"YENİ HAYAT"
Bir şey söylemeden bende koltuğa oturdum. Konuşmayacağım diyorum ama,bir türlü duramıyordum konuşmadan. Ah Umay ne kafasız kızsın sen? Seni her seferinde böyle yıkıp döken adama her seferinde sen koşarak gidiyorsun.
Diziyi yeni izlemeye başladığım da ışıklar gitmişti. Bir bu eksikti. İyiki triplere girip yanlız odaya gitmemiştim. Kafayı yerdim şimdi.
Serhat Ayağa kalkarak kapıya yöneldiğinde ardından gittim.
"Nereye?!" Karanlıktı bir şey görmüyordum ki!"Şalter attı galiba. Bekle burda"
"Çabuk gel" kapı kapanma sesi geldiğinbde elimle önüme baktım.
Karşımdaki masadan tutunarak Serhatı bekledim. Niye gelmemişdi ki? Dışarımı çıksam? Karanlıktan korkardım hatta karanlıkta kafamda saçma sapan senaryolar kurarak daha çok korkmama neden olurdum.Kapı sesi geldiğin de Serhat yanıma geldi.
"Olmadı. Şalter değil"
"Karanlıktavmı kalacağız?" Beni yanlız bırakmazdı değilvmi bu karanlıkta? Bir yere gitmez değil mi?
"Karanlıkta kalmayacağız karanlıkta uyuyacağız" başımı salladım. En azından bir yerlere gitmemişti. Karanlıktan pekte korkmam az kalmadım karanlık mahzenlerde ama, yanlız olunca bir korkmuyor değilim.Odaya gittiğimizde Serhat telefonun ışığını açtı. Tek yatak vardı. Kanepe yoktu burada.
Serhat valizden kıyafetlerini alarak odaya girdi üzerini değişerek geri geldiğin de bende pijamalarımı alarak odaya gireceğim sırada karanlık olduğu aklıma geldi ve telefonu alarak yeniden odaya girdim.Üzerimi giyip dışarı çıktığım da cam olan duvara vuran set yağmur damlalarının sesi odayı sardı. Serhat ise sigara içiyordu.
Karanlıkta yanan sigara ışığından anlamıştım. Yatağa oturduğum da Serhatda yatağa oturdu. Yorganın altına girdiğim,de telefonun ışığını açık koyarak masaya bıraktım.Yorganı üzerime çekdiğim de Serhatın üzeri açıkta kalmıştı. Serhat bana baktığın da yarsını ona verdim. Yorgan küçük ben ne yapayım?!
"Burası soğuk"ormanın ortasında olduğumuz için ev bir türlü sıcaklaşmıyordu.
"Ne yapa bilirim?" Sarıla bilirsin mesala? Tabii bende heyecandan uyuyamayayım değil mi?
Bir şey söylememiştim.Serhat Demirkan'dan
Yanımda uyuyan kıza baktım. Acaba hala üşüyormuydu? Ayağa kalkarak diğer odadan yumşak battaniyeyi getirerek küçük bedenini sardım. Kalbini kırmıştım ama, bu kız beni değiçecek diye düşünüyordum. Beni başka biri yapacak diye. Ve bu hiç hoşuma gitmiyordu.
Gönlümü al diyordu ama, bir gönül nasıl alınır bilmiyordum. Kırılan kalp hele bir kızın kalbi nasıl onarılır bilmiyordum. Onarmayı bilmiyorsan kırma Serhat! Yumşak saçlarına elimi attığımda yaklaşarak kokusunu içime çektim. Bir insan nasıl masumiyyet koka bilir ki?
Her Umayın naif kokusunu aldığım da gözlerim istemsiz kapanıyordu. Ne oluyor bana!
Yatağa geri dönerek yüzümü arkaya döndüm. Ama o kokuyu alamadığım için yüzünü ona çevirdim. Niye arkasını dönmüş ki bana?!
Bir elimi belinden geçirdiğim de küçük bedeni göğüsüme değidi. Gözlerimi kapattığım da ilk kez bu kadar huzurlu uyuyacağımı anladım.
Çünkü bu küçük kız benim
yeni hayatımdı.Sabah burnuma dolan kokuyla ve boynumu gıdıklayan şeyle uyandım. Gözümü açtığımda Umayın saçları bana dolanmıştı. Ve kendiside bana sarılı vaziyetteydi. Kıpırdadığın da gözlerimi kapattım.
"Ah saçım!" Saçlarını benden kurtarmaya çalışıyordu.
Gülmemek için zor durmuştum, bazen Umayla uğraşmak fazla zevkli oluyordu."Günaydın karıcım" şaşkınca başını kaldırdığın da kehribar gözleri kocaman açılmıştı. Yüzümüz yakın olduğu için dolgun dudakları dikkatimi çekmiyor değildi. "Günaydın" dedi dilinin ucunda. Tabii ya kendisi ile küstük değil mi?
Saate baktığım da fazla geç olduğunu gördüm. Hiç bu kadar geç uyanmazdım ama.Umay Demirkan'dan
Karıcım mı? Dediğim gibi Serhatın çok fazla ruh değişiklikleri vardı. Keşke hep iyi kalsa.
Serhat ayağa kalkarak banyoya girdi. Üzerimi değiçerek elimi yüzümü yıkadım. Aşağı indiğim de sofrayı kurdum çayları dökerek Serhata seslendim."Kahvaltı hazır, hadi gel"
Serhat nemlenmiş saçlarını kurutarak salona geldi. Önce masaya sonra bana baktı. Masaya geçerek yemek yemeğe başladık. Ekmeğin üzerine çilek reçeli sürerek ona uzattım. Uzattığım ekmeğe bakarak
"Ben tatlı yemem" dedi. Niye bu kadar tatlı olduğu belli oldu!"Bir günlük o zaman. Buradan çıktıktan sonra yine yemezsin" başını kaldırarak bana baktığın da ekmeği eline aldı.
"Değişiklilleri sevmem ama...sen bir başkasın Umay. İnsan karşı çıkamıyor" güldüğüm de ekmekten ısırık aldı. Sen bir başkasın, bu lafını unutmayacağım.
Telefon çaldığın da ayağa kalkarak telefonu açtı."Söyle Fetih" bana bakarak konuşmaya devam etti.
"Tamam""Bir sorun mu var?"
"Gitmemiz gerek, işle ilgili" başımı sallayarak ayağa kalktım. Masayı toplayarak valizimi aldım. Arabaya bindiğim de eve baktım. Çok az kalmışdık oysa.
Eve geldiğim de arabadan inerek salona girdim. Serhatta arkamdan geliyordu ve hala telefonla konuşuyordu. Salona girdiğim de gördüğüm şeyle şaşkına döndüm.♤
Sizce ne gördü??
Lütfen bol yorum yapın. Sizi seviyorum♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Darmaduman (Töre)
Fanfic'Törenin ateşinde yanan genç kız, duygularını kayb etmiş bir adam. törenin ateşinde savrulan hayatlar...' Argo,şiddet,küfür, uygunsuz davranışlar içerir bilerek okuyunuz♤ [DÜZENLENECEKTİR]