35

45.4K 1.4K 158
                                    

"HİÇ"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"HİÇ"

Gözlerimi açtığım da mahzenin soğuk deposunun betonunun üzerin de uyanmıştım. Gözlerim ağlamaktan açılmıyordu. Ayağa kalkarak kapıya yaklaştığım da kapıyı çalacağım sıra da ellerim yanıma düştü.
Sanki çağırsam beni buradan çıkaracaklarmış gibi. Burdan asla çıkamayacaktım. Artık bana ne olacağını biliyordum.
Çünkü artık ben bir hiç tim.

Kapı açıldığında içeri yengem girdi.
"Sen kirlendin Umay, günahın büyüktür. Sende bilirsin kararını verdiler. Artık seni Allah aff etsin" gözümden yaşlar döküldüğün de bir şey dememiştim.
"Töreyi bilirsin aha su temiz,temiz aptestini alasın"
Önüme koyduğu suyla halata baktım. Artık her şey bitmişti. Buradan sağ çıksam da dışar da beni sağ bırakmazdılar.

"Bu işi kendin edersen belki cennete gidersin! Nasıl edeceğini bilirsin değil mi?" Başımı salladım.
"İyi, kendi yapdığın pisliğin cezasını çek o zaman" ağzımı açıp tek kelme etmemiştim. Etmeyecektim de! Serhata söyledim ne oldu? Bana inandı mı? Hayır. Yengemler beni suçlamaya dünden razı zaten. Bir Allahın kuluda çıkıp ne oldu anlat demedi!

Nasıl yapardım ki? Nasıl kıyar bir insan kendi canına? Ama artık gerçekten yaşamak istemiyordum. Zaten ben bu haytta ne gördüm ki? Tüm güzel zamanlarım ne olursa olsun Serhatın yanında geçmişti. Oysa ben her şeyin iyi olacağını hayal etmiştim.
Serhatla geçirdiğim tüm anlarda yalandı. Onun kim olduğunu nasıl bir adam olduğunu görmüşütüm. Acaba ne yapıyor? Arıyor mu soruyor mu beni?...
Halatı elime alarak tavandan astım. Aptestimi alarak büyük taşın üzerine çıktım. Şahadet getirmeye başladım...

Serhat Demirkan'dan

Arabayı evin önünde durdurduğum da sızlayan elerime baktım. Şerefsiz kafasına sıkmadığıma dua etsin. Sonunda gerçekleri anlatmıştı. Umayın bir suçu yoktu. Kafamı siksinler!
Beni korumaya çalışmıştı ben bunu anlamayacak kadar sevgisizdim işte.
Şimdi nasıl alacaksın Serhat ağa kızın gönlünü? Bu sefer öyle kolay olmayacak. Ama bu sefer ben ne gerekirse yapacaktım.
Küçük kalbini o kadar hırpalamıştım ki! Belkide şimdiye kadar ağlıyordu.

Umayın yalvarır ve masum bakışları gözümün önünden gitmiyordu.

Arabadan inerek eve girdim.
Direk odamıza çıktığım da Umay yoktu. Hızla aşağı indiğim de salonda da yoktu. Gitmemişdir değil mi? Gidemezki o!
"Yaren Umay nerede?" Yaren başını aşağı saldığın da cevap vermedi.
"Konuşsana kızım!"
"Serhat abi babaannem- "

"Umay layık olduğu yerdedir" kaşlarımı çatarak babaanneme baktım.
"Ne demek o?" Merdivenlerden inerek karşımda durdu.
"Ahlakı bozuk bir kızı evim de gelin diye barındırmam!"

"Ne diyorsun babaanne?"
"Her şeyi duydum! O kızın gerdek gecesi kız olmadığını da senin oynadığın oyunu da, o kızın ahlakının bozuk ol-"
Elimi yukarı kaldırarak susmasını söyledim. Ağzımı açsam iyi şeyler olmayacaktı. Senin söylediğin laflar bunlar Serhat başkasın dan duyunca ağır mı geldi!

"Umay nerde!?" Cevap vermrdikce deliriyordum. Bulmak iki dakkamı almazdı zaten.
"Karım nerede babaanne!"
"Karım deme o ahlakı bozuk kıza! Layık olduğu yerde evinde. Nefesinin sonlarındadır şimdi" o ne demekti? Törenizi sikeyim! Ölümemi yolladınız lan kızı?
"Eğer onun kılına  zarar gelirse bu konağı başınıza yıkarım babaanne" konaktan koşar adımlarla çıktım.

"Oğul!"

Babaannemin sesine aldırış etmeden arabaya binerek son hız Umaya gittim.
Bir şey olmamıştır değil mi? Benim için yaşamasa bile şirin için yaşar değil mi?
"Kafayı yiyeceğim" direksiyona sızlayan ellerimi çırptım.
"Belke Umay biraz daha bekle!" Araba son hız giderken sanki yollar daralıyordu. Ona bir şey olmasın.
"Bekle güzelim"

Evin önün de durduğum da kapıyı çaldım. Ama açan yoktu. Kapıyı kırdığım da yengesi dışarı çıktı.
"Ne oluyor ayol"
"Umay nerde?" Cevap vermediğin de etraftaki odalara baktım.
"UMAY NERDE DEDİM!"  Eliyle arkayı gösterdiğin de oraya gittim.

Bir şey olmayacak ona sakin ol Serhat!
Sikeyim mahsen lan burası!
"UMAY!" ses gelmediğin de kapıyı kırdım. Tahta kapı yere düştüğünde. İpi elleriyle tutmuş kızı gördüm.
"Umay" ipi ellerinden yere atarak onu kucağıma aldım. Bir şey olmadı vaktin de yetiştim.
"Bana bak! Bitti tamam mı? İyimisin?" Ağlamaktan şişmiş gözlerle bana baktı.

Yanağı kızarmış, dudağı patlamıştı. Kim vurdu lan ona? Kim bilir neler yapmışlardı.
"İyimisin?" Hala boş gözlerle etrafa bakıyordu.
"Bırak,bırak beni! Niye geldin ki?" Küçük güçsüz elleriyle beni itti.
"Senin yüzünden nefret ediyorum sana Serhat! Niye geldin git!" Yerde çocuk gibi ağladığın da onu kucağıma aldım. Bana böyle davranma Umay...

Umay Demirkan'dan

Beni kucağına aldığın da bir şey yapamadım. Yapacak halimde yoktu. Her şey onun yüzündendi sadece bir kez dinlerse bunların hiç biri olmayacaktı. Ben bu kabusu yine bir kez daha yaşamayacaktım.
Beni arabaya bindirdiğin de öylece ağlıyordum. Hayır o eve geri dönmek istemiyorum! O şeyleri yine yaşamak istemiyordum. Bana yine öyle baksınlar istemiyordum.

"Durdur arabayı! Oraya gitmeyeceğim anladın mı? Bitti her şey"

"Umay sus! Saklanacakmısın? Şu saçma işi düzeltmemiz lazım"
"Sen bozdun sen düzelt! Ben senin peşinde sürüklenmeyeceğim. Durdur arabayı" arabnın kapısını açacağım sırada kapıları kitledi. Sinirden kalbim sıkışıyordu.
"Durdur arabayı lütfen nefes alamıyorum" araba birden firen yaptığın da kapıların kilidi açıldı.
Arabadan inerek bir iki adım uzaklaştım. Serhatda arabadan indi.

"Tamam, geçecek söz veriyorum"

Elini yanağıma attığın da geri çekildim.
"Hiç bir şey geçmeyecek. Bitti, inceldiği yerden kopsun artık. Benden kurtulmak istemiyormuydun?" O hala bana bakarken en başından gerekeni dedim.

"Boşanalım"

Boşansınlar mı? 🥲

Darmaduman (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin