4

73K 2.3K 108
                                        

"CARESİZLİK"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"CARESİZLİK"

Arabama binerek kolyeyi cebime attım.
Kafam darmadumandı.
Ben ilk kez bu kadar çaresizlik hiss ediyordum içimde. Hall edemeyeceğim şey yoktu, tek lafımla istediğim her şeyi elde ede biliyordum. Lafım üstüne laf söylemezdi kimse. Ama bu, vasiet olayı beni bile aşmıştı.
Biliyordum çünkü, kendi acımasızlığımı daha adını bile bilmediğim kızdan çıkacaktım. Kendimle birlikte onun da hayatını mahv edecektim.

Annemin ölümünden daha doğrusu babamın annemi öldürmesinden ve sonra benim babamı öldürmemden sonra o kadar katı olmuştum ki, kabüllenemezdim hayatımda bir kadını. Hele mutlu hiç edemezdim.
Babamı vurur iken çocuktum, 14 yaş. Sonra babaannem baktı bana hem baba hem anne olmuştu.

Sinirle arabamı durdurarak aşağı indim.
"Babaanne!" Hizmetçiler başını aşağı salarak önümde durdu.
"Buyurun Serhat ağam"
"Babaannem nerede çağır" kadın başını sallayarak konağın merdivenlerinden çıktı.

"Azize hanımağam, Serhat ağam geldi sizi görmek istiyor"
Merdivenlerden ağır ağır inen babaannemi gördüm.
Siyah şalını düzelterek kara kalem çekmiş gözlerini bana dikti.
"Buyur oğul"

"Bak düşündüm taşındım, töremi çiğneyemediğimi bilirsin. O yüzden ne gerekirse yap" babaannem hafif gülümseyerek başını salladı. Dedemin hatırası zümrüt taşlı yüzüklü elini bana uzattı.
Elini öpüp alnıma koyduğumda sırtımı sıvazladı.
"Sen ne dersen o oğul"
Aldığım karar sadece mecburiyyetdi.
Asla evlilik düşünmezdim, sevemezdim çünkü.

"Bu gün kızla görüşesin, ben haber ederim eve. Sen bir kenarda bekleyesin şimdi evlenmeden görüşmek pek uygun düşmez"
Başımı sallayarak sıkıntıyla nefes verdim. Görüşmek isteyen kim? Görmek isteyen kim? Kızada nasıl bir adamla evleneceklerini söylediler mi?

Duş alıp üzerimi değiştirerek aşağı indim. Arabama binerek kızın evinin arkasında durdum.
"Tövbe tövbe ergenler gibi! " diye geveledim ağzımda.

Umay Karaca'dan

Elim ayağım titrerken elime su bardağını aldım. Evliydi değil mi?
Ağlamaktan şişmiş gözlerimi sildim.
"Kız kalk çık dışarı, bana bak eğer orada adama istemiyorum falan dersen, senin bacaklarını kırarım yemin ederim"
Zaten desem ne olacaktı?
Benim fermanım çoktan verilmişti.

Kolumu sıkıca tutarak kapıdan dışarı attı. Demirkanlardan bir Azize Demirkanı birde Sözde evleneceğim adamı görmüştüm.
40,50 yaşlarında Serhat demirkanın amcası, onun pek söz sahibi olduğu söylenmezdi. Tüm işlerin başında Serhat Demirkan vardı.
Soğuk havadan derin nefes alarak kendime geldim.

Kaçış yoktu.

Gözlerimi etrafda gezdirdim. Ama adını dahi bilmediğim adamı görmedim.
Evin arkasına gittiğimde ıslak gözlerimi bir daha sildim. İçim fazla sıkılıyordu.
Ağaçların orda araba ışığı gördüm. Titrek adımlarımı arabaya yönlendirdim. Karşımdaki iri yapılı gölgeye baktığım da bu adamın kayada karşılaştığım adam olduğunu gördüm.
Onun ne işi vardı burada?

Elinde salladığı şeye gözüm kaydı. Daha dikkatle baktığım da, elim refleks olarak boynuma gitti.
Kolyem.. kolyem yok! Düşmüş.
O adamın elinde, ne işi var onda? Aklım allak bullak olurken hıza adama yaklaştım.
"Kolyemin sende ne işi var?"
Başını bana çevirdiğinde başdan aşağı beni süzdü.
"Sana diyorum ne işi var!"

Yüzünü buruşdurduğunda yaslandığı arabadan ayrıldı.
"Sesinin tonuna dikkat et"
"Koly-" lafımı keserek yeniden konuştu.

"Düşdü o kadar" ah, aptal kafam nasıl düşürmüştüm ki? Annemin hediyesi o.
"Geri ver" kolyeyi elinin içinde sıkarken cebine geri attı.
Kaşlarımı çatarak ona yaklaştım.
"Verirmisin?" Elimi ona uzatdığımda gözlerini kısarak havada kalan elimi umursamayarak yüzüme baktı.
İnceler gibi,
"Sensin değilmi?" Ne dediğini anlamamıştım.

"Ne?"
"Evlenecek olan kız sensin" kaşlarımın çatını şaşkın yüz hattım aldı.
"Ben, evet? Sen nerden biliyorsun?"
"Sikeyim" dedi söylediği küfürle başımı aşağı saldım.
"Kimle evleneceğini biliyormusun?" Başımı evet anlamında salladım.
"Kim?"
"Adını bilmiyorum, ama Demirkanların evinden biri onu biliyorum"

"Evleneceğin adam benim"
Söylediği şeyle kaşlarım havalandı.
Kimdiki o? Benim evleneceğim adam o olmazdı ki? O yaşlı adamdı.
"Sen kimsin?"

"Serhat Demirkan"

Neydi bu? Şaka mı? Aldığım nefes boğazıma takıldığında yutkunamadım. Heyecan mı korku mu? Bilmiyorum ama başımı döndüren şey kalbimi hızlandırıyordu.
Yengemler bunu bilmiyorlardı, bilseler beni değil Dicleyi verirlerdi.
"Ama ben seninle evlenmeyecktim ki?"

"Evlenmek istemiyormusun?" İstemiyordum tabi ki.
"Hayır istemiyorum"
Elini burun kemerine götürerek hafif sıktı ve derin nefes alarak konuştu.
"Açık konuşacağım, benle evlenirsen mutlu olmazsın, hayal ettiğin hiç bir şey olmayacak. Ben senin düşündüğün gibi biri değilim. Acıdan başka bir şey vermem sana"

Darmaduman (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin