62

38.2K 1.2K 99
                                        

"MUTLU"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"MUTLU"

Umay Demirkan'dan

Gözlerimi açtığım da yanıma baktım. Serhat yoktu!  Gitti tabi ya beni uyutup.
Hemen kalkarak banyoya aşağı baktım. Yoktu,Allahım nolur yanlış bir şey yapmasın nolur.
Yeniden yukarı çıkarak Şirinin odasına baktım,yatakta üstü örtülü şekilde uyuyordu. Serhat yatırmış demek...
Alnından öperek dışarı çıktığımda kapı açılma sesi geldi. Koşarak aşağı ineceğim sırada ya başkası olur diye durdum. Ya Adil olursa?...

Yavaşca aşağı baktığımda Serhat olduğunu gördüm. Koşarak aşağı indiğimde ona sarıldım. Koca bedenini zar zor ala bilmiştim kollarıma. Oda sarıldığında.
"Beni kandırdın" dedim. Hafif gülerek,
"Olması gereken buydu" dedi. Ellerini benden ayırdığı sırada ellerinin üstünün yara ve kan olduğunu gördüm. Dövmüştü değilmi onu?

Ya öldürdüyse? Başımı kaldırarak ona baktım.
"Ne yaptın ona?" Dedim masum tavırla. Ellerini tutuğumda kanıyordu ama bu adamın canı acımıyordu!
"Yaşıyor" dedi salona geçerek.
"Gidecekmi burdan?" Başını salladı.
"Nereye?"
"Ne yapacaksın?" Merak etmiştim. Derin iç çekerek yanına gittim.
"Yardım çantası nerde?" Başıyla çekmeceyi gösterdiğinde orya gittim.

Yardım çantasını bularak yanına geldim. O koltukta oturduğunda bende yere ayaklarının yanına oturdum. Yüzüme düşen bir tutam saçı kulak ardıma sıkışrırdım.
Ellerini pansuman yaptığımda üfleyerek yaptım.
"Acıyormu?" Dedim bakışlarımı ellerinden çekmeden. Cevap vermediğinde başımı kaldırdım. Bana bakıyordu.

"Yüzüğün nerde?"

Ellerime baktım,galiba yukarda kalmış.
"Yukarda unutmuşum galiba"  dediğimde hala bana bakıyordu hemde gözünü kırpmadan.
"Neden çıkardın?" Neyi var bunun?
"Taşı büyük,rahatsız oldum" dedim. Taşı büyüktü ve her yere değiyordu.
"Bir daha çıkarma" dediğinde başımı salladım.
"Acıyormu?"
"Hayır" dedi. Eline yara bandını yapıştırdım.

Ayağa kalktığımda Serhat soğuk bakışlarla bana bakıyordu.
"İyimisin?" Dediğimde elimden nazikçe tuttu. Yanına oturttu. Yüzüme bakarak yanağımı okşadı.
"Sen iyimisin?" Söylediği şeyle şaşırdım. İyimiyim? Hiç sormadım ki kendime.
"İyiyim, artık iyiyim" dediğimde gülümsedi. Bir insan nasıl bu kadar güzel gülürki?
Artık mutluydum Serhat bana inanıyor,önümüzde ne yalan ne dolan var. Artık bir engel yoktu.

"Bir süre konağa gitmeyelim,çok yorgunum Umay. Kafam çok karışık,bazı şeyleri yoluna koyalım" dediğinde başımı salladım.
"Köyde ninem  var,ona gidelim?" Dediğinde sevinmiştim. Çok isterdim, ama Şirin onuda götürmek istermiydi?
"Ama Şirin?" Dediğimde kaşlarını çattı.
"Oda gelecek?" Dediğinde sevinçle ayağa kalktım.
"Ne zaman? Ne zaman gidelim?" Serhat başını arkaya atarak,
"Öpersen söylerim dedi" gözleri kapalı halde.

"Öpmezsem söylemeyecekmisin?" Dediğimde koltuğun arka tarafına geçtim. Başını arkaya attığında ellerimi saçlarında gezdirdim. Hafif yaklaştığımda dudaklarımız değdi ama öpmeden,"Söyleme,zaten benle gitmeyecekmisin?...." diyerek dudaklarımızı birleşmeden ayırdım.
"Eninde sonunda bileceğim" diyerek koşarak yukarı çıktım.

"Delirt sonrada kaç öylemi Umay!?" Dediğini duyduğumda odaya girdim. Kıyafetlerimi hazırladım,Şirinin Serhayında valizini hazırlayarak kapının ardında koydum. Heyecanlaydım köye gideceğime göre.
Ne zaman gidecektik ya?!

Serhat yukarı çıktığında
"Hazırmısın? Çıkalım hadi" dedi. Başımı sallayarak valizleri götürdüm. Ama gücüm yetmediğinde sürükleyerek götürüyordum. Serhat kucağındaki Şirini sol eline alarak diğer eliye valizleri aldı. Nasıl taşıyor ya? Ağırdı ama onlar.
Arabaya bindiğimizde,yola koyulduk.

___

Başımı ettafta gezdirdiğimde her yerin ağaç,hayvan,ve yeşillik olduğunu gördüm. Resmen dağın eteğinde bir yerdeydik. Çok güzeldi. Küçük evin önünde durduğumuz da burası baya soğuk olduğunu anladım. Ev çok hoştu tam köy havası veriyordu.

"Abla bak inek" dediğinde Şirin tarafa baktım,eliyle ineği gösyerdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Abla bak inek" dediğinde Şirin tarafa baktım,eliyle ineği gösyerdi.
"Evet çok tatlı değilmi?" Dediğimde başını salladı.
"Hadi" Serhatın sesini duyduğumda elinden tutatak eve götürdüm.
"Dinlaşh nine,babaannemin annesi,pek gelmem ama hep ilgilenirim"vay be Azize hanımağanın annesi demek. Kapıyı iki kez tıklattığında kapıyı açan yaşlı,tatlı gözlüklü bir kadındı. Kadın gözlerini kısarak bize baktığında,
"Serhatım, oyy yavurum" diye sarıldı Serhata. Boyu fazla küçük olduğu için iksi birlikte çok komik durmuştular.

"Nasılsın nine?"

"İyiyim, eşşek sıpası bir an unuttun zan ettim beni" diyerek bana baktığında Şirine baktı.
"Karım Umay" karım kelimesini o kadar sahiplenir bir şekilde demişti ki.
Nine bana baktığında,
"Merhaba,nasılsın nine?" Dedim elini öperek.
"El öpenlerin çok olsun kuzum,oy MaşaAllah pekte güzelmiş. Benim torunun ağzının tadını bilir" dedi Serhatın koluna vurarak.

"Yoksa buda torunummu?" Şirine baktığında"Hayır,Umayın kardeşi" dedi Serhat.
"Hoş geldin kuzum,gelin gelin içeri" içeri geçtiğimizde ev çok hoş kokuyordu sıcak.

Biraz sıcaklaştıktan sonra Dilşah nine birden ağlamaya başladı. Ne olduğunu anlamadığımda Serhat,
"Yine başlama nine" dedi.
"Ne yapayım? Unuttun sandım,bir arayıp sormuyorsun da" ağlayarak konuştuğunda içim acımıştı. İnsan yaşlandıkça ilgi belkiyordu.
"Gekdik işte,abartma" Serhata göz ağarttığımda ninenin yanına gittim. Nasıl konuşuyor yaşlı kadınla?

"Onun işleri çoktu, bundan sonra hep geliriz söz" yüzünde oluşan gülümsemeyle bende güldüm.

Çekirdek çitleyerek sohbet ediyorduk dışarı ise fazla yağmur ve rüzgarlıydı.
"Balkon yokmu burda?" Galiba sigara içecekti.
"Yok" dediğinde Serhay başını sallayarak dışarı çıktı.
Beş dakka sonra geri geldiğinde Dilşah nine ayağa kalkarak Serhatın önünde dikildi.
"Sen yine sigaramı içtin?!" Dediğinde Serhat sandalyeye oturdu.
"Eevt" dedi soğuk sesle.

"Bak bak, bir daha içersen vallaha senin kulağını koparırım" dediğinde Serhat alayla kaşlarını çattı.
"Küçükken korkardın ha şimdi gülürsün, bu küçükken hiç korkak değildi hiç bir şeyden korkmazdı. Bir tek kulağını koparırım dediğimde korkardı" dediğinde güldüm. O hala korkak değil zaten.
"Sünnet olurken ben gittim yanında" dediğinde gerçekten gülemeden duramamıştım.
"Ben dışında kimse görmesin isterdi çıplak onu" diyerek güldüğnde. Serhat gayet citti bir bakışla izliyordu.

"Şimdi sen dışında da birileri görüyor nine" diyerek bana baktığında gülüşüm yerle bir oldu.
Terbiyesiz!


Darmaduman (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin