59

34.4K 1.1K 59
                                        

"KORKU"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"KORKU"

Ellerimin içi kanamıştı. Yıkayarak odaya geri döndüm. Ne yapacaktım şimdi ben? Daha fazla bu evde kalamazdım. Bu adamın tehtitlerine boyun eğemezdim. Ama Serhata bir şey yapar diye korkuyordum.
Dışarı çıkarak Şirinin odasına girdim.
"Ablam yemek yedinmi?" Başını hayır anlamında salladı.
"Hadi o zaman birlikte yiyelim?" Elinden tutarak salona indim.
Mutfağa girdiğimde Kerime hanım bana baktı.
"Bir şeymi isteyeceksiniz Umay hanım?"

"Yemek yiyecektikte, burada yeriz" diyerek masaya oturacağım sırada
"Olurmu öyle şey? Hazan dışardaki sofrayı kur Umay hanımla küçük kıza" dedi.
"Teşekkür ederim" diyerek dışarı çıktım.
Masaya oturduğumuzda duyduğum sesle lokma boğazımda düğümlendi sanki.
"Afiyet olsun, küçük kızmı? Bak aynı sen aynıı" diyerek elini saçlarına atacağı sırada Şirini kendime çektim.

"Ona dokunursan seni gebertirim"

Söylediğim şeyle güldüğünde hemen kafasını tuttu.
"Elinde ağırmış ha" ona takmadan yemeğimi yedim.
Yemek yedikten sonra yukarı çıktım.
Serhatın arabasını gördüğümde yüzümde gülümseme oluştu.
Kapım açıldığında Serhat içeri girdi. Yanına giderek sıkıca sarıldım ona sağ salim gelmişti ya bana o yeterdi. Geri çekileceğim sırada elimde oluşan ıslaklığa baktım.

Gördüğüm şeyle başımı saldırıp Serhata baktım. Kandı bu neresinden değdi elime?
"Serhat ne oldu? İyimsisin? Kan bu?!" Etrafına bakdığımda hiç bir şey görmemiştim.
"Yok bir şey Umay abartma" diyerek banyoya gireceği sırada kolundan tuttum. Elimde daha çok ıslaklık yarandığında hemen koluna baktım.
"Serhat kanıyor! Neren yaralandı"

"Kolum" dediğinde ceketini çıkattım. Gördüğüm Şeyle içim acıdı. Kolu kan içindiyedi.
"Ne oldu sana?"
"Ufak bir kaza sorun yok güzelim" ufak kaza? Ya koluna değilde başka yerine gelseydi? Adil! O yaptı değilmi Şerefsiz nasıl yapar ya? Benden akıttığını Serhattan alacam demişti!
"Kim yaptı?" Dedim onu yatağa oturtarak.
"Bilmiyorum" dedi. Gömleğini yavaş yavaş açtığımda koluna bakamıyordum.

"Off çok kötü, ya başka yerine gelseydi?"

"Başka yer? O yüzden diyorum işte elimizi çabuk tutup çocuk yapalım"

Söylediği şeyle kaşlarım havalandı. Dalga geçmenin sırasımı Allah aşkına. Hem niye her şeyi yatağa bağlıyor?
"Sen anca dalga geç" dediğimde ayağa kalkarak yardım çantasını getirdim. Koluna pansuman yaparak sardım.
"Lütfen çok haraket ettirme, ve dikkatli ol Serhat" yanağımı okşayarak dudağımı öptü.
"Hem niye hastaneye gitmedin ki?"
"Beni vuran şerefsizi dövmekle meşkuldum" dediğinde ayağa kalktım.

"Biliyormusun kim yaptı?"
"Para için yaptım dedi ama inanmadım başında hangi şerefsiz piç varsa" amcan şerefsiz var Serhat.
"Ama yinede doktoro git kurşun sıyırmış  Serhat,mikrop kapa bilir" elleimden tutatak beni göğüslerine haps etti.
"Abartma,hem benim ilacım burda doktoru ne yapacağım?"

Ellerimin içini tuttuğu için yakmıştı. Yüzümü buruşturduğumda Serhat önce bana sonrada ellerime baktı.
Kaşları çatıldığında tek tek inceledi.
"Ne oldu ellerine?"
"Va-vazo kırıldı toplarken oldu" dediğimde Serhat sinirle nefesini dışarı verdi.
"Sen niye topluyorsun? Çalışan yokmu bu evde"
"Sorun yok hadi çıkalım dışarı" ellerimi öpdüğün de dışarı çıktık.

Aşağı indiğimizde Azize hanınağayla Adil kahve içerek sohbet ediyorlardı.
"Gel oğlum" dedi Azize hanımağa.
Serhat Adile bakarak kaşlarını çattı ve bana baktı.
"Ne oldu amca?"
"Ya yeğen sen görünmez kaza de ben nazar" dediğinde istemsizce gözlerim devrildi.
Kanepeye oturacağım sırada Adille yan yana düşdüyorduk mecbur oturacağım sırada Serhat benim yerime geçtiği. Bense Sehatın yanına geçtim.

Neden öyle yaptı ki? Neyse ne Adille anı yere düşmemiştim ya yeter o bana.
Kahve içerek yukarı çıktığımızda cesaretimi toplayarak Serhata döndüm.
"Gidelim... bu evden gidelim Serhat" söylediğim şeyle kaşlarını çatarak bana baktı.
"Ben bu evde kalmak istemiyorum" dedim.
"Biri bir şeymi dedi? Kalbinimi kırdılar?"

"Hayır, gitmek istiyorum işte. Bu konakta iyi şeyler yaşamadım,daralıyorum burda" eğer kalırsak Serhata her seferinde zarar verecekti. Böylesi daha iyiydi uzak.
"Saçmalıyorsun şu an,anlatmıyorsun ki dinleyeyim çözeyim"
Senin için Serhat...
"Anlattım işte sıkılıyorum bu evde.Çokmu zor başka eve gitmek!"

"Gitmeyeceğiz, anladın mı?"

Başımı salladım. Bir şey demeyerek dışaırı çıktım.
Ona bir şey olacak diye yanlış bir şey yapacak diye korkuyordum...

Darmaduman (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin