39

48.2K 1.3K 74
                                        

"KÜL"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"KÜL"

Her seferinde seni yıkan bir adama sığınmak. Yine o sığındığın limanda yanıp kül olmaktır aşk.
Ama ben küllerimden doğacaktım,ben her düşdüğüm de kalkacaktım. Çünkü insanın kalbinde hep aşk olmalı demiş ZümrüdüAnka,gerçek aşk için yanmak gerekirmiş. Ancak sen gerçekten yanarsan o zaman aydınlanırmış sevdan.
Artık korkmayacaktım,
saklanmayacaktım. Çünkü annem bana zümrüdüAnka olmağı öğretti.

Arabaya binerek konağa yol aldık. Aslında gitmek istemiyordum. Ama saklanmakta istemiyordum. Araba durduğun da kucağım da uyuya kalan Şirini Serhat kucağına aldı.
Salona girmeden Şirini yukarı çıkararak onu yatağa bıraktık.
Serhat bana dönerek elimi tutduğun da elimi geri çektim.
"Serhat lütfen,oyunlara gerek yok. Sen sadece kendi çıkarların için burdasın" belkide kendi çıkarı için değildi ama,
Elbet bir çıkarı vardı.

Hem daha bir özür bile dilememişti. Rol yapmamıza gerek yoktu. Yanından gecerek dışarı çıktığım da oda arkamdan geldi.
Merdivenlerden inerken Serhat Kerime ablaya her kesi çağırmasını söyledi.
Her kes teker teker salona geçtiğin de onlara baktım.
Ablasının oğlunun yapdığı haltarı bilmeyen Azize hanımağanda gelmişti.

Bu konuyu onlara söylemeden kapatmıştı galiba Serhat. Adamı hastanelik etmişti.
"Bu konakta yaşayan her kes Umaya saygı duyacak! Kimse onda tek bir kusur aramayacak! Umay benim karım bunu değişe bilecek bir güç yok" dedi. Her kes bize bakıyordu. Azize hanımağa ise tek kelime söylememişti.

"Serhat! Odama gelesin"

Serhat bana bakarak babaannesinin odasına gitmişti. Zilan hanım bana baktığın da Hira bana yaklaştı.
"Rahatla! Onlar ana oğul gibi. Onların da arasına girmeği becerdin ya uğursuz"
Çok saygı duyuldu gerçekten. Bu Hira ne yapmaya çalışıyor!?
Serhatla evlenmek istediğini anladık,ama Serhat o istemiyordu demek ki?

"Kimsenin arasına girmedim. Kenardan yargılamak kolay. Benim yaşadıklarımı sen yaşasaydın acaba ne yapardın? Serhat yemeğe götürmemişti diye ağlayan bir kız bunları yaşasa dayanamzdı bence" suratının rengi değiştiğin
de yukarı çıktım. Serhat yemeğe götürmediği için ağlayıp Azize hanımağaya şikayet ettiğini unutmuş değilim elbet.

"Tamam Umay bitti! Sakin ol. Serhatta sana inanıyor, inanmasa da inanacak elbet" kendi kendime konuşarak odaya girdim. Sen bana inana kadar özür dileyene kadar san yüz vermek yok Serhat ağa!
Tabii o kimdense özür dilemez değil mi? Çünkü hep o haklıdır. O en doğrusunu bilir değil mi?

Oda da sıkılarak aşağı indiğim de kapının ağzındaki bağırış çağırışla dışarı çıktım.
Korumalar bir kadının kolundan tutmuş dışarı çıkarıyorlardı. Dikkatle baktığım da yengem olduğunu gördüm.
"Yenge" koşarak yanına gittim.
"Ne yapıyorsunuz bırakın" korumalar bir birine bakarak yengemi bıraktılar.

"Yenge ne işin var burda?"

"Ne oluyor orda?!" Azize hanımağanın sesiyle merdivenlere bakrım. Aşağı inerek yanımıza geldi.
"Hayırdır Esme hanım?"

"Azize hanımım vallaha zor durumda olmsam gelmem. Çok zor durumdayım dünürüm" Azize hanım yüzünü buruşturduğun da bir şey dememişti.
"Ne istiyorsun?"
"Sizin çöze bileceğiniz bir şey değil, ben bir Serhat oğlumu görsem?" Ah yenge başıma bela açacaksın.

"Babaanne?" Serhat geldiğin de yengem onun önüne koştu.
"Serhat bey oğlum vallaha sana çok ihtiyacımız var. Bir el atsan bize?"
"Sorun ne Esme hanım?"
"Vallaha çok zor durumdayız" Serhat sıkıntıyla nefes vererek ellerini cebine saldı.
"Sorun ne?"
"Vallaha sorun çok, evimiz başımıza yıkılıyor. Açız acıkdayız,bize bir yardım etseniz?"

Ah yenge ah! Para koparmadan duramıyorsun değil mi?
Serhat bana baktığın da başımı aşağı saldım.
"Hall ederiz" diyerek gideceği sırada yengem karşısına geçti.
"Ne zaman?"

"Fetih, ilgilen" diyerek gittiğin de Fetih yengemle konuştu. Ama yengem hala rahat durmuyordu.
"Yenge ne yapıyorsun? Allah aşkına ne istiyorsun?"
"Şimdi böyle olduk değil mi? Tabii ekmeğimi yiyince, evimde kalınca oluyordu. Şimdi ben darda olduğumda böyle olur dimi?"
"Yenge lütfen git, lütfen"
"Sen onu rüyanda görürsün! Bu koca konakta bizede elbet yer olur değil?" Hayır ya! Bir bu eksikti.

"Yenge"
"Sus be vefasız" kapıdan çıkarak gitdiğin de öylece durmuştum. Rezil oldum! Eve girdiğimde Zilan hanıma önüme geçti.
"Dediğim oluyor değil mi? Tüm aile buraya taşınacaksınız sonunda. Tabii buldunuz bizim gibi birilerini" gözlerim istemsiz devrildiğin de. Bir şey demeden odama girdim.

......

Kapım çaldığın da içeri Yaren girdi. O pek gelmezdi hayırdır?
"Yengeciğim sana pekte hoş olmayan haberler getirdim. Bakmak istermisin?" Dedi sahte üzüntüyle.
Kaşlarımı çatarak ne dediğini anlamaya çalıştım.
"Serhat abim nerde? Söyliyeyim mi? Yok yada dur göstereyim" diyerek bana yaklaştı. Telefonu açarak bana gösterdiği fotoyla neye uğradığımı şaşırdım.
"Serhat abim Baharın yanında. Bahar kim desen bilmiyorum,sadece bu anlarını yakaladım. Ve karısına göstermek istedim"

Telefon elimden sıyrılıp yere düştüğün de gözümden akan yaşlara engel olamadım. Yalanmıydı hepsi? Kurduğu tüm cümleler? İnandığım tüm sözler yalanmıydı?
Bana bir kez bile sarılmamıştı.
Bir kez bile...

Size Serhat Umayı aldatıyormu?

Yorum yapın lütfen
Hepsini dört gözle bekliyorum...

Darmaduman (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin