54

35.6K 1.3K 99
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



"GECE GÖZLER"

Hala bir birimize bakdığımızda
"İnan sen bir tek bana inan,çünkü ben sana hiç yalan söylemedim" hiç yalan söylememiştim ona en başından.
Gece gözleriyle hala bakıyordu bana.
Bir şey demediğiğinde,
"İnanıyorsun değilmi bana Serhat,Yusufla aramda bir şey olmadığına inanıyorsun değilmi?" Kaşlarını çatarak derin nefes aldı.
"Adını ağzına alma demedim mi?" Şu an mesele buydu değilmi?

"İnanıyorum," dediğinde yüzüme yayılan gülümsemeyle başımı salladım.
"Ama,senin bana söylememen o herifin bu odaya girmesinin tek suçlusu sensin" tamam bendim evet. Bana inanıyor ya sorun yoktu.
"Biliyorum,bundan sonra yalan yok" başını salladığında
"Şimdi git yemek ye" dedi. Dışarı çıkarak salona indim. Yemek yiyerek salonda oturdum biraz.

Aklımda dolanan sorularla Yukarı Serhatın yanına gittim.
Odaya girdiğimde orda yoktu,çalışma odasının kapısını çaldığımda
"Gel" diye ses duyduğumda içeri girdim.
Başını dosyalardan alarak bana baktı.
"Bir şey soracaktım ama kızma" gözlerini kısarak bana baktığında başını salladı.
"Şu şey ne yaptın ona bir şey yapmadın değilmi?" Başını yeniden dosyalara çevirdiğinde.
"Hayır" dedi duygusuz sesle.

"Ne yaptın peki?"

Elindeki dosyayı sert şekilde masaya bıraktı. Ne soramazmıyım?
"Niye soruyorsun? Bu konuyu kapattık. Eğer açsak senin için iyi olmayacak" gözlerimi deviretek başımı salladım.
"Bana gözlerini devirme" ne yapayım alışkanlık işte!
"Bir şey daha sora bilirmiyim?" Çocuksu bir tonda sormuştum. Belki böyle yumuşar diye düşündüm.
"Hayır" dediğinde başımı aşağı saldım. Ama soracaktım!

Öylece durduğum yerde başımı kaldıratak ona baktım. Bana bakmıyordu yeniden olduğum yerde durarak başımı aşağı saldım. Oflayarak parmaklarımla oyanadığımda ayağa kalktı. Üzerime geldiğinde geri gittim. Ne geliyorsun be adam? Sırtım duvara değdiğinde önümde durdu.
"Bana oflama" dedi hırıltılı sesle.
Onu yapma bunu yapma robotmu olayım?
"Peki sora bilirmiyim?"
"Sor başımın belası"

"Sana şu meseleyi kim söyledi? Yani kim yanlış söylemiş?"
"Dicle" dediğinde şaşırmamıştım. Ne bekliyordum ki? Onun olduğunu zaten biliyordum ama bir umut işte..
Başımı salladığımda çenemi hafif tutarak yukarı kaldırdı.
"Üzülme,her kes senin gibi kusursuz olacak değil"
"Üzülmüyorum" dedim. Ve ben kusursuz değildim. Asıl kusursuz olan oydu,tabii aşırı sinirini saymazsak.

"Yengemlerin evi düzeldi mi?" Başını salladığında bende salladım. Gideceğim sırada kolumdan tuttu. Bir şey diyecek sandım ama öylece baktı.
Beklercesine ona baktım.
"Dudakların çok güzel" dedi bakışlarını pur dikkat dudaklarıma vererek. Ne diyecektim?
"Se-seninde" dedimğimde güldü. Seninde ne ya salak.
Hala gülüyordu haklı çünkü baya komik çıkmıştı.

"Ne gülüyorsun?" Dedim ellerimi bir birine bağlayarak.
"Saflığına" dedi.
Hala dudaklarıma bakıtığında kolumdan tutatak beni kendine çekti. Başım göğüslerine hafif çarptığında kokusu burnuma dolmuştu bile.
Başımı kaldırarak ona baktım. Dudaklarıma yaklaşdığında gözlerimi kapattım ama dudaklarımda değil boynumda hiss ettiğim dudaklarla gözlerimi açtım.

Boynuma küçük öpücükler koyuyor hemde yavaş yavaş kokluyordu. Karnımda yaranan karıncalanmayla yeniden kapattım gözlerimi.
Dudağımla yanağımın arasını öperek dudağımı öptü. Ama ben öylece duruyordum o ise dudaklarımı dudaklarının arasına almıştı.
Alt dudağımı emdiğinde acıdığını hiss ettim. Dudaklarımı hafif haraket ettirdiğimde Serhat daha sert öpmüştü.

Sırtımı duvara vurduğunda dahada hızlanıyordu. Elimi göğüsüne yerleştirdim. Elini saçlarıma atarak dalgalı saçlarımı karıştırdı. Bir eli saçlarımdayken diğer eli karın bölgemdeydi. Hafif hafif parmak uçlarıyla okşuyordu. Bu adam gerçektende insanı baştan çıkarmayı beceriyordu. Nefesim yetmediğinde dudaklarımızı ayırdı.

"Beni delirtiyorsun"

Dedi,sırtımı duvardan ayırarak saçlarımı ve üstümü düzelttim.
"Delir o zaman" diyerek dışarı çıktığımda burnundan güldüğünü hiss ettim. Bende gülerek aşağı indim.
Demek Dicle demiş ha? Diclelerin odasına girerek bavullarının içine kıyafetlerini doldurdum.
"Kerime abla,yengemleri çağırırmısın?" Başını salladığında odada bekledim.
Yengemler geldiğinde önce bavullara sonrada bana baktılar.
"Ne oluyor?"
"Gidiyorsunuz" dedim.

"Ne gitmesi ya?" Dedi Dicle.
"Eğer olay çıkarmak istiyorsanız Azize hanımağanın yanına gidip oğlununun karısına  yalan dolan iftira attığınızı söyleyip olay çıkara bilirim?"

"Ama Serhat ağa burda kalacağımızı dedi"
"Eviniz hazır, gidin evimden. Sizin gibi birinin evimde barınmasını istemem"
Kapı açıldığında Serhat içeri girdi. Sesleri duymuş galiba.
"Serhat bey oğlum,sen konuş bu evde kalacağız dememişmiydin?" Dediğinde Serhat bana bakarak
"Karım bilir" dediğinde hafif gülümsedim.
Bu lafı eskiden bende kullanmıştım. O aklıma geldi.

Darmaduman (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin