51

37.2K 1.1K 54
                                        

"OYUN"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"OYUN"

Sabah uyandığım da Serhat yanım da yoktu. Dün neydi öyle ya? Sakın bir daha içmesin bu adam bu kadar. Bide sarhoş değilim diyor.
Üzerimi giyerek aşağı indim. Şirin daha uyanmamıştı.
"Günaydın" diyerek masaya geçdiğimde Yengem bana bakarak Dicleye bir şeyler söyledi. Azize hanımağa inmemişti yemeğe.
Bir şeyler atıştıratak ayağa kalktım.
"Afiyet olsun" diyerek gideceğim sırada.
"Hanımağada okula gidermiymiş buda bir yenilik galiba" diye konuştu dilinin ucunda Zilan hanım.

Tam ağzımı açacağım sırada sustum.
Konuşsam ne değişecek ki?
Dışarı çıkarak Fetihin arabasına bindim. Dün konuşamadım bu gün konuşacaktım Serhatla Yusuf meselesini. En azından yanlış anlamasın. Başkasından duymasın değil mi?
Okula girdiğim de etrafıma baktım. İyiki ortalıkta yoktu. Halime bak bir alakam olmayan adamdan kaçıyordum!

Ders arasında öğretmen dışarı çıktı. Telefonu elime alarak baktığımda biraz onunla uğraştım. Açık olan kapıda gölge hiss ettiğim de oraya baktım. Gördüğüm adamla hızla aya kalktım.
"Abarttın sen ha! Defol dışarı" elimle kapıyı gösterdiğim de gülerek bana yaklaştı.
"Sinirlenmek sana ne kadar da yakışıyor" sapık! Hala yaklaştığın da bu sefer kaçmadım.
"Bu gün ne yapacağım biliyormusun? Bu gün her şeyi seni senin ne yaptığını şu saçma laflarını hepsini anlatacağım Serhata" bu sefer alayla gülen bendim.

"Dün niye gelmedin?" Gözlerimi devirerek odadan çıkacağım sırada kolumdan tuttu.
Suratına vurduğum tokatla başı yana düştü. Kolumu ondan çekerek dışarı çıktım. Sen kimsin ya bana dokunuyorsu!? O iğrenç olaydan sonra birinin bana bu şekilde dokunması midemi bulandırıyordu.

Biraz nefes aldıktan sonra odaya girdim. Öğretmen dışında kimse yoktu. Masama geçerek oturdum. Gelde kafanı topla çalış şimdi.

Okul bittiğin de dışarı çıktım. Eve gittiğim de Serhat yoktu. Şaka gibiydi ama özlüyordum onu.
Telefonu alarak Serhatı aradım. Ne diyecektim ki?
"Umay..?" Sesini duyduğum da yüzüm gülmüştü.
"Ne yapıyorsun?" Burnundan güldüğünü hiss ettim. Ne arayamazmıyım?
"Kumarhanedeyim" söylediği şeyle yüzüm düştü. Sevmiyorum işe şu işleri.
"Ne zaman geleceksin?" Hafif güldüğüne duydum" Ne o beni mi özledin?" Bende güldüğüm de başımı salladım sanki o görecekmiş gibi.

"Olamaz mı?"

"Ola bilir,ama bunu telefonda değil evde söylesen?" O o kadar da kolay değildi. Siyah gözlerini üzerime diktiğinde sözler aklımdan uçup gidiyordu resmen.
"Eve gelsen tabii" dedim.
"Gelince söyleceksin yani? Ama kuru kuru istemem. İmzan olarak dudaklarını bahş edeceksin"
"Peki uyunadan gel ama"
"Tamam" dediğinde telefonu kapattım. Liseli gençler gibiydik resmen. Ben hala liseliydim ama Serhat işte değildi.

Hava karardığın da odaya gittim. Serhat hala gelmemişti. Hani uyumadan gelecekti? Uyumayacaktım elbet Serhata daha anlatacaklarım vardı. Yatağa oturarak gözlerimi kapattım. Gözlerim uykudan yaşarmıştı.

___________

Odadan sesler geldiğinde gözlerimi açtım. Ah! Uyuya kalmışım ya. Başımı ses gelen tarafa çevirdiğimde balkon kapısının açık olduğunu gördüm. Kaşlarımı çatarak oraya gittim. Perdeyi çekerek kapıyı kapattım.
"Serhat?" Ses gelmediğin de etrafıma baktım gördüğüm bedenle küçük çığlık attım.
Yusuf odaya girmişti. Kapıya kaçacağım sırada kolumla ağzımı kapattı.
"BIRAK! İMDAT" ağzımı daha sıkı kapatarak beni yatağa fırlattı.
"Bağırma konuşmak için geldim." Yendiden kapıya kaçtığım da kolumdan tutarak kapının kulpunu tuttu.

"Konağı ayağa kaldırma konuşacağım"
"Kafayımı yedin?! Ne işin var burda odam burası odam!"

"Kaçalım Umay, sevmiyorsun o adamı bak hala eve gelmemiş. Ben çok güzel hayaller kurdum ikimize hadi kaçalım"
Ona hastasın bakışı attım. Delirmiş bu nasıl kafasında kurmuş ki bu kadar şeyi?
Nasıl cesaret ederek girmiş bu odaya?
"Sen hastasın!" Dedim işaret parmağımı ona uzatarak.
Elini cebine atarak cebinden anahtar çıkatdığın da saçma bir şey yapacak diye düşündüm ama,
"Bak evimiz,ev aldım bize. Her şey hazır Umay" başımı hayır anlamında salladığım da.

"Git burdan evliyim ben evli!" Dedim.

"O herif zengin diye yakışıklı diye onu seçiyorsun değil mi?"
"Alakası bile yok, sen imakansız bir şey istiyorsun" ellerimi saçlarıma götürerek saçlarımı çekiştirdim.

"İmkansız diye bir şey yok!"

"Sana aşığım!" Dediğin de açılan kapıya baktım. Serhat elindeki en sevdiğim çiçeklerle odaya girdiğin de bize baktı.
Hayrı! Hayır! Böyle olmayacaktı ben anlatacaktım ona o böyle görmeyecekti!

"Hayır, Serhat anlata bilirim" Serhat bana bakmadan çiçeği yere atıp ezerek Yusufun yakasına yapıştı ve yüzene kafa attığın da Yusuf yere düştü.
Elimle yüzümü bağlayarak göz yaşlarımı sildim. Bu oyunda kayb eden bendim.

Gözüm yerdeki çiçeklere kaydığın da öylece baktım.

"Seni özledim..." dedim kısık sesle.

Aktifliğim için bol yorum beklerim♤

#fbm412 benden sana sjsjdj

Darmaduman (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin