Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"UÇURUM"
Dicleleri okula bırakarak yola devam ettik. Nereye gittiğimizi sormuyordum. Eğer süpriz falan yapıp gönlümü alacaksa çok beklerdi. Ben bu adamı anlamıyorum! Dün bana inandığını hatta en başından bu yüzdün oyun yapdığını söyledi. Ama sonrada ardından tam inanmıyorum dedi. Ne yapa bilirdim bana inansın diye? İnanmıyorsan bırak gideyim değil mi?! Ama yok illa yanında kalacağım.
Araba durduğun da eski küçük bir evin önünde durduk. Arabadan indiğimiz de olduğum yerde durdum. Serhat arkasını dönerek bana baktı. "Gelsene" gözlerimi devirerek arlasından gittim. "Niye geldik buraya?" Kapıyı tıklatarak bana döndü. "Daha fazla kafanda kurma diye" "Ha benim için yani?" "Yok kurup kurup başımın etini yeme diye" nasılmış durup durduk yere suçlanmak? Birinin sana inanmaması?
Kapıyı bir kez daha tıklattığın da karşımda gördüğüm kızla şaşkına döndüm. Bu o kızdı fotoğrafda ki? "Serhat abi hoş gelmişsin" abi mi? Bana baktığında, "Umay hanım mı? hoş gelmişsin hanımım" diyerek elimi öpeceği sırada geri çekildim. "G-gerek yok" kafam allak bullak olmuştu. "Buyurun içeri lütfen" içeri girdiğimizde kanepeye oturdum.
"Abi bir sorun yokdur İnşAllah?" Meraktan tırnak etlerimi koparıyordum. "Yok, Umay seni tanımak istedi" dedi. "Siz konuşun ben geliyorum" diyerek dışarı çıktığın da Bahar önüme kahve koydu. "Hanımım bir isteğin var mı?" Ne hanımımı ya? Biri bana böyle söylediğinde rahatsız oluyordum.
"Yok,yok teşekkür ederim, ben bir iki soru soracaktım" Başını salladığında konuşmaya devam ettim. "Serhatı nerden tanıyorsun?" Sorduğum soruyla yüzü düşmüştü. "Şey biz, yani ben anlatamam hanımağam. Bu biraz özel ama Serhat abiye değil bana özel" nasıl özel? "Yani aranız da bir şey yok?" Ellerini ağzına götürerek. "Yok hanımağam ne haddime? Serhat ağam bana abilik yaptı sağ olsun" ama neden yaptı? Sebebi neydi.
"Sarılıyordun?"
Dediğim de başını aşağı saldı. "Siz yanlış anlamışsınız. O gün bir şey oldu ben bir anlığna. Özür dilerim ama Serhat abi hep abim gibi oldu. Yemin ederim bak ekmeğe el basarım ki öyle" dedi önünde ki ekmeyi göstererek. Yalan söylemiyordu gözlerinde o çaresiz kız çocuğunu görmüştüm.
Tıpkı aynada kendimde gördüğüm gibi.
"Anladım, zaten öylesine sordum. Ben artık kalkayım" uçurumun kenarında gibiydim. Sanki yanlış bir şey yapsam ordan düşecek gibi.Dışarı çıktığımda Serhat arabaya yaslanmıştı. Daha yeni ayak basılan karı ezerek yanına gittim. "Sarılmışsınız?" "Hayır dotoğrafa dikkatle bakarsan benim sarılmadığımı görürsün" dikkatle bakmamıştım. O anın öfkesiyle tabi.
"Yani, seni aldatmıyorum,aldatmam da" "Sana inanmamı mı istiyorsun?" Kaşlarını çattığın da bir şey demedi. "Tıpkı benim bana inanmanı istediğim gibi?" "O mesele kapandı değil mi? Sana inandığımı söyledim? Hatta senden özür diledim?" Uyanık olduğumu biliyormuydu? "Ben uyuyordum bi kere" diyerek ellerimi bir birne bağladım. "Yapma, uyanık olduğunu ikimizde biliyoruz değil mi?" Bir şey demeden arabaya bindim.
Rahatlamıştım. Ama hala Bahar konusunu tam anlamamıştım. Niye serhat ona yardım ediyordu ki? Sormayacaktım. Çünkü sorsamda söylemezdi biliyordum. Zamanı geldiğinde öğrenirdik artık. Baya baya onu kıskanmıştım, başka kızla birlikte diye kıskanmıştım. Kafamda kuruyordum bana sarılmadığı gibi ona sarılıyormu diye?
"Sen in benim gitmem lazım" başımı salladığım da arabadan indim. Hayır başka zaman öpüyorsun şimdi de öpsene be adam! Eve girdiğim de Azize hanımağaların salonda oturduğunu gördüm. Yengemlerin yanına geçerek oturduğum da Zilan hanım konuştu. "Nerdeydiniz böyle?" "Biraz gezdik öylesine" dedim.
"Zilan Borandan haber varmı?" "Yoğun bakımdan çıkarmışlar normal odaya" neyle dövdün sopaylamı dövdün be adam? Ya her şeyi anlatırsa o zamanda başıma iş açılacaktı ya.
Hava karardığın da içim içimi yiyordu ya Boran anlatırsa diye. Artık neylese uğraşmak istemiyordum. Aşağı inerek Fetihe baktım. "Şey Fetih Serhatı araya bilirmiyim?" "Buyur yenge" Serhatı aradığım da açtı. "Benim Serhat" "Ne oldu Umay?" "Ya şu Boran yoğun bakımdan çıkmış, şey bir şey anlatmaz değilmi?" Derin nefes aldığını duydum. "Sen rahat ol" dediğinde tamam diyerek telefonu kapatarak geri verdim.
♤
Bir türlü uyku tutmuyordu. Serhat niye gelmemişti ki? Yatağa geçerek öylece oturdum. Kapı açılıdığın da oraya baktım. Elinde bir poşet vardı. "Niye uyumadın?" "Uyku tutmadı" dedim kısık sesle. Elindeki poşeti bana verdi. "Ne bu?" "Telefon,sana" heyecanla açarak baktığım da son model olduğunu gördüm. "Çok teşekkür ederim" "İçinde benle Fetihin numarası var, başkada kimseyi alma" "Yengemleride mi almayayaım?" "Erkek alma Umay" başımı sallayarak telefonu kurcalamaya başladım.
Başımı kaldırdığım da Serhatın bana baktığını gördüm. Ama garip bakıyordu yiyecekmiş gibi. "Niye öyle bakıyorsun?" "Beni azdırıyorsun" söylediği şeyi anlamamıştım. Azmak? "Anlamadım?" Dedim kaşlarımı çatarak. "Anlatayım o zaman" dedi hala bakışlarını benden çekmeden üstüme geldiğin de birden dudaklarıma yapıştı. İstemsizce gözlerim kapandı.....