Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"SONZUZA KADAR"
Serhatın ne diyeceğini merak etmiştim açıkcası. " şirin çok güzel resim çizdiğini söyledi. Okula gitmek istermisin?" Duyduğum şeyi algılayamamıştım sanki. Okula gitmek istermisin mi dedi? Kaşlarım havalandığın da kocaman gülümsedim. O olaydan sonra okul hayatım bitmişti,hatta kapıdan dışarı çıkmıyordum. Okumak en büyük arzumdu ama,bunun olasılığını bile düşünmek benim için imkansızdı. "Gerçekten mi?" Başını salladığın da ona sarıldım. Sonra daha sıkı sarıldım ellerini sırtıma atarak yavaşca sıvazladı.
"Ben çok isterim Serhat, ola bilri mi böyle bir şey gerçekten?" "İstersem olur" ondan ayrılarak ellerimi önümde birleştirdim. Şu an sevinçden bağırmak istiyordum. "Ama konaktakiler ne der?" "Ben hall ederim" başımı salladım. Düşüncesi bile heyecanlanmama yetmişdi. Serhat yine hayatımda bazı ilkleri yaratıyordu.
....
"Nerden çıktı oğul bu? Nerde görülmüş hanımağası okula gider? Biz senin çocuğunu beklerken sen bunumu verirsin bize?" Duyduğum şeylerle başımı aşağı saldım. Zaten böyle olacağını biliyordum. Serhatla Azize hanımın odasına konuşmaya gelmiştik. "Karımın kararlarını ben veririm,sorgulamakta bana düşer babaanne. Sana sadece bildirmeğe geldim" duyduğum şeylerle ağzım açık kalmıştı. Tamam ama oda babaannesi böyle konuşmasıda hiç hoş olmadı. Doğrusunu söylemek gerekirse onların arasına girmek istemiyordum.
"Kararını vermişsin de burda ne işin vardır!" "Haberin olsun diye" dışarı çıktığın da ardından gittim. Keşke böyle olmasaydı. "Serhat,neden öyle yaptın. Lütfen bak izin vermiyorsa gitmeye bilirim. Başka türlü de çözeriz" elini cebine salarak bana baktı. "Okulu aldım" dedi elinde ki içkiyi içerek. "Ne yaptın?!" Okulumu almış ne gerek var ki? "Okulu aldım, sana özel olarak Çizim dersi verilecek. Şöförle gidip şöförle döneceksin. Başka yere gitmek,okuldan izinsiz çıkmak yasak. Hele ordaki erkek veletlerle konuşmak yasak" dedi. Sadece dinlemiştim. Ne çok kural var?!
Ama bunlar bana sorun değildi. O demeseydide böyle olacaktı zaten. "Anladın mı karıcım?" Başımı olumlu anlamda salladım. Herşeyi boş veriyorum şu an o kadar heyecanlıydım ki, anlatamazdım. Sonsuzluğa kadar bu heyecanın içinde kalmak istiyordum. "Ne zaman Serhat? Ne zaman gideceğim?" "Yarın" başımı sallayarak güldüm. Camdan bakarak yarını hayal ettim. Arkamı döndüğüm de Serhat yoktu.
Kapı çaldığın da Çalışan kapıyı açtı. Baktığımda Hiranın geldiğini gördüm. Üzerinde ki kırmızı şık kıyafeti ve kırmızı ruju onu oldukça gösterişli göstermişti. "Naber Umay? bakıyorum da ailelikce buraya gelmişsiniz?" Sana ne be kadın? "Serhatın isteği, haberim yokdu" dedim. Ellerini bir birine bağlayarak "Eminim Serhatın kararıdır" dedi.
"Anlamadım?" Aşşağlayıcı bakışlarını üzerimde gezdirdi. "Kimsin ya sen? Bir kendine bak birde bana? Sen kimsin ki burdasın?" Tersinden kalkmış galiba. "Doğru düzgün konuş benim kimliğimi sorgulamak sana kalmadı" beni duymamzlık yaparak yeniden konuştu. "Yada dur ben söyleyeyim,sen aşık oldun,sen lüks arabalarda gezen,milyon dolarlık evlerde oturan,her şeye sahip,ürgüpün ağası yakışıklı güçlü bir adama aşık zavallı kızsın" hayır! Bunlar umrumda da değildi. Onun parası kimliği hiç biri.
"Neyine güvendin ki?" Gözlerimi sinirle kapatarak "bu kadarı fazla oldu kes!" Dedim. Ama o hala konuşuyordu. "O kadar safsın ki, sen daha kim olduğumu bilmiyorsun.
Bir bak kendine, sıradan mahalleli bir kız. Bide bana bak,nasıl göründüğüme nasıl konuştuğuma. Rujuma bak kıyafetime bak aylarca çalışsan bile alamazsın sen bunları. Benim yerime seni seçmesi için tek bir neden söyle bana"
Kalbime oturan ağırlıkla derin nefes aldım. Haklımıydı? Acıyormuydu bana? Bu yüzden mi yapıyordu bunları? Hayır! Ne yalan olursa olsun benle konuştuğundaki ses tonu, bana baktığında gözünde gördüğüm o ifade yalan değildi. "Sen kimsin ya ha! Karşında hanımağa var. Kafanda kur kur nereye kadar? Seni seçseydi şu an burda ben olmazdım demek ki,senin bin liralık rujin Serhatın dikkatini çekmemiş" artık bir şey dinlemek istemediğim için yukarı çıktım.
....
Hava karardığın da Şirini yatırarak odaya girdim. Kalbim sıkışıyordu. Nasılda mutluydum! Nerden çıktı bu Hira. Haklı değildi ama bilmiyorum işte düşünmeğe zorlamıştı beni. Kapı açıldığın da oraya baktım. Serhat gelmişti göz yaşlarımı silerek ayağa kalktım. "Hoş geldin" bana bakarak kaşlarını çattı. "Ağladın mı?!" Başımı hayır anlamında salladım. "Umay neden ağladın? Anlatmayana kadar bırakmayacağım biliyorsun değilmi?"
"Galiba gerçeklerle yüzleşdim" "O ne demek? Tane tane anlatmasana kızım!" "Hira, benim sana layık olmadığımı,onun rujunun bile benden pahalı olduğunu söyledi. Haklı mı?" Sinirle odada volta attı. "Lan! Niye dinliyorsun ki onu?"
"Haklı mı?" "Tabi ki değil Umay, senin tek saç teline bile değmeyen bir kadın için kendini üzme" başımı kaldırarak ona baktım. Rahatlamıştım. "Hirayı geçdim hiç bir kadın umrumda değil" gülümseyerek göz yaşlarımı sildim. "Gerçekten mi?" "Gerkçekten" dedi göz yaşlarımı silerek. "Senin o temiz kalbine kurban olurum" diyerek bana sarıldığın da bende ona sarıldım.
♤
Yorum yapın lütfennnğğğ
Ana dilim olmadığı için yazılım hatası ola birir. Çok üzgünüm arkadaşlar:(