40

48.2K 1.5K 65
                                        

"HAYEL"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"HAYEL"

Sırtımı duvara vurduğum da gözlerimden akan yaşı sildim. Hayır şimdi o kizin yanındamıydı? Ona sarılıyormuydu? Bakıyormuydu bana o gün baktığı gibi?
Benmi yanlış yapıyordum? Serhat bana sözde söylemediği şeyleri gözlerinde söylemişti.
Hayır! Ben onun gibi anlamdan dinlemeden yargılamayacağım.

Saat 2 ye geliyordu bense hala uyumamış onu bekliyordum. Kalbim öyle sıkışıyordu ki, onun o kızla olma düşüncesini aklımda dolaşdırdığım da. Derin nefes alarak dışarı baktım. Serhatın arabasını gördüğüm de camın önünden çekildim. Yatağa geçerek uyuyormuş gibi yaptım. Niye uyumadın niye bekledin demez mi?

Yatağa geçerek geceliğimin eteklerini düzelttim. Üzerimi örteceğim sırada kapı kulpu sesiyle ellerimi yanıma koydum. İçeriye dolan sigara ve Serhatın kokusuyla odada olduğunu anladım. Adım sesleri durduğun da gözlerimi açmamak için zor tutmuştum kendimi.

Üztümde oluşan gölgeyle daha sıkı tuttum gözlerimi. Üzerime örtülen yorganı hiss ettim. Saçlarımdan öperek
"Özür dilerim kızım, her şey için" dediğini duydum. Hayır Umay açma gözünü. Hem o özürü uyurken değil uyanık olduğum da söyleyecekti. Ayağa kalkarak giyinme odasına girdi. Gözlerimi açtığımda fotoğraf gözümün önüne geldi.

Allahım ne yapacağım ben?!

Serhat siyah geceliklerini giymiş dışarı çıktığın da yatakta doğruldum. Sırtımı yatak başına dayadığımda Serhat bana baktı.
"Niye uyumadın?"
"Nerdeydin?" Söylediğim şeyle kaşlarını çattı.
"Dışarda?" Yatakta daha da doğrularak ona baktım.
"Onu biliyoruz tam olarak nerdeydin?"

"Sana hesap mı vereceğim Umay?" Çok güzel ya! Çok iyi. Her şeyi yap sonrada sana hesapmı vereceğim?
Yataktan kalkarak önünde durdum.
"Ben sana veriyorsam sende vereceksin!" Boyun damarlarının şiştiğini gördüğüm de sinirlendiğini anlamıştım.
"Kafan mı güzel kızım? Hep nerde oluyorum işte"

İşin Bahar denen o kızmı diye sormak vardı ya şimdi!
Bir şey söylemeden yatağa girdim. Önce bir dur Umay şimdi zamanı değil.
Serhat ise hala bana bakıyordu. Eğer biraz daha bakarsa konuşmadan duramayacaktım. O yüzden sırtımı çevirdiğimde.
"Çattık ya" diye gevelendi.

Yatağa yattığın da yüzüm onun tarafına dönüktü. Yatakta yatıyordum çünkü kanepeyi dışarı atdırmıştı bey efendi! Söylemeyi kendine yedirememiş kanepeti atmıştı.
"Umay?" Cevap vermediğim de bana döndü. Kaslarını belli eden siyah gömlek giymişrai.

"Bir şey mi oldu?" Diyerek yanağımı okşadığın da geri çekildim. O kıza dokunduğu ellerle bana dokunamaz bir kere! "Olmadı"
"Neyin var kafan gitmiş yine!" Yatakta doğrularak ona baktım.
"Yapdıklarını hemen unutacak değilim! Hem ben bana inanmayan birinin bana yaklaşmasını da istemiyorum. Rahatsız oluyorum" çatık kaşları havalandı.

"Rahatsız oluyorsun? Benden?" O kadar şey söyledim buna mı takıldın gerçekten? Biz şu an neyi tartışıyoruz ki?!

"Evet senden"
"Umay saçlama sana inanmasam bu kadar şeyi yapmazdım değil mi güzelim? Hm? O gün seni o mahzenden çıkarmak için her kesi karşıma almazdım değil mi? Her şeye rağmen hala karım olmazdın değil mi? En başından o oyunu kurmazdım değil mi?" Nasıl yani en başından inanıyormuydu yani? Niye söylemiyor ki!
"En başından inanıyormusun bana yani?"

"Hayır"

Ne diyor anlamıyordum. Ne anlatmaya çalışıyor acaba?
"Ben öyle kimseye inanamam, ama bilmiyorum işte Umay. Senide öyle bir kenara atamam anlıyormusun?" Hala inanmıyordu yani? Şaşırmamıştım. Defolup gitsin o kızın yanına.
"Uyuyacağım Serhat" diyerek arkamı döndüm. Bu sefer sarılmamıştı oda uyumuştu. Ne Hayal ediyordum ki? Bana inanmıyorsa umrumda bile değildi artık. Ama eğer beni aldattıysa her şey bu sefer gerçekten biterdi.

......

Sabah uyandığım da her zamanki gibi Serhat yoktu. Aşağı indiğimde Şirinin yemek yediğini gördüm.
"Ablam? Seni kim uyandırdı?"
"Kendim?"
"Üzerini sen mi giydin?" Elindeki lokmayı yiyerek başını hayrı anlamında salladı.
"Serhat abi" Allah Allah. Kıyafetlerine baktığım da gömleğini ters giydirdiğini gördüm. Yüzümde oluşan gülümsemeyle gömleğini çıkararak düzelttim.

Serhat ve çocuk. Acaba nasıl olurdu. İksini aynı arada düşünmek garip gelmişti. Kesin çocuğun eline silah vererek ateş etmeyi falan öğtetirdi.

.....

Akşam olduğun da kapıda duran iki arabaya baktım. Biri Serhatın arabasıydı diğerindende yengemler indiğinde kapıdan çıktım. Ne işleri vardı burada?
"Yenge?"
"Hiç öyle bakma, Serhat oğlum getirdi" başımı kaldırıp merdivenlere baktığım da Azize hanımağanın bize baktığını gördüm.
"Esma hanımlar bir süre konakta misafirmiz"

"Evimizde tadilat yapılıyordu da, Serhat oğlumda bizi öyle başka evlerde kalmamıza izin vermedi. Konaka kalın dedi" Serhata baktığım da bir şey dememişti. Nerden çıkıdı bu?
Amcamın elini öperek geri çekildiğimde Dicle bana sarıldı. Ama tabii ki bu sahte sarılmaydı.
"Kerime abla misafirlerimize oda açasın"
"Bana ayrı oda lütfen" dedi Dicle.

Serhat yukarı çıktığında ardından gitim.
"Nerden çıkdı bu?" Gömleğini çıkardığın da arkamı döndüm. Pat diye çıkarıyordu! Ama sonra yine önüme döndüm. Niye utanıyorsam?
Beyaz gömleğini çıkardığında aynısının siyahını giydi. Düğmelerini ilikleyerek bana baktı.
"Sevineceğini sanmıştım, evlerinde tadilat gidiyor sokakta mı kalsınlar?"

"Başka evin mi yok? Konaktakiler ne der?" 10 tane konak ala bilirdi isteseydi.
"Buraya gelmek istediler?
Konaktakilere gelince hiç kimse bir şey söylemecek karımın misafirleri"

Çok iyi ya karısı olduğunu hatırladı.
Aynadan bakarak üstünü düzeltti. Asla bir yere çıktığın da aynadan bakmazdı!
"Nereye?"
"İşe Umay? Saçma sapan sorular sorup sinirimi oynatma"
Kapıdan çıktığın da takip etmek istedim ama konakyan çıkmam imkansızdı.

İlk bölüm 1,27 bin okunma ama 18 oy.. üzücü durum.

Darmaduman (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin