36

52.5K 1.5K 29
                                        

"İNANMAK"

Boşanalım,dediğim de çok kararlıydım. En başından evlenmemiz zaten bir yanlıştı. Sürekli benden bıkdığını benden sıkldığını belirten oydu. Ben çok fazla koşmuştum onun peşinden. Beni her seferinde geri iten,kıran oydu. Artık peşden koşma onun sırasıydı! Artık kırılan kalp parçalarını toplamak onun işiydi. Tabi o taş tutmuş kalbi kırılırsa.

"Öyle bir şey olmayacak!"

"Olacak! Ben boşanmak istiyorum. Yapdığın şeylerden seninde boşanmak istediğini anlıyorum!" Olmayacak diyordu. Ama ben sonuna kadar sözümün arkasındaydım.
"Töre ne biliyormusun?! Evet isteyerek evlenmedik isteyerekte boşanamayız"

"Tören batsın!" Koşar adımlarla ormana gittiğim de yorgun bedenim yere yığılmamak için direniyordu.
"Umay nereye? Saçmalama benden kaçamazsın!" Benim koşmama rağmen o yavaş adımlarla geliyordu. Bu da beni tedirgin ediyordu.
"SENDEN KAÇTIĞIMI NERDEN ÇIKARDIN? BEN TAMAMEN SİZDEN KAÇIYORUM" boğazım kuruduğun da sırtımı ağaca yasladım.

Başımı yana çevirerek arkama baktım,yoktu. Derin nefes alarak önüme döndüğüm de karşım da Serhatı gördüğüm de çığlık attım. Koşmak istediğim de ağaçla arasında sıkışarak kaldım.
"Kardeşin bizde Umay onu bırakıp bir yere kaçamazsın"

"O eve gitmeyeceğim! Anladın mı? Bana neler yaptığını neler söylediklerini biliyormusun? Hemde senin yüzünden?" Yeniden kollarından sıyrılmak istediğim de bu sefer daha sıkı tuttu.
"Hepsini hall edeceğim. Bana inan" inanmak? Bu olaylardan sonra inanmak falan yoktu.

"O eve gitmeyeceğim" gözlerini kapatarak beni bıraktı. Ama kaçmadım. Sanki nereye gideceksem?

"Umay, seni böyle bırakamam. O konakta öyle adlandırılmanı istemiyorum,anlıyormusun?"

Başımı salldım. Ama yine de boşanmak istiyordum. Boşanamayacağımı biliyordum ama, yine de anlasın istiyordum! Bilmiyorum ama, sanki ben ne kadar onun arkasından koştuysam oda koşsun istiyordum.
Arabaya bindiğimiz de konağa yol aldık. Derin nefes alarak konağa girdik. Serhat elimi tutduğun da ellerimize baktım.

Bundan sonra sana iyi davranmak yok!
Sen başkasın.

Bu iki sözü bu adam söylemişti. İksinin arasın da dağlar vardı. Ama iksini de unutmayacağım.
Karşımız da Azize hanım ağa ve konakdakiler vardı. Önce elimize sonra da bize baktılar.
"Burada bir yanlış anlaşılma olmuş, açıklamak zorunda değiliz" dedi Azize hanımağaya bakarak.
"Birinizden Tek bir laf, söz duyarsam kapının önünde bulursunuz kendinizi"

"Karımın yanlışları da, doğruları da beni ilgilendirir"

"Anladınız mı?" Azize hanımağadan başka her kes başını sallamıştı.
"İyi" diyerek salondan çıktık. Bu kadar kolaydı değil mi bir kadını suçlamak ve suçunu tek lafla kapatmak?.
Merdivenlerden çıkacağım sırada elini bıraktım.
"Bu evde kalmayacağım" dedim.

Bir şey söylemeden bana baktı. Şaka yapdığımı sanıyordu değil mi? Belkide biraz zaman sonra gele bilirim. Çünkü hala bana öyle bakacaklarından emindim.
Merdivenden inerek yeniden elimden tuttu. Beni arabaya bindirerek kendisi konağa döndü. Beş dakika sonra Şirinin elinden tutarak konaktan çıktı. Şirini görmemle yüzümde gülüş oluştu.

Şirini arka koltuğa oturtuğunda kendiside şöför koltuğuna geçti.
"Abla iyimisin?" Başımı sallayarak yanağını okşadım. Nereye gidiyorduk acaba? Daha kavgamızın devamı kalmıştı. Ben boşanmak istiyordum o kadar. Araba durduğun da bir tane evin önünde durduk. Arabadan inerek eve girdik.

"Ablam sen otur geliyorum" şirin başını salladığında odaya girdim. Dizlerim sızlıyordu, kanları üzerin de kurumuştu. Aynadan kendime baktığım da berbat haldeydim. Yüzüm gözüm patlamıştı. Duşa girdiğim de kıyafetimin oldmadığını hatırladım. Havluya sarılarak dışarı çıktığım da ıslak saçlarım omuzlarıma döküldü. Dolabın önüne geçerek biraz karıştırdım. Serhatın kıyafetlerinden alarak geri çekileceğim sırada,
Açılan kapıyı aynanın yansımasından gördüm.

Serhatı görmemle kıyafetleri üstüme tutum. O ise bana aldırmadan önümde durdu.
"Nasıl oldun?" Sana ne? Cebap vermemiştim. Yanından geçerek gideceğim sırada kolumdan tutarak yatağa oturttu beni.
Elindeki kremi çıkararak dizlerime sürmeğe başldı.
"Bana iyi davranmanın bittiğini söylemiştin" başını kaldırmadan cevap verdi.

"Yanlış yapmışım"

"Sen yanlış yapmazsın!"
"Senden sonra bazı şeylerin değişdiğinide söylemiştim" bu sefer gözlerime bakarak söylemişti. Bana öyle bakma! Tek bir lafınla yine bırakırım senin kollarına kendimi.
"Boşanlım Serhat" ayağa kalkarak yanımda oturdu.
"Hayır" elini saçlarıma atarak okşadığın da geri çekildim eli havada kalmıştı.

Elini aşağı indirerek konuşmaya devam etti.
"İstesek de boşanamayız"
"İstiyormusun?" İstiyormuydu gerçekten de boşanmayı.
"Boşanmak falan yok! Unut bunları sen benim Karımsın" ayağa kalktığım da bacağım biraz ağrımıştı ama ona bildirmemiştim.
"Ama sen benim kocam değilsin" sinirle bana baktığın da bir şey demedi. Arkasını dönerek,
"Elinden geleni ardına koyma" diyerek dışarı çıktı.

"Bencil herif" söylediğim şeyle ağzımı ellerime kapattım. Duymamıştı değil mi? Duysa mutlaka geri dönerdi. Elinden gelenmiş! Elimden ne geliyor ki sanki?
Ne bu inadı? Tanımasam alışdı sevdi diyeceğim ama malesef tanıyordum.

Beğenip yorum yapdığınız için teşekkür ederim, hepsi benim için çok önemli🦋

Serhata anti olmayın amk mdjdjdj

Darmaduman (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin