68.

41 4 6
                                    

(MERİH)

Çok uyumadım. Bir iki saat kadar. Sonra komutan gelip beni uyandırmış ve hemencecik arabasına götürmüştü.

"Sadece ikimiz gideceğiz. İki kişiler zaten."
"Komutanım kimi yakalıyoruz demiştiniz?"
"Organ kaçakçıları."
"Organ Mafyaları mı?"
"Evet. Dört çocuğu kurtarmaya gidiyoruz."
"Peki komutanım."

Yol boyunca hiç konuşmadı. Zaten 10 bilemedin 15 dakikaydı yol. Ortamda gergin bir hava vardı. Komutan kaşlarını çatmış, direkt olarak önümüzdeki Depo tarzı mekana bakıyordu. Mekanın ismi üstündeki tabelada Büyükçe Beyaz bir tabelanın üstüne mavi yazılarla yazılmıştı. İsmi neydi? 'ŞİRİN BABA PİZZA'

Mekanın ışıkları yandığı anda komutan arabadan inmişti. Aynı şekilde indim aşağı.

"Komutanım bu görev için Prens daha iyi bir seçim olabilirdi."
"Prens görevinden yeni çıktı ve yaralı. Ayrıca bedensel kuvvet gerekli. Sen daha iyi bir seçimsin."

İçim garip bi gururla doldu birden.

"Çıkar silahını."

Elimi belime uzatıp silahımı çıkardım ve hazırladım.

Komutan silahını mekanın kilitli kapısının kilidine doğrultup ateş etti.

Kapının kilidi yüksek bir sesle parçalandı ve kapı yarım yamalak açıldı.

Aren silahını sağ eline alıp kapıya tekmeyi bastı. Bence çoktan fark edildik. Sizce?

Kapı ardına kadar açılıp duvara çarptı ve bütün mekanı titretti.

Aren içeri girince arkasından adımladım.

İçerisi neredeyse bomboştu. Tabii şey dışında, bir sedye, birkaç araç gereç, şu soğutucu kutulardan, sedyeyi hazırlayan bir adam, korkudan gebermiş dört çocuk, dört çocuğa muhafızlık yapan başka bir adam, elinde silahlı bir kişi daha ve silahlı biri daha.

Ulan hani iki kişilerdi. Dört tane bunlar.
Komutan silahını adamlara doğrulttu.

"Bırakın çocukları polis."
"Heh polismiş."

Adamlar da ellerindekileri Aren'e doğru uzattı. Kafam atmaya başlamıştı.

Ani bir duyguyla sağa çekilme ihtiyacı duydum. Tabii dürtülerini dinleyen biri olduğum için, ben çekilir çekilmez bir silah ateş aldı ve karşıdaki silahlı adamlardan birini vurdu.

Merminin geldiği yöne baktım, biraz minik bir kız vardı. 'Görüntüye aldanma' diye geçirdim içimden.

Elindeki silahı bırakmadan bana doğru koşmaya başladı. Silahımı apar topar belime sıkıştırıp saldırısını engellemeye çalıştım.

Bu arada komutan iki kişiyi birden tutmaya çalışıyordu. Aklıma etrafta görünmeyen biri daha olduğu geldi.

Aynı anda hem kızın saldırılarını engellemeye hemde adama bakınmaya başladım.

Çocukların önünde nişan almaya çalışıyordu. Birden aklıma bir fikir geldi ama çok kötü bir fikirmiş.

Silahı elinden atmayı unutup kızın kollarını arkasında kilitleyip onu önüme doğru siper ettim ve nişan almaya çalışan adama döndüm.

  Çok geçmeden belime yaslı silahı fark ettim ama çok geçti.

Silahın sesini duymadım ama belimin sol tarafında yakan güçlü bir acı hissettim.

Gıkımı çıkarmamaya çalıştım ama Aren konsantresini bozup bana bakma hatasına düştü. Adamlardan biri onun ensesine vurunca yere yığıldı birden.

Ağzıma kadar kan gelince engelliyemedim ve dudağımın kenarından aktı.

Kendimi zorlayarak belimden silahı çıkardığım gibi kızın ensesinden vurdum.

Nasıl bir ortam mı? Yaralı bir ben ve biri silahlı diğeri de güçlü iki adam. Aren birini halletmeyi başarmıştı.

"Heh. Vurabilir misin ki?"

Dedi güçlü adam. Sanırsam benden beklenmeyen bir hareket yaptım. Silahımı kaldırıp bu durumda iyi nişan alamadığım için adamın kolundan vurdum.

Adam kolunu tutarak yere yığıldı ve çığlığı bastı.

Şu durumda kendimi o kadar zor tutuyordum ki.

Silahlı adam gülüp silahını benden çekip çocuklara doğrulttu.

Gözlerimi açabildiğim kadar açtım,

Dört çocuk vardı. İki kız ve iki erkek. Sarı saçlı minik kız ve gece yarısı gibi kapkara saçları olan çocuk birbirlerine sarılmış ağlıyorlardı.

Diğer kızın her halinden korktuğu belliydi ama  cesur davranmaya çalışıp sarılan iki çocuğa siper etmişti kendini. Diğer çocuk ya gerçekten iyi bir oyuncuydu yada gerçekten cesurdu.

Yüzünde hiçbir ifade olmadan hepsinin önünde durmuştu.

Elimdeki silahı atıp zar zor onlara kadar yürüdüm.

Dördüne de siper ettim bedenimi.
Ben kendi irademle namlunun önüne geçtim.

Namlu tam olarak sağ göğsümün üstündeydi.

"Kıpırdama koca adam."

Dedi adam.
Çocuklardan biri arkadan tişörtümü tuttu.

Onları tehlikeye atacak hiçbirşey yapamam. Çocuklar zaafım.

Ama birden ortam bulanıklaştı. Nefes alış verişlerim azaldı. Sağ göğsümde bir saniyelik yakan çok güçlü bir acı hissettim. Bütün acılarım dindi sonra. Etraf soğuyup karardı. Üşümeye başladım. Bütün bedenim titredi. Kaslarımın hepsi kendini bıraktı birden. Bacaklarım beni taşımak istemedi. Yere yığıldım.

Üşümem geçti sonra. Her taraf ısındı. Gereğinden fazla hemde. Bilincimi kaybetmişim.

__________________

Ya bana yorum yapsanızaa pls?
Şu şahısı gören var mı?🤔 Dianalion22

İkinci Yılın Görevi(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin