üniversite yolculuğu

80. Bölüm Son Gün Asker Ağırlaması

Sabah harunu aradım 3. Çalışta açtı gözü uykudaydı.

Harun kalk çabuk seni almaya geliyorum.

Ne oldu?

Yarın askere ben mi gidecem sen gideceksin kalk üst baş alacağız sana.

Tamam kalktım gel yavaştan.

Hızlı hazırlan hadi bakalım.

Görüşürüz.

Harun'un evine vardım kapıda bekliyordu.

Hadi gidiyoruz asker çantası hazırlamaya.

Ne kadarda meraklısın beni göndermeye.

Hayır elimde olsa asla göndermem ama orada eski kıyafet olmaz .

Zeynep sen benden daha tedirginsin.

Ama ilk defa oluyor bu çok normal.

Peki öyle olsun ama üzülmek yok.

Yok dedim acı içinde güldüm.

Asker çantasına koyulabilecek herşeyi fazlasıyla alıp koydum dışarıda kahvaltı yaptıktan sonra harun'un evine geçtik tüm ailesi ve tüm ailem vardı onlar oturma odasında konuşurken ben ve Harun odasında valizini hazırlıyorduk hepsini kendim yerleştirdim hepsi daha paketli paketli sonra valizi kapattım kenara koydum onun üzerine asker çantasını koydum içeri geçtik.

Oğlum hani senin asker tıraşın?

Unuttum baba ya,

İyiki unuttun burada biz yapacağız balkona geç sen güler tabure getir arka balkona.

Harun arka balkona giderken bizde peşinden gidiyorduk annesi tabure getirdi harun oturdu.

M: Faruk, Elif, İlker 3'ünüz videoya alın sıra sıra biraz biraz asker tıraşı yapıcaz.

Tıraş makinesini babası getirdi ve Harun'un arkasına geçip arka saçından küçük bir tutam kesti. Sonra annesine verdi, Faruk'a verdi. Egemen'e verdi. İlkere verdi. Anneme verdi. Elif'e verdi.esine verdi.erene verdi. Betül'e verdi. Betül de eşine verdi hepsi çok az kesmişti büyük oranı vardı hala bana verdiler hepsini ben kesecekmişim elime aldım zorla saçının birkaç tutamını tıraş makinesi ile aldım sonra duramadım kafamı omzuma koyarak ağldım harun ayağı kalkıp bana sıkıca sarıldı.

Geçti bak az kaldı hadi yaparsın.

Yapamıyorum Harun kıyamıyorum.

Kıymıyorsun tam tersine erini askere hazırlıyorsun hadi son önler sana güveniyorum.

Tamam dedim. Ağlaya ağlaya içim acıya acıya kestim son ön saçının bir tutamı kalmıştı onuda kestikten sonra kendimi tutamayıp hıçkıra hıçkıra ağladım bizi başbaşa bıraktılar harun beni sakinleştirdikten sonra okan eniştesi ve abim geldi saklını onuda benide güldüre güldüre kestiler sonra annesi elinde katlı olan türk bayrağını getirdi.

G: oğlum bu babanındı askere gideceği gün beraber asmıştık balkona o gelene kadar o zaman sizin gibi 6 ay değil 15 aydı 15 ay boyunca inmedi bu ne yağmur ne kar ne güneş gördü bu bayrak o gelince beraber indirdik katladım poşete koydum babana verdim o bana geri verdi eğer ilerde birgün oğlum olursa oda eşi ile öyle yapsın dedi sakladım bunca zaman şimdi sıra sizde alın bayrağı ve asın 6 ay sonraya kadar.

Güler anne bana bayrağı uzattı Esin, Betül abla, Eren ve Musa babam video çekmeye hazırlanıyorlardı bayrağı aldık ikimiz bir ipi bende bir ipi harundaydı sonra ön balkona ilerleyip kapıyı açtım öne doğru ilerledik sonra besmele ile açtık bayrağı ve balkon demirine astık sıkı bağladık.

Sen gelene kadar hem bu bayrak hem ben hemde ailen seni bekleyecek ve gelene kadar inmeyecek bu bayrak.

Harun sarıldı bana videolar durdurulup alkışlar havada uctu komşular bile yarısı camda yarısı balkonda izliyordu.

Kız güler oğlan mı gidiyor?

Nasipse evet yarın yolcu.

Hayırlı teskereler.

Sağol.

Harun oğlum umudumuz gururumuzsun.

Sağol arife teyze elinden öpüyorum.

Yanındaki nişanlın mı?

Evet nişanlım nasipse teskere sonrası evleneceğiz.

Aferim oğlum hayırlısı inşallah.

İnşallah.

İçeri girdik herşey tamamdı.

Harun oğlum akşam kınan var.

Ne kınası?

Asker kınası.

Anne ne kadar sürülecek?

Hangi parmağın olursa .

Ama 1 tane tamam dahası yok.

Tamam.

Kim sürecek?

Adet yerini bulacak amcan  sürecek.

Hangisi.

İsa galiba.

Tamam .

Akşam yemeğini yedik aşağı bahçede hazırlık yapılmıştı harun çağrıldı geldi üstünde siyah beyaz takım arkasında yeşil bez o şimdi asker yazıyordu sandalyeye oturdu babası amcalarını tek tek çağırdı.

M:İsa, Davut,Yusuf, Yakup gelin.

D: hangimiz yapsın?

M: karar sizin.

D: ben Yusuf'un oğlunu yapmıştım isa'da seninkini yapsın.

M:Tamam İsa gel güler sende kınayı getir.

Annesi kınayı getirdi İsa amcası en küçük parmağına kınayı vurdu dua etti sonra yeşil bez getirdim sardı amcası Harun amcasının elini öptü amcası anlından öptü sonra yerine çekildi.

Aradan 5'dakika geçti harun beni çağırdı herkes bahçede iken biz yukarı çıkıyorduk eve çıkıp anahtarı bana uzattı açtım sonra mutfağa gitti.

Zeynep hemen çıkar kokusu beni mahvetti.

Ama tutmamıştır bekle biraz daha.

Bekleyemem ben kına sevmiyorum.

Bende sevmiyorum şuan parmağının kokusu o kadar ağır ki bana.

Banada işte ağır geliyor hem anneme dedim dedi git Zeynep çıkarsın.

O zaman tamam gel.

Bezi çıkardım kalıp gibi olan kınayı çıkardım parçalayarak.

Biraz turuncu olmuş.

Evet kokusu var ama şuan.

Domestos getir Zeynep kokusundan kusacağım çok ağır.

Getirdim al.

Dök dök dök bayağı dök.

Çeşmeyi aç.

Çeşmeyi açıp parmağını yıkadım kuruladım şimdide Domestos kokuyordu yeşil bezi geri sardım yanlış anlaşılmasın diye sonra kına parçalarını çöpe attım aşağı geri indik harunun lise arkadaşları gelmişti 5 kişi kadar onların yanına gitmişti aradan biraz geçti saat 12'ye geliyordu yavaştan kalktık harun tutturdu seni bırakacağım diye beni bıraktı sonra eve girdim kara kara 6 ayı düşünerek uykuya daldım