47

40.2K 1.1K 28
                                        

"ŞANSSIZ"

Arkamı döndüğüm de Yusuf yoktu. Gözlerimi kapatarak derin nefes aldım. İyiki gitmişti,çünkü Serhat görseydi benim içinde iyi şeyler olmayacaktı. Zaten zar zor aramız düzelmişti.
Tam her şey yoluna girdi dediğimde şanssızlığım beni yine uçuruma götürüyordu.

Serhat Demirkan'dan

Karşımda ki, kızı gördüğüm de yanına gittim. Niye burda bekliyordu ki?
"Umay" hızlı adımlarla bana yaklaştı.
"Niye geç geldin?" Bir türlü işleri yoluna koyamamıştım.
"İşişm uzadı" yüzü ağarmıştı sanki. Ve yine elleriyle oynuyordu. Biri bir şeymi söylemişti kalbini mi kırmıştı?
"Bir şey mi oldu?" Dedim onu arabaya bindirerek. Kehribar gözlerini bana diktiğin de gözlerinde korku vardı.

"Yok olmadı" farkındaydım olmuştu. Ama her zaman ki gibi anlatmayacaktı. Acaba neden Serhat ağa? Kızın hiç bir bokuna inanmadığın için ola bilir mi acaba?!
Arabayı sürerek yola devam ettim. Ama gözüm Umaydaydı. Neden böyle ki? Ne oldu da böyle oldu?
Yavaş yavaş sinirleniyordum,ama kalbini kırmamak için bir şey sormayacaktım.

Eve geldiğimde arabadan inerek eve girdik. Biraz daha iyi gözüküyordu. Salona girdiğinde kolundan tuttum.
"Bir şey olmadığına eminmisin?" Başını hayır anlamında sallayarak salona girdi.
Telefonu alarak okulu aradım.
"Serhat bey buyurun bir şeymi isteyeceksiniz?"
"Bu gün okulda bir olay oldu mu?"
"Hayır efendim,hiç bir olay olmadı. Bir sorun yoktur umarım" neden böyle peki?! Yoksa başka şeymi okumak istiyordu? Ben sever diye resim seçtim.

İstemiyorsan söylesene kızım!
"Hayır yok" diyerek telefonu kapattım.
Umaya baktığım da Şirinle ilgileniyordu.

Umay Demirkan'dan

İçim içimi yiyiyordu. Bir daha nerde karşıma çıkacak ki? Arabadan okula okuldan arabaya binecektim. Görmek istemiyordum onu. Aramızda bir şey olmamıştı bile,bir iki kez konuşmaya çalışmıştı ama ben konuşmamıştım.
Şirini öperek yukarı çıktım. Kapı açıldığın da oraya baktım. Serhattı oda anlamıştı galiba bir şeylerin ters gittini.

"Umay,çizim dersini iptal edelim başka bir derse git"

Anlamsızca ona baktım. Ama neden? Bende çizim istiyordum.
"Ama neden?" Bana yaklaşarak ellerimi tuttu.
"İstemiyorsun galiba,ben öyle sen istersin diye çizim seçtim" tuttuğu ellerime baktım.
"Yok bende çizim istiyordum,sorun yok yani" ellerimi bırakarak yüzümü avuçlarına aldı.
"Niye böylesin o zaman? Kafayı yiyeceğim. Mutlu ol diye yaptım ama sen hala mutsuzsun" başımı aşağı saldığım da ne diyeceğimi bilmemiştim.

Aslında bir sorun yoktu, ben evliydim Yusuf bana ne yapa bilirki? Ama yine de keyfim yerle bir olmuştu.
"Mutluyum gerçekten, hem bak sana ne göstereceğim" çantamı açarak bu gün çizdiğim çizimleri yatağa bıraktım. Yatağa oturarak hepsini serhata gösterdim.
"Ya bence bu daha renkli olsa iyi olmazmıydı? Ama yok ya böyle daha iyi. Bak bence bunla bu benziyor. Ama iksinin şu kısımları daha farklı sanki değil mi. Bak buda-" başımı kaldırarak ona baktım. Ne anlatıyordum Allah aşkına?

Serhata baktığım da pur tikkat beni izloyordu. Sanki çok önemli şey anlatıyormuşum gibi.
"Ya saçmaladım iyice. Sen niye dinliyorsun ki?" Gülümseyerek çizimleri kenara koydu.
"Sen konuş ben seni sabaha kadar dinlerim" dinlerdi değil mi? Artık her şey bitmişti öyle mi? Mutlu olmamak için bir sebep yoktu değil mi?

"Uyuyalım mı?"
"Sen uyu benim çıkmam gerek" başımı sallayarak yatağa geçtim. Bu gece hiç bir kötü şey düşünmeden gözlerimi kapattım. İçimde ne kadar sıkıntı olsada, Serhat böyle iyi oldukça sıkıntımdan zerre kalmıyordu. Yorganı üzerimi çekerek gözlerimi kapattım.

Sabah uyandığım da Serhat yanımda yoktu. Satte bakarak hemen ayağa kaltım. Üzerimi giyerek aşağı indim. Yemek yiyerek mutfağa geçtim.
"Günaydın, Serhat çıktımı?"
"Günaydın hanımım, evet çıkalı çok oldu" başımı sallayarak dışarı çıktım. Şirin daha uyanmamıştı. Fetihi gördüğüm de yanına gittim.
"Günaydın, senlemi gideceğim Fetih?"
"Günaydın evet,buyur geç yenge" arabanın kapısını açarak binmemi bekledi. Arabaya binerek dışarıyı izledim.

Okula girdiğimde etrafıma baktım. Sanki şu an bir yerlerden çıkacakmışıma geliyordu. Sınıfa girerek kapıyı kapattım. Masama geçerek derse başladım.

Ders bittiğin de odadan çıkçadım. Ders arasında dışarı çıkmamıştım. Burada okuyorsa beni bulması iki dakilasını almazdı. Camdan baktığım da arabayı görmemiştim. Çıksa mı dışarı? Niye saklanıyorsam? Ne yapa bilir ya bana.
Dışarı çıktığım da kapının ardında duvara yaslanmış, Yusufu görmemle. Olduğum yerde durdum. Ama hemen adımlarımı hızlandıratak yoluma devam ettim.

Önüme geçtiğinde ondan önce ben konuştum.
"Başına bela mı arıyorsun? Biri bizi görürse ikimiz için de iyi olmayacak!"

"Görsün, aşığım daha ne istiyosun? Bilmiyormuydun sen aşık olduğumu sanki? Hem o adama evlenmen töreymiş öğrendim. İstemiyorsun sende" Allahım kafayı yiyeceğim. Ne istiyor bu adam?
"Ne istiyorsun?"
"Seni seni istiyorum Umay. Bak sende mutlu değilsin bilirim. Kaçalım bir yıl saklanalım sonra 18 yaşında kendi rızamla kaçtım dersin. Kim ne yapa bilir ki?"
" ne yapa bilir öyle mi? Başkalarını bilmem ama Serhat karısını kaçırdığın için kafana sıkar ondan eminim"

Diyerek yanından gittim. Allahım ne olur arkamdan gelmesin.
"Arkanı döndüğün an,bir adım uzağında olacağım Umay" dediğini duydum.
Ama arkama bakmadan dışarı çıktım. Etrafıma baktığım da kızların bana baktığını gördüm. Of,ne var ya evli kadın görmediniz mi? Sırf Serhatla evli olduğum içinmi farklılık yaratıyorum?
Fetihin arabasına binerek eve yol aldık.

Arkadaşlar bölüm geciktiği için üzgünüm. Tüm sayfalardaki yanlış yazılan kelimelerin doğru yazılışını bularak yeniledim.
Bu yorucuydu...

Deprem yüzünden dünden beri ağlıyorum. Gerçekten üzücü durumdu. Allah ölenlere rahmet eylesin. Kalanlarada şifa versin İnşAllah.
Sen bunuda atlatırsın Türkiye'm

Darmaduman (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin