Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"KUSURSUZ"
Serhat Demirkan'dan
Yanımda ki küçük Gözleri şişmiş kıza göz ucu baktığım da, ağladığını anladım. Ulan! İstemiyorsa neden evet dedi? Dünden beri bu lanet olayı düşünüyordum. Bu kızı ne yapacağım? Ne olacak diye aklımı sıyırmıştım düşünmekten. Belkide bağ evine yanında da bir iki çalışan göndersem orda kalır. Çünkü kendisinin hayatımda olduğunu görmek istemiyordum.
Böyle bir karar alsaydım da babaannem lüzum vermezdi ki. Izin vermezdi kız oraya göndermeye senin karın senin yanında olmalı derdi hep. Ah Dede neyle uğraştırıyorsun beni?!
Davul zurna birbirine karışmışken herkesin kafası karışıktı. Başımı hafif eğerek Yanımdaki kıza baktım. Benim ona dönmemle O da başını kaldırıp bana baktı. Ilk günkü gibi hatırladığım Kehribar gözlerini dikti üzerime. Bu kızın gözleri gerçekten kusursuzdu.
Allah kahretsin kızın ismini dahi bilmiyordum doğru düzgün. Boğazımı hafif temizleyerek "Adın neydi?" Dedim. Sesim bu kıza karşı fazla sertti.Konuşmamla yeniden dikti bakışlarını bana. Gözlerini kaçırarak "Umay" dedi. Heyecanlı olduğu her halinden belliydi. Ama ben bunu daha çok korkuya benzetmiştim.
Umarım her şeyin güzel olacağını falan hayal etmiyordu? Çünkü onun için her şey pek güzel olmayacaktı. Daha doğrusu hayal ettiği gibi olmayacaktı.
"Ağam, Halil ağalar geldi" başımı sallayarak masadan kalktım ve Halil ağaların yanına geçtim.
Umay Karaca'dan
Serhat ağa yanımdan ayrıldığın da arkasından baktım. Bu adam ne kadar kaslı, sırt kasları takımın altından biliniyordu. Ah, aptal kafam. Yine kolyeyi istemeyi unuttum ya. Ah Umay ah! Adam sadece adını sordu senin elin ayağına girdi. Adını dahi hatırlamıyordu sen ne sanmıştın ki? Neyse ne, bana ne kadar uzak olur ise benim için o kadar iyiydi.
Hava karardığın da Masalar toplanmış ve herkes evine koyulmuştu.Azize hanımağa yanımıza yaklaşarak "toy da yakın vakitte olacaktır biz size bildireceğiz"dedi.
"Siz nasıl isterseniz Hanımağam" dedi amcam. Kınayı daha atlatmamıştım, düğünü düşünemiyordum bile.
Eve giderek üzerimi değiştim makyajımı silerek aşağı indim. Hiçbir şey yapmamıştım ama yorgundum. Yengem başıyla benle gel diyince arkasından gittim. "unutmayasın kardeşin bizimle,bizi görmezden gelirsen biz de kardeşini görmezden geliriz" ne demek istediğini anlamıştım Ama biraz zaman geçtikten sonra kardeşimi yanıma alacaktım.
" oraya gittikten sonra bizi gözardı etmeyesin. Ucundan bucağından bize de bir şey veresin Koskoca Konak" Ne yapacaktım ki yengemlere de bir Konak vermi diyecektim? Diyemezdim ki. "Rahat ol yenge yeter ki kardeşime iyi bakasın" Aslında bir şey yapmayacaktım sadece yengemi oyalıyordum.
" iyi,yarın düğün için alışverişe çıkacaklar hazırlan Dicle de sen de gelecek" " Tamam yenge" diyerek yukarıya çıktım ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Çok çaresizdim Şirin'in yanına giderek ona sarıldım Sadece annemin kokusunu ondan alıyordum. " Abla bir gün sonra düğünün mü var Beni bırakıp gidecek misin?"
Söylediği şeyle hafif gülümsedim ve elimi yanağına koyarak yavaşça okşadım." Sana bir sır vereyim mi? ablalar ne olursa olsun küçük kardeşlerini asla bırakamazlar. Ve sana söz Biraz zaman geçtikten sonra seni yanıma alacağım" Şirin sevinçle ellerini birbirine vurarak bana sarıldı. " Söz mü abla?"dedi heyecanla. " Söz bir tanem söz" diye fısıldadım kulağına. Ne olursa olsun onu yanıma almam gerekti.Yengem şimdiden beni tehdit ediyordu sonrasında ona ne yapacağını hiç bilmiyordum.
" Hadi artık uyku vakti Yarın ablanın çok işi var" yanağını öperek onu yatağa yatırdım. Kendim de yanına geçerek derin bir uykuya daldım.
Kimse için kendinizden taviz vermeyin. Kimse için değişmek zorunda değilsin,kendi benliğiniz gücünüz olsun. Sizi seven,kusurlarınızla sevsin. Sizle olmak isteyen,varlığınızın değerini bilsin. Anladım ki, sen kimi seversen sev hayatınızda sizi seven biri gerekli.
Benim hayatımda,sevecek koruyacak biri yoktu. Onu geçdim ailem bile yoktu.
Sabah olduğun da, Salona geçerek Yengemlere baktım. "Şirini yedir hazırlan, bide onunla uğraşamam. Araba gelecek düğün için şehire çıkılacak. Azize hanımağa bizzat gelecekmiş"yengem ağzında bir şeyler geveleyerek salondan çıktı. Şirini uyandırarak ona yemek yedirdim. Kahve renk kır çiçekli elbisemi giyerek aşağı indim.
Paltomu giyerek beklemeğe başladım. Saçlarının yarısını kapatdığım şalı biraz daha düzelttim. Hava baya soğuktu. Diclede geldiğinde gelen arabaya bindik.
♤
Düşüncelerinizi bildirin kitabın nasıl olduğunu merak ediyorum 🙂