Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"KURTULUŞ"
Ona sarılmayı bırakıp bedenimi ondan ayırdım. "Uyu sen" "Sen uyumuyorsumusun?" Saate bakarak "biraz çalışacağım" dediğin de başımı salladım. Yatağa geçerek yorganı üzerime çekerek gözlerimi kapattım. Yarın için o kadar heyecanlanmıştım ki, umarım her şey güzel olurdu. Okul içimde ki,yangınım dan kurtuluşum olurdu belkide.
♤
Sabah gözlerimi açtığım da saate baktım. Hemen ayağa kalkarak elimi yüzümü yıkatım. Aynadan kendime bakarak kocaman gülümsedim. Her şey yoluna düşüyordu galiba. Üzerimi giyerek aşağı indim Azize hanımağanı gördümde. "Günaydın" dedim kısık sesle. Bana bakarak "Günaydın" dedi. Kızgınmıydı bana acaba? Bir şey sorsam mı? Hayır Serhat kendisi konuştu ya bana gerek yoktu.
Yemeğimi yiyerek mutfağa geçtim. "Hanımım bir şeymi istediniz?" "Yok, şey ben olmadığım da Şirinle ilgilene bilirmisiniz acaba?" "Tabi ki ilgileniriz" "Teşekkür ederim" diyerek gülümsedim. Dışarı çıktığımda Serhatın salonda telefonla konuşduğunu gördüm. Çıkmamışmıydı? Telefonu kapatarak bana döndü. "Hazırmısın?" Başımı salladım. Dışarı çıkarak arabasına bindik.
Hani şöförle gidecektim? Arabada sessizlik sürdüğünde parmaklarımla oynuyordum. Heyecandan elimin içi terliyordu resmen. "Heyecanlımısın?" Serhatın sorusuyla ona döndüm. "Evet çok. Bir sorun çıkmaz değil mi? Yani zor değildir değil mi öğrenmek?" Hafif gülümseyerek "Hayrı değil,sen becerirsin bence hm?" Gülümseyerek başımı salladım. "Beceremesen de sorun olmaz. Kendini gelişdir diye bir şey sadece"
Araba durduğun da karşımda ki koca üniversiteye baktım. Özel olarak Resim dersiydi değil mi? Aşağı indiğimde daha çok heyecanladım. İçeri girdiğimiz de her yer öğrenci kaynıyordu. "Hoş geldiniz Serhat bey,Umay hanım sizi burda ağırlamak büyük zevk" gülümseyerek karşılık verdim. Etrafa baktığım da her kesin bize baktığını gördüm. Özellikle kızların Serhata baktığını.
Etrafı incelediğim de Serhat elimi tuttu. Başımı kaldırarak ona baktığımda gömleğinin yakalarını düzelterek irerlemeye başladı. Ardından gittiğim de bir odaya girdik. Kocaman odada boyalar fırçalar doluydu. Ve çok güzel kokuyordu. "Buyurun Serhat bey oturun lütfen" "Oturmayacağım" dedi mesafeli sesiyle. İçeri giren orta yaşlı kadına baktım. Galiba öğretmendi.
"Ben çıkıyorum,Her şey hazır. Sen sadece derse odaklan. Çıkışda seni alacağım" başımı salladığımda yanağımı okşadı. Ne yapıyorsun adamların yanında?! Bize eşlik eden adam Serhatın arkasından gitti. Kadın bana bakarak gülümsediğinde "Hoş geldiniz, bir gün Serhat beyin karısına ders geçeceğim aklımın ucundan da geçmezdi. Umarım güzel vakit geçiririz" "Umarım" dedim gülümseyerek. "Ben Leyla hoca. Sizi zaten tanıyorum Umay hanım" dedi.
"Artık derse başlayalım,buraya oturun lütfen" benden başka kimse yoktu. Keşke kız olsaydıda konuşsaydım. Böyle yanlız garip hiss etdim. Ama özel ders dedi Serhat,bunada şükür ediyordum.
Dört saatin ardından ders bitmişti. Her saat başı on dakika ara veriliyordu. Ama ben ilk gün olduğu için dışarı çıkmamıştım. Sanki dışarı çıksam sorun çıkacakmış gibi. Kapının ağzında beklediğinm de etrafa baktım ama Serhatın arabası yoktu. Geleceğim dememişmiydi? Kenara çekilerek beklediğim de. Arkamdan bir ses geldi. "Umay" bu ses bir yerden tanıdıkdı ama tam çıkaramamıştım.
Arkamı dönerek baktığımda gördüğüm adamla bu sesin kim olduğunu anladım. Keşke anlamasaydım. Bu Yusufdu,bizim mahalleden. Bana aşıktı bende ondan hoşlanıyordum ama bu sadece hoşlantıydı. Biz çarşıya gittiğimiz de hep arkamızdan gelir kuytu bir yerde beni sohbete tutardı,ama onla pek konuşmazdım biri görür söz olur diye.
"Yusuf? Ne işin var burda?" Bana yaklaştığında etrafıma baktım. Serhat gelirse tüm okul meselemin çöp olacağını biliyordum. O ise hala bana bakıyordu. "Umay, Umayım güzel gözlüm seni ne kadar aradım haberin var mı? Evlendiğini duyduğumda yıkıldım resmen. İstemeyerek evlendiğini bilirim, bak istersen kaçarız ha?" Söylediği şeyle kaşlarım çatılmıştı. Ne sayıklıyor bu çocuk yine? Ne kaçması.
"Ne dersin sen? Git burdan bak bi gören olacak. Lütfen başımı belaya sokacaksın"
"Hep senin şu korkun yüzünden yaklaşamadık zaten. Gören olursa görsün yok kimseden korkum. İlk gördüğüm günden beri aşığım kızım sana. Ama sen o ağa bozuntusunu tetcih mi ediyorsun? Sende bana aşıksın Umayım bilirim" bana daha fazla yaklaştığın da adımlarımı arkaya attım. Gözüm etrafdaydı biri görmesin diye. "Saçmalama aşık falan değilim sana! Evliyim ben evli git yalvarırım Yusuf git. Küçücük hatrım varsa git lütfen" hala gitmediğinde ben arkamı dönerek ağaçların oraya gittim.
Okuldan çıkmasana niye içerde beklemiyorsun?! Nerden çıkdı bu adam niye başım dertten kurtukmuyor. Arkamdan gelen adım seslerini duyuyordum. Okulun önende duran arabayla oraya döndüm. Serhat arabadan inerek etrafa baktı. Yusuf arkamda değildir değil mi? Bizi görmemişti değil mi? "Umay" Serhatın bana seslendiğini duyduğum da arkamı döndüm.