Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"CEHENNEM"
Şirni yatırarak ayağa kalktım, dolabı açarak yeni şal aldım. Kahve rengi saçlarıma tokayla sıkıştırarak aynadan kendime baktım. Yüzümü hafif sıvazlayarak kapıdan çıktım. Mutfağa geçerek yemek yaptım, bulaşıkları yıkayarak etrafı toparladım. Ağrayan belimi tutarak masaya oturdum.
"Kız, ne oturuyon kalk ürgüp ayağa kalktı" yengemin telaşlı sesiyle ayağa kalktım. Ne olmuştu ki?
"Ne oldu yenge?" Yengem tam konuşacakken kıyafetinin eteklerini tutarak Dicle telaşla içeri girdi. "Aboo, ürgüpün ağası ölmüş" ölmüş mü? Pek tanımam ama buralar onun du bir tek onu biliyorum. "Kız kime kalacak bu topraklar o konaklar şirketler bilmem neler" yengem ellerini havaya kaldırarak etrafı gösterdi.
"Bilmezmisin kime kalacağını ana? Serhat Demirkana oğluna kalacak elbet" Yengem başını sallayarak onayladı. Onlar konuşurken ben sadece dinledim. Serhat Demirkan, ah adı bile ürpermeme neden olmuştu. "Kız ana, düşünsene Serhat beni görüyormuş beğeniyormuş, vallaha tek varis bu adam, yakışıklılığını söylemiyorum bile"
Ben bir kez bile görmemiştim Serhat Ağayı. Sadece namını duymuştum. "Vallaha yaşarız" dedi yengem. Gülen yüzü bana dönünce düştü. Memnuniyetsizce bana bakış atarak önüme elindeki kirlileri attı. "Ne bakıyorsun yıka hepsini, yemek yaptın mı?" Başımı salladım. "Yapdım yenge" kirlileri elime alark yıkamaya gittim.
Bir gün sonra
Yorgun bedenimi yatağa attım. Diclenin bağırışlarını duyduğumda ayağa kalktım. Ses gelen odaya giderek, kapıda durdum. Kapı dinlemek iyi bir şey değildi ama merak etmiştim.
"Ana, ben o eve o yaşlı adma kuma gitmem bilesin! Ne kadar konak olsada ben o kanağı ne kadar arzu etsem de o konağa Serhat Demirkanın karısı olarak giririm ancak" hiç bir şey anlamaıştım. Ne oluyordu ki? Konağa kuma gitmek ne demek? "Ana, ana yalvarırım istemiyorum adam ağa da değil ya nasıl kuma gideyim? Mutlaka bu evden biri o konağa gitmek zorunda mı?"
"Öyle demiş. rahmetli kayınpederim, Hazım ağayla yakın dosttu. Demek aralarında anlaşmışlar adamda ölünce böyle bir şey vasiet etmiş işte. Bizim bu harabeden o konağa bir kız gidecekmiş"
Duyduğum şeylerle dona kaldım. Ne demek Demirhanlara bu evden bir kız gidecek? "Ana iyide Serhat ağanın karısı değilde o Yaşlı, evli, evde hürmeti dahi olmayan bir adamın kuması gitmekte ne demek? Ben ölürümde gitmem! Umay gitsin" Ne demek Umay gitsin? Bana bu kadar şey yaşattıklarından sonra bunu dahimi yapacaklar? Yapamazdılar, annemin babamın hatrına hatırasına bana bunu yapamazdılar.
"Gitmem!" Odaya dalarak şaşkın bakışları üzerime çektim. "Gitmem yenge, bana bunu yapamazsınız" yengem ayağa kalkark bana yaklaştı. Ama bu sefer korkmadım. "Sen bizemi karşı çıkacaksın? Sen kimsin kız?" Saçımı çekdiğinde yüzüme inen tokatla yana savruldum. "Ha? Sen bize mi karşı çıkarsın?"
Hala üstüme geleceği sırada kapı açıldı. Gelen amcamdı hoş oda bana yardım etmeyecekti ama. "Ne bağırıyorsunuz" yengem savrulan saçlarını toparlayarak amcama baktı. "Şu kuma meselesi, ben kızımı vermem Kazım bey. Benim kızım sahipsiz değildir bilesin" amcam sinirle gözlerini kapatı.
"Biri gidecek ya, Esma bakacağız ama gitmek zorunda vermezsek zorla alır onlar kos koca ağanın vasieti" Gözlerimden akan yaşla duvara tutundum. "A-amca yalvarırım amca yalvarırım beni verm-"
"Kes! Sen gideceksin benim kızım o çulsuz adama kuma gitmeyecek! Sana verdiğimiz ekmeğe yazık!" Ekmek mi? Karşılarından kalan kalıntıları bana kardeşime yedirdiklerinemi diyorlardı ekmek? "Ben gitmeyeceğim! ÖLDÜRSENİZDE GİTMEYECEĞİM!"
Amcamın suratıma vurdu tokatla bir daha yere düştüm. "Sen bana karşı mı geliyorsun kız! Senin bacaklarını kırarım. Git diyorsam gideceksin!"
Başımı hayır anlamında salladım. "Kazım diyorumk-" "Sus Esma, şimdi değil git sıcak su yap ayaklarımı koyacağım" Yengem benim kolumu çekişdirerek odadan çıkardı. Nereye gitdiğimizi bilmiyordum. Ağlamaktan gözümün öne bulanlık görünüyordu. Gözüm dicleye sataşdığında sinsi gülümsemesi daha çok ağlamağıma sebep oldu.
Aşağı mahzene indiğimizde nereye gitdiğimizi anlamıştım. "Burada kalda aklın başına gelsin!" Yengemin sesiyle kendime geldim. "Gitmeyeceğim, ben k-kuma olmayacağım" titreyen sesimle konuşdum. Yengem beni tahtaların üstüne fırlatdığın da acıyla inledim. "Demek gitmeyeceksin ha? Seni sığıntı yetim! Benim kızımın başınımı yakacaksın?" Eline aldığı tahtayı sırtıma vurduğunda.
Elimle engellemeğe çalıştım ama nafileydi, defalarca aldığım darbelerden sonra tahtaların üstüne bıraktım kendimi. Demir kapının kapanma sesiyle gözlerimi kapattım.