Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"KUMAR"
Aşk bir çeşit Kumardı Kumar oyundu,oyun aşktı. Oyunda yenildiysen aşktada yenilirsin Kumarda yenilirsen hayattada yenilirsin.
Bir şey söylemeden yatağa geçtim. Tam oturacağım sırada yastık ile yorganı alarak kanapeye geçtim. Yastığı kenara koyarak yorganıda yanına koydum. Giyinme odasına giderek geceliklerimi giydim. Dışarı çıkarak çaktırmadan ona baktım. Yatakta oturmuş sigarasını yakmıştı. Bana baktığın da başımı aşağı saldım.
"Eğer orada yatarsan, bir daha bu yatağa giremezsin"
Aman! Çok meraklıydım. Bana gel bu yatakda yat demeyene kadar orada yatmayacaktım. "İstemiyorum zaten,nede olsa ben senin gözünde iyi bir kadın değilim" yorganı üzerime çekerek gözlerimi kapattım. Gidememiştim Şirinimin yanına. Ama vaz geçmeyecektim,çok özlemiştim onu. O benim ailemden kalan tek biriydi.
Off burası hiç rahat değilmiş!
♤
Sabah olduğun da gözlerimi boynumun ağrısıyla açtım. Oflayarak ayağa kalktığım da Serhatın yatakta olmadığını gördüm. "Tabii uyanır, rahat uyudu ya. Ben bana söylediği şeyleri yutamamıştım hala" azım da gevelenerek banyonun kapısını açacağım sırada kapı açılmasıyla bir adım arkaya gittim.
Saçları dağınık dudakları ve gözleri hafif şişmiş kaşlarınıda çatmıştı. Bebeğe benziyor sanki. Yenimi uyandı? Ama neden işe gitmedi? "Günaydın" kısık sesle söylediğim şeye kısık sesle "günaydın" dedi.
Bir şey sormadan banyoya girdim elimi yüzümü yıkayarak dışarı çıktığım da Serhat telefonla konuşuyordu. Üstünü giymişti. Siyah dar kaslarını belli eden boğazlı kazak. Siyah dar pantolon giymişti. Ayağımda ki siyah botları çok yakışmıştı. O Telefonla konuşurken ben Yağmurun yanına gittim. Mamasını vererek başını okşadım.
"Kumarhaneye sen git" başımı çevirerek ona bakdtığım da hala telefonla konuşuyordu. Kumarhane mi? Kumarhanesimi vardı? Ne gerek vardı ki kumarhaneye? Hiç sevmem böyle işleri. "Kapat" diyerek telefonu masaya bıraktı.
"Kumarhanen mi var?" Kaşlarını çatarak bana baktı. "Evet?" Şaşkın bakışlarımla ona döndüm. Hafif kalkmış kaşlarımı çatarak gece gözlerine diktim gözlerimi. "Sen beni sütten çıkmış ak kaşık mı sandın?" Evet sanmıştım. Yani, hiç aklıma gelmemişti böyle şeyler.
"Evet?"
Dudağı yukarı doğru kıvrıldığın da bir şey söylemeden önüne döndü. "Üzerini giy bekliyorum, Babaannem niye sensiz indim diye konuşmasın birde"başımı sallayarak giyinme odasına gittim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dışarı çıkdığım da Serhatla salona indik. Selamlaşarak yemek masasına geçtik. Yemeğimizi yedikten sonra Zilan hanım yanıma geldi. "Hamile falan değilmisin?" Sorduğu soruya yutkunarak başımı hayır anlamında salladım. "Niye,farkındamısın evin tek varisiyle evlisin ve senden bir torun bekliyorlar" ne yapa bilirim?
"İzninizle ben yukarı çıkayım" ayağa kalkarak yukarı çıktım. Elimle saçlarımı hafif karışdırarak elimi yüzümü yıkadım. Hamile olmağın düşüncesi bile garip hiss ettirmişti. 17 yaşında hamile mi kalınır...
Hava karardığın da aşağı indim. Serhat gelmişti. Bu akşam yemeğe çıkacaklardı değil mi? Hira merdivenlerden indiğin de Serhata baktı. "Ben yemeği rezervasyon ettirdim hazırsan çıkalım" Serhatın bakışları bana döndüğün de başımı aşağı saldım. "Bu akşam işim var Hira başka zaman" hafif güldüğüm de başımı yukarı kaldırdım.
"Ne işi bir sorun mu var?"
"Umayla bir yere gideceğiz"ismimi duymamla başımı kaldırdım. Nereye? Ben neden bilmiyorum? Başımı kaldırarak ona baktım. Başıyla yukarıyı işaret ettiğin de merdivenlerden çıktım. Arkamdan geliyordu. Başımı çevirip Hiraya baktığım da sinirden gözleri dolmuştu. Tabii dolardı yemeğe gideceklerdi sözde.
Odaya girerek ellerimi önüme birleştirdim. Başımı kaldırarak bir çocuk misali ona baktım. Odaya girerek giyinme odasına gitti siyah kabanını alarak üzerine geçirdi. Bense hala ona bakıyordum. "Üzerini giy, Amcanlara götüreceğim" sevinçle gülerek ona baktım. Başımı sallayıp giyinme odasına gitriğim de kolumu tuttu.
"Yarım saat, ben dışarda seni bekleyeceğim" başımı salladım. Şirini görsem yeterdi zaten. Bende kahve renk kabanımı alarak odadan çıktım. Merdivenlerden inerken ,Azize hamımağanın bana ters bakışlarını gördüm. Ne yapmıştım ki ben? Serhatın yanına gelerek bir şeyler söyledi. Yakında olduğum için duymuştum. "Hiraya söz vermiş sonrada kalbini kırmışsın oğul?"
"Söz vermedim bakarız dedim"
"Bu gün gitmeseniz olmazmıydı? Bak kız hazırlanmış" Serhat bana bana baktığın da başımı aşağı saldım. "Ben böyle uygun gördüm, şimdi karımı da alıp gitmem gerek sonra konuşuruz babaanne" bana taraf geldiğin de dışarı çıktık. Kar yağmıyordu ama yerde ki karlarda erimemişti hala. Hava baya soğuktu.
Arabaya bindiğimiz de arabanın sıcak olmadığını gördüm. Ellerimi bir birine hafif sürttüğüm de Serhatın gözleri bana döndü. "Ellerini cebine sal" dediğini yaparak ellerimi cebime saldım. Arabanın kilimasını çalıştırdı. Bilmiyorum ama bana böyle iyi davrandığın da çok güzel hiss ediyordum. Sevgisizlikten galiba....