30

48K 1.4K 74
                                    

"ZAMAN"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"ZAMAN"

Sorduğu soruya cevap vermemiştim. Ne diyecektim ki,niye gitmiştim ki! Aptal kafam. Hala gözlerini açmamış cevap bekliyordu.
Birden ayağa kaktığın da korkarak geri gittim. Üzerime yürüdüğün de korkarak ona baktım.

"Nerdeydin dedim lan!"

"Be-ben Gökçelerle dışarı çıktım. Özür dilerim sana söylemek istedim ama-" sözümü keserek yeniden bağırdı.
"Şu sikdiğimin evinden çıkdığın da haber veremiyormusun?!"
Gözlerim dolduğun da başımı aşağı saldım.
"Kimden izin aldın lan ha!" Bağırdığın da yerimden sıçradım. Keşke gitmeseydim.
"Lütfen kızma,kızlar vardı yanlız değildim ki. Bir daha çıkmayacağım"

Sinirle elini burun kemerine götürdü. Arkasını cama çevirdiğin de gözlerimden akan yaşlar yanaklarıma firar etti.
"Ağlamayı kes!" Yüzünü bana dönerek karşımda durdu.
"Ne kadar yapdığın yanlışlar için ağlamayı devam edeceksin?!"

"Yanlış yapmadım! Hem her kes yanlış yapar sen fazla abartıyorsun" ağlamaktan konuşamamıştım. Niye bu kadar sinirli? Zaman geçtikçe iyi olacak diye düşünmüştüm. Ama sanki dahada katı oluyordu.
"Çık dışarı" göz yaşlarımı silerek dışarı çıktım. Hoş geçirdiğim bir günün sonu hep böyle olurdu benim için.
Ne zaman mutlu oldum ki?

Salona indiğimde Gökçe koşarak yanıma geldi. Üzgün görünüyordu.
"Yenge kızdı değil mi? Özür dilerim özür dilerim gerçekten ben sadece sende gel, eğlen istedim" başını aşağı salarak ellerimi tuttu.
"Üzülme senin suçun değil keşke haber verseydim"
"Kırdımı seni? Vu-vurmadı değil mi?" Başımı hayır anlamında salladım. Bana hiç vurmamıştı. O gün bile gerdek gecemizin sabahı bile o sinirle vurmamıştı.

"Hayır"dedim. Başını salladı.
"Sil gözlerini anlamasınlar" gözlerimi silerek temiz havaya çıktım.

Akşam olduğun da yemek masasına geçtim. Serhatı görmemiştim kavgadan sonra. Kavga değil beni azarlamasıydı baya baya. Çalışma odasındaydı sabahtan beri.
"Kocan nerede Umay?" Azize hanımağanın sesiyle ona döndüm.
"Çalışma odasında efendim"
"Kamile Serhatı yemeğe çağırasın" memnuniyetsiz bakışlarını üzerime dikerek yemeğine devam etti.

Galiba yemeğe oturduğum da Serhatıda çağırmam gerekti. Ama bana o kadar bağırdıktan sonra öyle hemen konuşamazdım. Hem gönlümü alsın bana ne? Çok beklersin Umay hanım daha çok beklersin Serhat ağa senin gönlünü alacakmış!

Merdivenlerden inen Serhata baktığım da yan masama geçti. Masada sakinlik sürerken her kes yemeğini yedi.
Yemeği bitirdikten sonra masayı toplamaya yardım ettim. Yukarı çıktığım da odaya girdim. Şirini çok özlüyordum keşke şu an burda olsa zaten bu evde sıkılıyorum.

Odada Serhat yotdu. Balkona çıkarak bahçeye bakrım. Hava az yağmurluydu. Derin nefes alarak yaşadıklarımı aklımdan geçirdim. Neler yaşamıştım bu güne kadar. Bundan sonra neler yaşayacağım hakkında da bir fikrim yoktu. Ama mutlu olmak için ne gerekirse yapacaktım.

Odanın kapısı açıldığında içeri Serhat girdi. Bana bakdığında bir şey söylemeden giyinme odasına girdi. Dışarı çıkdığında elinde küçük valiz vardı. Bir yere mi gidiyordu? Hemde bensiz? Bu evde yanlız kalmak istemiyordum!

"Valizni hazırla"

"Neden?" Başını valizden kaldırarak bana baktı.
"Sorgulama yap" benide götüreceği için içden içe sevinsem de belli etmedim. Hem daha gönlümü almadı?
"Gelmiyorum ben" elinde ki valizi bırakarak bana döndü.
"Sormadım geliyorsun dedim!" İyi ya yine kendi bildiğini yaptıracak ya sonunda.
"Ben senle konuşmuyorun hem" kolumdan tutarak kendine döndürdü.

"Umay çocukluk yapma! Gel dediysem geleceksin. Tabi sen izinsiz gitmeyi tercih ederdin değil mi?" Hala konuşmazken ona baktım.
"Valizini hazırla Umay" biraz daha yaklaşarak gözlerini yüzümde gezdirdi ve dudaklarımda durdurdu. Yine öpecek sandın ve kalbim ağzımda atmaya başladı.
"Gönlünu alırım ben" nefesi dudaklarıma çarptı.

Gönlünü alırımı demişti? Bak şimdi daha çok heyecanlanmıştım. Gözlerini dudaklarımdan alıp gözlerime dikti. Kollarının arasından sıyrılarak giyinme odasına girdim. Karnımda uçuşan kelebekler bir anda durmuştu. Valizimi hazırkayarak dışarı çıktım.
Aşağı indiğimiz de arabaya bindik. Nereye gitdiğimizi bilmiyordum. Ama o evden uzaklaşdığım için sevinmiştim.

Kalbim sıkışıyordu o konakta.
"Nereye gidiyoruz?" Kendimi tutamayarak sormuştum. Bana dönmeden
"Gidince görürsün" dedi. Yine kısa ve yararsız cevaplar vermişti.
Acaba Şirin hakkında düşüncesi ne oldu? Hiç bir şey söylemiyor ki! Soruncada doğru düzgün cevap vermiyordu.
Ormanlık yoluna girdiğimizde Araba durdu. Karşımda ki eve baktığım da yüzümde kocaman gülüş yarandı.

 Karşımda ki eve baktığım da yüzümde kocaman gülüş yarandı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Burası çok güzeldi. Öylece yolda yürüdüğümüz de ben durdum. Çünkü bu güzelliği seyr etmek istedim. Serhatın ayağının altında ezdiği yaprak sesleri birden durdu.
Bana baktığın da yürümeye devam ettim.

Eve çıkdığımız da içinin dışından daha güzel olduğunu gördüm.
"Senin mi burası?"
"Evet"
"Niye geldik buraya?" Kabanını çıkararak koltuğa attı. Ve kendiside koltuğa oturarak başını arkaya atarak gözlerini kapattı.
"Kafa dinlemeğe"

"Çok güzel, hep gelirmisin? Yanlızmı gelirsin? Ne kadar kalacağız?"
Gözlerini açarak bana baktı.
"Kafa dinlemeğe geldik sus. Ses çıkarma dışarı çıkma başka ne istersen yap"
Konuşmayalım mı?!

Biraz baş başa kalsınlar değil mi? Dldkdkysus

Yorumlarınızı unutmayın♡

Darmaduman (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin