38.

45 3 0
                                    

(MERİH)

Sedyenin yanında dikiliyordum.
Aren sedyede oturmuş, Miray hemşire de yaraya bakıyordu.

"Demin Bora'ya baktım Aren abi, vücudu zehirlenmiş. Zehir çok tehlikeli. Daha önce gördüğüm bir zehir. Geçen yılki görevde gördüm.  Bora çavuşun vücudu bir - bir buçuk ay içinde iflas edebilir. Zehir dokularını etkiliyor, sanıyorsam.. burda da aynı durum var"

Ellerimi arkada birleştirmiş, kalbimi ve beynimi sakinleştirmeye çalışıyordum.  Gözlerimi sıkıca yumdum. Ama gözlerim kapalıyken bile görebileceğim bir flaş patlayınca açtım direkt.

Miray , elindeki flaşı Aren'in gözlerine doğru tutmuştu.

"Gözlerini kapatma Aren"

Flaş birkez daha patlayınca gözlerimi hafif kıstım.
Miray flaşı indirdi sonra.
Aren gözlerini kırpıştırdı.

"Canın acıdı mı?"

Aren başını salladı.

"Acıdı"
"Güzel"

Miray gülümsüyordu.
Sonra eline küçük bir neşter aldı.
Neşteri önce Aren'in yanağındaki yaranın üstüne yerleştirdi,

(AREN)

Başımı hafif sağa yatırmam gerekti. Böylece tam olarak Merih'e bakıyordum.
Üstünde sezebildiğim bir endişe vardı.
Benim için mi endişeleniyor?

Miray yerleştirdiği neşteri sertçe çekti.
Yanağımda keskin bir acı hissedince sağ gözümü yumdum ve küçük bir 'ts' sesi çıkardım.

"Acıdı mı?"

Başımı düzelttim.

"Acıdı."
"Güzell"

Zaten açıkta olan sağ kolumu tuttu. - sol kolumdan vuruldum-

Neşteri yerleştirip aynı şekil çekti, hissettiğim acının aynısını hissetmiştim.

"Acıdı mı Aren ?"

Başımı sallamakla yetindim.

Neşteri bir kenara bırakıp eline ince iğnelerden aldı.

Eğilip sağ bacağıma giydiğim eşofmanın üstünden batırdı.

"Acıdı mı?"
"Acıdı"

Sol bacağım için de aynısı geçerliydi.
Ayağa kalkıp iğneyi bu sefer karnıma batırdı. Sonrasında çekip göğsüme batırdı.

"Acıdı mı?"
"Evet"
"İkisi mi"

Başımı salladım.
Gülümseyip neşteri tekrar eline aldı
Bu sefer vurulduğum kolumu çekip elimi tuttu.

Neşteri elinde ters çevirdi.

Aha geliyor.

Sert bir şekilde neşteri avcumun içine tamamen geçirdi.

Küçücük irislerimle bir ona, birde hiçbir tın belirtisi göstermeyen elime baktım.

"Acıdı mı?"
"H... Hayı- acımadı"

Neşteri çekip sedyenin üstüne yerleştirdi

"Zehir vücuduna yayılmamış Aren abi, bu yüzden,"

İlaç dolaplarına doğru yürüdü, mavi bir şişe çıkarıp geri döndü

"Panzehir'i sana vereceğim. Bu panzehirle, kolun tamamen duyusuz değil %76 kadar bir duyuyla çalışacak ve vücuduna yayılmasını engelleyecek, ama bu zehiri yok edemeyiz. Yani bir - birbuçuk ay sonra, kolun iflas edebilir."

Diyip, koluma iğneyi geçirdi. İlacı enjekte edip çıkarınca, az da olsa acı hissetmeye başlamıştım.

Miray, kolumdaki ve yanağımdaki yaraları sarıp yüzüme baktı.

"Gidebilirsin Aren abi"

Sedyeden inip Merih'e baktım
Yüzünde öyle bir ifade vardı ki, ağzı beş karış açık, küçücük göz bebekleriyle bakıyordu.

"Miray Merih dondu galiba"
"Tokat at açılır"

Başımı ona doğru çevirdim
Dalga geçen gözlerle elindeki lolipopu ağzından çıkardı.

"Ne"
"Merih yürü gidiyoruz"

Yürümeye başlayınca arkamdan geldiğini hissettim.

"Areeen kolunu mümkün oldukça kullanma"

Revirden çıkıp ana kapıya doğru yürümeye başladım, bir gün olsun kafamdan her şeyi silmek istedim.  Sadece, bir gün için. Hiçbirşey düşünmemeye çalıştım. Ne kolumu, ne Bora'yı, ne görevi, ne Evren'i. Aklımdaki tek şey,

"Merih? Arkamda mısın?"

Hiç ses gelmeyince başımı çevirdim.
Başımı çevirir çevirmez sessizce göz yaşı döken bir bedenle karşılaştım.

"Me..rih? Neden ağlıyorsun?"

Koluyla gözlerini sildi,

"Ben sadece,"

"Ablan için mi? Benim için mi? Bora için mi?"

Sessiz kaldı.

"Ablan için mi?"

Başını hayır anlamında iki defa salladı.

"Bora için mi?"

Aynı şekilde başını salladı. Kaşlarımı şaşkınca kaldırdım.

"Sen.. benim için mi?"

Bu sefer hiç hareket etmedi.

"Başka bir  şey mi? Safir veya Prens'le mi alakalı?"

Yine başını salladı.

"Benim için mi?"

Bu sefer evet anlamında iki defa sallayınca, tamamen ona doğru döndüm.
Karşısına kadar yürüyüp,  iki kolumu da boynuna sardım,
.
.
.
___________________
🌊🔥

"

İkinci Yılın Görevi(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin