştu kızım gitmek zorundaydım anla.
B: gittin tamam neden geri geldin neden dedim bağırarak.
M: Bak kızım bunca yıl velayetin annendeydi diye gelip göremedim duydum ki üniversite kazanmışsın gelip görmek istedim.
B: Yani fırsat bu fırsat dedin geldin öylemi velayet annemdeydi evet ama lisede neredeydin? annem 7/24 annem okulda değildi. Hiç mi gelemedin şimdi şehir değiştirince geleyim dedin. senin Zeynep Alparslan diye bir kızın yok. git karın ve diğer kızının yanına senden kalan birtek birtek soy adın kaldı. onuda zamanı gelince degiştirecem! senden kalan ne varsa attım. tabak, kaşık, bıçak, bardak, battaniye, ne varsa fotoğraflarını bile yaktım biri bile kalmadı. daha fazla bu okuluma gelip burayı da bana kötü bırakma şimdi git ayağı kalktım. Kapının önüne geldim ve seslendi.
M: gidicem gidicem ama Zeynep tekrar gelecem affettirene kadar.
B: affedecek biri yok çünkü babamda yok! Kapıyı sertçe çektim aşağı indim ağlayarak bahçeye çıktım harunu gördüm ağlayarak direk gidip sarıldım. Sırtımı sıvazlayarak.
H: tamam tamam geçti geçti canımın içi geçti. Bak ben yanındayım sakin Eren koş su getir.
E: tamam.
Esin geldi ve Zeynebi gördü.
Zeynep canım ne oldu sana hadi anlat bebeğim.
H: su geldi Zeynebim hadi al su iç hadi.
B: harundan ayrılarak suyu alıp içtim ve arka bahçeye gidelim dedim arka bahçeye doğru gittik. Hepsi sandalyelere oturarak bende oturdum.
H: Zeynebim hadi söyle. Ne oldu okulda mı ayrıldın?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
üniversite yolculuğu
Non-FictionAşkı hiç tatmamış ve aramamış olan Zeynep ve Harun'un hikayesi üniversitede tanışıp büyük aşka doğru gidiyorlar gelin beraber şahitlik yapalım. İyi okumalar😊