Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"SÜPRİZ"
Karşımda duran şirini gördüğümde hem şaşırmış hemde sevinmiştim. "Ablam" onu kucağıma aldığımda küçük elleriyle bana sarıldı. O'kadar özlemiştim ki,anlatamazdım. "Abla bak ben geldim" sarı saçlarını arkaya atarak alnından,yanağından öptüm. Ayağa kalkarak serhata baktım.
"Şirin bundan sonra bizle kalacak" konaktakilerden ses çıkmazken Serhat yukarı çıktı. Bende Şirini alarak ardından gittim. Demek gönlümü böyle alacaktı. Bundan daha iyi süpriz ola bilirmiydi? Böyle bir dönemde bana Şirinimden daha güzel hediye ne ola bilirmiydi ki?
Odaya girdiğimiz de bir daha sarıldım Şirine. "Ben çok teşekkür ederim, gerçekten beni o kadar sevindirdin ki" boynunda ki kıravatı çıkararak yatağa bıraktı. Çeketinide çıkardığın da beyaz gömleğinin düğmelerinin üçünü açtı. Şirin ise yağmurun yanına gitmiş onunla oynuyordu.
"Gönlünü almakta pek kolaymış" dediğinde suratında ki alaylı ifadesini gördüm. Beninle uğraşmayı seviyordu galiba. "Evet almakta kırmakta kolaydır kalbimi" bana yaklaştığın da yüzünü hafif bana yaklaştırarak. "Bir daha kırdırtma o zaman" dedi.
Başımı yukarı kaldırdığım da dudaklarımız fazla yaklaştı. Hayır! Bu sefer utanmıyordum, kaçmıyordum. Hatta istiyordum o gün kaçsamda bu gün öpsün istiyordum. Eliyle çenemi hafif kaldırarak dudaklarımızı birleştirdi. Avucumu heyecandan yumruk yapmıştım. Diğer elimi ise Serhatın göğüsüne koymuştum.
Kalçamı masya dayadığım da daha sert öpmüştü. Dudaklarımız ayrıldığın da yüzene nasıl bakacağım acama?! Serhat daha sert öpmeye başladığın da kapı çaldı.Ellerimi göğüsüne koyarak ittirdim. Dudaklarımız ayrıldığın da sessiz bir nefes almıştım.
"Zamanlamanızı sikeyim!"
Etdiği küfüre dikkat etmeden "Gel" dedim. İçeri giren Gökçeyi gördüğüm de hafif gülmüştüm. "Yenge ben Şirine geldim ama?" "Gel gel Balkonda" başımı kaldırıp serhata bakamıyordum. Serhatta bir şey söylemeden odadan çıkmıştı. İçimi kaplayan sevinçle Şirinlerin yanına gittim.
"Ya yenge çok sevindim Kardeşinin gelmesine" "Bende Gökçe" şirin hala Yağmurla uğraşıyordu. Tek sorunum değildi ama en önemli sorunum çözülmüştü. Serhat gönlümü almak için mi yapmıştı? Hep böyle olsa keşke!
♤
Hava karardığın da aşağı inmeden önce kolyemi çıkararak masaya bıraktım. Bağlanan yeri bozulmuştu. Tamir ettirdikden sonra takayım. Şirinse odada oynuyordu. Onun yemeğini masada değil oda da yedirecektim. Bizim masa biraz kurallıydı. Şirin anlamaz şimdi sorun çıkmasın. Alev alev olan kalbime sanki su serpilmişti. Şirini aldım ya o evden, burda yanımda başka ne isterdim ki?
"Yengenler ne zaman İnşAllah?" Zilan Hanımın sesiyle ona baktım. Sorduğu soruyu anlamadığım için"Ne? Dedim. "Yengenler diyorum onlar ne zaman gelecek? Yavaş yavaş taşınıyorsunuz ya" ah, şimdi anlamıştım. "Kardeşim bensiz kalamıyor da o yüzden. Küçüklükten bana alışmış"
"Acaba ne yaptın da Serhat onay verdi?" Diyerek büyük kahkaha attı. Bense bir şey demedim. "Zilan Gelin!"Azize hanımağanın Sert sesi tüm salonu aldığında Zilan hanım duruşunu düzelterek başını aşağı saldı. "Ana ben-"
"Serhat böyle uygun görmüş, sorgulamak sana mı düşer?" Allahım zaten beni sevmiyordu bundan sonra hiç sevmeyecek. Harika! "Yok ana ben öylesine sormuştum" diyerek yukarı çıktı. Azize hanımağa ise odasına geri döndü. Salonda yanlız kaldığım da mutfağa kahve için gittim. Ama kapı çaldığın da kapıya yöneldim.
Kapıyı açdığım da karşım da Boran ağayı görmemle öylece durdum. "Merbaha Umay?" "Merhaba, Serhat evde yok, ama Azize hanımağa evde çağırayım mı?" Arkamı döndüğm de kolumdan tuttu. Elimi hemen geri çektim. Biri görüp yanlış anlamsın şimdi. "Yok, ben Serhatın çalışma odadından bir dosya alıp çıkacağım" başımı sallayarak arkaya çekildim.
Boran ise merdivenlerden çıkarak yukarı çıktı. Bende salona geçtim. Of bilmiyordum ama bu adamın bakışında bir şey vardı fazla rahatsız edici...
Kapı kapanma sesi geldiğin de gittiğini anladım. Yemeğimi yiyerek yukarı çıktım. Şirin uyuya kalmış,canm benim. Onu odaya götürerek yatağa bıraktım. Azize hanımağa sağ olsun şirine ayrı oda açtırmıştı. Odaya girerek duş aldım. Saçlarımı kurtarak öylece oturdum. Taramadım, çünkü Serhat geldiğin de o tarasın istiyordum. Birinin sizi düşünmesi, sizi sevmesi, kaygı göstermesi o kadar hoş duyğuydu ki.
Öylece aynanın karşısın da beklediğimde kapı sert şekilde açıldı yerimden sıçrayarak kapıya baktım. Serhat o kadar sinirliydi ki, kalbimi korku sarmıştı. Ayağa kalkdğım da önümde durdu.
"KOLYEN NERDE?!"
Kolyem mi? "Ne?" Dedim. Sorduğu soruyu anlamamıştım. Hem niye sinirliydi ki? "KOLYEN NERDE LAN NERDE?!" Elindeki kolyeyi yüzüme fırlattığın da yere düştü. Hemen masanın üzerine baktım. Ama ben buraya koymuştum! Yere eğilerek kolyeyi parmaklarımın arasına aldım. Ama nasıl?!
Serhat kolumdan tutarak beni ayağa kaldırdı. Sandalyeye oturttuğun da elini masaya vurdu. Çıkan ses sayesinde gözlerimi kapattım. Eline baktığım da kanamıştı, sanki birini dövmüştü. Birini mi dövdü?