8.

354 11 0
                                    

Arabadan indim. Dönüp Prens'in de kapısını açınca Prens'in arabadan düşüp yüzüstü yere çakılması bir oldu.
Yüzü hala yerdeyken ellerinden destek alarak kendini kaldırdı.

"Bohoo püh! Böylemi uyandırılır insan..."

Dudaklarım kıvrıldı ve Merih'in güldüğünü duydum. Restorant'ın önünde bekliyordu bizi.
Prens ayağa kalkınca yüzünü sıvazlayarak yürümeye başladı. Arabanın kapısını kapatıp tam arkamı dönecekken yüzüme yediğim yani yüzüme atılan sırt çantasıyla afallamıştım. Çanta düşerken havada yakalayıp onlara doğru döndüm. Burnumda keskin bir acı hissedince sağ elimle burnumu tuttum.
Zafer kazanmış gibi bakıyordu Prens. Merih sadece gülüyordu.
Burnumu kırdı Allah'ın cezası. Çantayı sırtıma takıp yürüyordum kiii komutan kolumu yakaladı. Ona doğru bakınca bana değil Merih'e bakıyordu. Kafasıyla 'gidin' işareti yapınca Merih başını sallayıp Prens'in yakasından tuttuğu gibi içeri çekiştirdi.
Komutan bana bakınca kolumu bıraktı ve elindeki kağıdı göstererek konuştu.

"Rezervasyon ve davetli listesi"

Elindeki listeyi alırken mal mal yüzüne baktım.
Listeyi açmam için bir işaret yapınca ikiletmeden katlanmış kağıdı açtım.
Her şey masa başı yazılmıştı...
kaç masa var,
Kaç kişi oturuyor,
Oturanların isim soyisimleri... Her bir kişinin.
Bebek veya yaşlı fark etmeden. Büyük ayrıca pahalı bir restoranttı.

"Yedinci masaya bak."

Dediği gibi bakınca... dört kişinin ismi yazıyordu.

"Kim bunlar?"
"Merih'in biyolojik ailesi..."

Kim? Ney?? Hadi ordan.

"N-nerden biliyorsunuz?"
"Biliyorum çünkü hepiniz araştırılıyorsunuz. İstersen sanada şuan ailenin hangi cehennemde olduğunu söyleyebilirim."
"Yok aman kalsın."

Başını aşağı yukarı oynattı.

"Merih'in bir ikiz kardeşi ve iki tane küçük kardeşi var.. babası şu an hastanede tedavi görüyor. Annesi , üç kardeşi içerdeler. Bildiğim kadarıyla babası üç aydır hastanede..."

Kardeşim saydığım iki kişiden birinin biyolojik ailesi şu an içerde. Bi dakika kardeşim saydığım insan da içerde...

"Anladım efendim ona dikkat edeceğim."

Başını sallayınca koşarak içeri girdim. Soyunma odaları nerdeydi biliyordum.
Müşterilere görünmeden soyunma odalarına gidip birden içeri daldım.

"Kardeşim iyi misin ? Anladık sevmiyorsun burayı da kırma kapıyı"

Çoktan giyinmişlerdi

"Şükriye abla her birimize çelik yelek koymuş..."

Aceleyle üstümü çıkarıp herbirimiz için özel hazırlanmış garson üniformalarından benim için olanı alıp giyindim.
Prens'e bakınca tek bir noktaya odaklanmıştı.
Baktığı yere bakınca duvara çizilmiş birkaç resim ayrıca yazılmış cümleler gördüm.
Evet... yine Firas'ın imzası olan bir yerdeydik...
____________
Merhaba kuzular..) normalde daha uzun olacak bir bölümdü ama olayları şöyle bir düşününce bu bölüme sığmaz diye düşündüm... Gelecek bölümde görüşeceğiz🖐🏻🖐🏼🖐🏽🖐🏾🖐🏿

İkinci Yılın Görevi(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin