Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"KAYBETMEK"
Sabah uyanarak hazırlandım. Aynadan kendime baktığım da yanağım kızarmıştı. O kadar yorgundum ki, şu an benim yerime başka biri gitsin istiyordum yerimde başka biri olsun istiyordum.
Anne, baba nerdesiniz siz olursanız bunlar yaşanmazdı ki? Belkide şu an, mutlu güzel bir aileydik. Merdivenlerden inerek Diclenin yanına geçtim. O da her halinden mutsuz görünüyordu. Haklı sevdiği adamla evleniyordum. Ama o Serhat Demirkanı sevmiyor ki, onun namını, adını,parasını seviyordu. Dicle onların soy ismini seviyordu.
Kapının ağzında bekleyen Zelin hanımlar gördüm. "Hoş gelmişsiniz" dedim dilimin ucunda baş selamı vererek arabaya oturdular.
Etrafıma bakarak rahat nefes verdim. Serhat ağa yokdu ya buda bir bakımdan iyiydi. Komik haldeydim değil mi? Evleneceğim adamdan ne kadar kaça bilirim bilmiyordum.
Araba durduğunda şehire geldiğimizi anladım. Allahım ikinci kez geliyorum birinde çok küçükdüm. Ne kadar güzel, kim bilir görmediğim ne kadar yer var güzel. Her yere dikkatle bakıyordum çünkü her zeresi güzeldi. Dicle bir kaç kez gelmişti. Zrlin hanımla Yarene bakdığımda kocasıyle evleneceğim aklıma geldi.
Kocası burada değilmiş başka şehirdeymiş iş için. Yaren Dicleyle yaş 18 bense, 17 oda bir ay önce oldu. Yani kendimi hala 16 yaş da hiss ediyordum. Araba tüm önü cam olan mağazada durdu. şimdi bana kıyafet mi alacaklar?
Normalde heyecanlanırdım hatta çok mutlu olurdum ama, şu an içim o kadar sıkılıyordu ki. Boğuluyordum sanki, kaçıp gidesim geliyordu. Aklımda tek soru vardı beni dövmez değil mi? Yengemler hep tek yanlışımda beni döverdiler o dövmez değil mi?
O büyük, bir kez vurursa kendime gelemezdim. Ya oda beni döverse?
İçeri girdiğimizde etraftaki kırmızı kına kıyafetlerini gördüm. Dicle hemen kaşla dolu bir kıyafete yapıştı. Yarende ondan geri kalmayan kıyafete. "Bence bu, ama yinede sen seç gelin hanım" Zelin hanımın sesliyle ona baktım. Güzel bir şey söylemişdi ama küfür gibi çıkmıştı.
Arkamı çevirerek etrafa baktım. Çekiniyordum utanıyordum. Doğal olarak tabi. Gözümü bir kıyafet tutmuşdu ama söylemeğe utanıyordum. Zilan hanım yanıma gelerek "O çok sade soy ismine yakışacak bir şeyler seç" dediğinde kıyafetten ayırdım gözlerimi.
"Tabii sen alışık değilsin şimdi" dedi Yaren.
"Soy ismimizi ne zamandan kıyafetlerle belirler olduk yenge?"
Arkamdan gelen sesle başımı arkaya çevirdim. Siyah dar pantolon siyah uzun palto ve siyah botları. Bunlara zıt olan beyaz üç düğmesi açık gömleği. Serhat Demirkan, gelmişdi. Zaten tedirgindim ama bu adamdan fazla utanıyordum ben.
"Ben namımıza yakış-" "Umay hanımın beğendiği kıyafeti getirin" "Hemen efendim" adımı ilk kez ağzından duymuştum. Garip his ettirmişti. Ben ona bakarken yanımdan geçib gitmişti. Ve o kokusu,bir insan neden bu kadar güzel kokar ki? Dicle haklıydı galiba ondan etkilenmemek elde değildi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kıyafeti alarak kabine girdim. Kıyafetimi çıkarırken elim ayağım bir birine giriyordu. "Tamam heyecan yapma Umay!" Kendi kendimi azarlıyordum resmen. O az önce benim istediğimimi yapmıştı? Yani benim istediğim kıyafeti seçmişti? Aslında olay çok açıktı.
Yengesine kıl oluyordu e haklı da, o yüzden yapmıştı. Yani senle bir alakası yoktu Umay.
Kıyafetin üstlüğenü de takıp saçlarımı düzelttim. Dışarı çıkacakken gözüm aynadan kendime sataştı. Çok güzeldi... o kadar güzeldi ki beni de güzel göstermişdi. Dışarı çıkdığım da tüm gözler bana döndü. Bense aşağı bakıyordum.
Bakışıarımı tek adama çevirdim. Serhat ağaya. Gözlerini kısmış bana bakıyordu. Ama beğenip beğenmediğini anlamamıştım. Çünkü suratın da bir duygu yoktu.
"Alıyoruz"
Tek kelimesi rahatlamama yetmişdi. Kadın başını sallayarak onay verdi. Üzerimi değişdirmeğe geri girdim. Gözüm kıyafetin kıymetine takıldığın da ağzım açık kalmıştı. Baya pahalıydı. Üzerimi değişerek dışarı çıktım. Serhat ağa telefonla konuşuyordu.
Kıyafetler poşetlenirken ayakkabı falan seçmiştik zaten. Serhat ağanın iki adım yanında duruyordum. Telefonu cebine koyup yüzüme bile bakmadan mekandan çıktı. Arabasına binerek gitti. Göre biliyordum evlendikten sonra nasıl olacağımızı göre biliyordum.
Ama bana nasıl davranıyorsa öyle olacaktım, soğuksa soğuk sıcaksa sıcak olacaktım. Ben onu arzulamıyordum bile. Sadece ondan çok fazla korkuyor hem utanıyordum.
Arabaya binerek eve geldik. "Yarın kına var her şeyi biz hall edeceğiz siz yarına hazır olun" başımı sallayarak araba dan indim. Dicle de elinde ki poşetlerle eve girdi Artık her şey için çok geçti. Ben tüm hayatımı kayb etmiştim. ♤
Lütfen kitap hakkın da fikirlerinizi bildirin ❤️🩹