29

52.9K 1.6K 94
                                        

"AKIL VE KALP"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"AKIL VE KALP"

Eve girdiğimde yukarı odaya çıktım.
Kapım açıldığın da Serhat olduğunu var sayarak bakmadım. Ama arkamdan gelen ses ile başımı döndüm.
"Gelin hanım" Azize hanımağanın sesiyle ona baktım.
"Buyurasın Hanımağam" bilmiyorum ama,korkmuştum. Genelde benle konuşmaz ama.

"Hira benim kıymetlim,sen Serhat ağanın karısısın ama eğer olursa Hirayı sakın üzeyim deme. Senle aramız bozulmasın" Hirayı üzmek isteyen kim?
Niye üzeyim ki?

"Anlamadım ama,Hirayı üzecek bir şey yapmadım" şalını düzelterek bana baktı.
"İyi" diyerek dışarı çıkacağı sırada Serhat odaya girdi. Bense hala olduğum yerde durmuştum.
"Sorun mu var Babaanne?"
"Yok evlat" diyerek dışarı çıktı.

Serhatın bakışları bana döndüğn de konuştu.
"Ne dedi?"
"Öylesine" diyerek giyinme odasına girdim kıyafet alarak banyoya girdim.
Sıcak duşun altına girerek yıkandım. Kıyafetlerimi giyerek dışarı çıktım. Saçlarım yaştı kurutacak halim de yoktu. Fazla uzundu.
Serhat balkonda sigara içiyordu.

Ne kadar sigara içerse içsin o kokusu yok olmuyordu. Ne zaman söyleye bilirdim ki Şirini buraya getirmek istediği mi?
Serhat içeri girdiğin de elinde ki silahı gördüm. Evde niye silahla geziyor ki?!
Bakışları bana kaydığın da başımı aşağı saldım.
"Saçlarını kurut" hah sanki beni düşünüyor!

Bir şey demeden koltuğa geçtim.
Yanıma gelerek kolumdan tuttu ve masaya oturttu. Kurutma makinesini takarak önüme koydu. Bense hala ona bakıyordum. Kurutma makinesini alarak saçlarımı kuruttum.

Serhat Demirkan'dan

Siyah uzun saçlarını kurutan kıza baktım. Niye böyle masum bakıyordu?
Kurutma makinesini elinden koyduğun da tarağı elime aldım. Bilmiyorum niye ama yumuşacık saçları bana dokun der gibiydi.
Şaşkınca açılmış gözlerle bana baktı.
Tarağı saçlarına geçirerek yavaşça taramaya başladım.

Acıtmamaya özen göstererek taradım. Bu kızda bir şey vardı insanın.
Aklını ve kalbini karıştıracak bir şeydi.
"Bir şey sora bilirmiyim?" Narin sesi kulaklarıma doldu.
"Sor"
"Şirini yanımıza ala bilirmiyiz? O küçük bensiz kalamıyor" bunu istediğini zaten biliyordum.

"Bakarız" dediğim de sevinçle bana döndü. "Gerçekten mi?" Niye sevindi? Daha evet demedim.
"Çok sağ ol, yani şey sen düşün tabii ama hemen kesdirip atmadığın için sağ ol" şimdi anlamıştım. Her lafını kesdirip atıyordum ya o yüzden böyle düşünmüş.

"Serhat ağa"

Yeniden ona baktığım da küçük kız çocuğu misalı dudaklarını büzerek gözlerini dikti gözlerime. Kehribar gözleri insanı başdan çıkara bilecek kadar güzeldi.
"Hm?"
"Bana inanıyormusun?" İnanıyormuyum? Dediğim gibi aklım ve kalbimin arasında kalmış bir şeydi Umay. Ama içimi yiyen o his gitmiyordu taa ki gözlerine bakana kadar. Gözleri ona inanman için yalvarırı gibiydi.

"Hayır"

Gözlerini bürüyen hayal kırıklığıyla başını aşağı saldı.
"Neden?"
"Bana inanmam için tek bir şey söyle" çaresizce başını aşağı saldı. Sadece bir şey! Şu taş tutmuş kalbimi çöze bilecek bir söz!
"Ne diye bileceğimi bilmiyorum ama, yalan söylemiyorum" bir şey söylemeden ayağa kalktım. Oda ardımdan ayağa kalkarak kanepeye oturdu.Yorganı üzerine çekerek gözlerini kapattı.

Ne bekliyordu? Öyle bir lafına inanacağımı mı? Saçmalık!
Hem neden yatakta yatmıyor? İnatçı kadın.
Telefonum çaldığın da elime alarak açtım.

"Abi iyi akşamlar,Şu senin ormanda ki evi tadilatını yaptırdım. Hazır yani" yanlız kalmak için yaptırdığım ev. Ormanın tam ortasında.
Kaç zamandır gitmek istiyordum.
"Tamam Fetih" telefonu kapatarak uyuyan kıza baktım. Onuda mı götürsem?
Korkar bu. Ama evde yanlız bırakmakta istemiyordum. Bu saflıkla tüm olanları bir gün babaannemlere söyleyecek diye endişelenmiyor değilim.

Umay Demirkan'dan

Sabah yine boynumun ağrısıyla uyandım. Dün bana inanmadığını hattda inanması için bir şey söylememi istedi. Ama ne söyleye bilirdim ki?
Elimi yüzümü yıkayarak aşağı indim. Serhat yokdu,kahvaltı yaparak balkona çıktım. Yarenle Gökçeyi gördüğüm de yanlarına gittim.

"Günaydın"

"Günaydın yenge,baksana şehire çıkacağız bu gün gelsene" çok isterdim.
"Çok iyi olur ben Serhata diyeyim"
"Yok yok, deme yani izin vermez ki hem nerden bilecek gidip geleceğiz işte" ya öğrenirse?

"Yok ben diyeyim"
"Ya yenge beş dakika ya nerden bilecek ki?" Başımı salladım. Umarım öğrenmez Ama böylede gitmeme izin vermezdi ki biliyordum.
Dışarı çıkarak mağazaları gezdik bende bir iki şey aldım. Çok güldüm çok eğlendim keşke hep yapsak bunu.

Eve geldiğim de Serhatın arabası evdeydi. Kalbimi saran korku bedenime yayıldı. Eve girdiğim de Serhat yoktu. Korkar adımlarla odaya girdim. Elinde sigarası gözleri kapalı ve her halinden sinirli olduğunu anladığım Serhat L koltukta sigarasını içine çekerek gözlerini açmadan konuştu.

"Nerdeydin!?"

Yorum bildirin lütfen merak ediyorum aşklar.

Sert Serhatmı Pamuk Serhat mı? Sjakdkdldkdl

Darmaduman (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin