53.

34 0 0
                                    

(AREN)

Ondan öyle nefret ediyorum ki. Manipüle uzmanı. Bu yeteneğini de kullanmaktan çekinmeyen biri.

Sol kolum çok fazla sızlamaya başlayınca sağ elimle istemsizce kolumu ovmaya başladım.

"Kötü yaralanmışsın Aren çavuş"
"Ne istiyorsun?"

Elini arka cebine götürüp bir şey çıkardı.
Ama uzatmadan önce,

"Kızımı görmeye gelmiş olamaz mıyım?"

Derin bir nefes alıp elimi yüzüme çarptım.

"Devin seni tanımıyor. Ayrıca kızın kafasına silah yasladın banada çevirdin o silahını. Tanısa bile senden korkacak."

Başını salladı,

"Tek bir isteğim var, o'da Devin'i haftada bir gün görmek. Göreve kadar sadece, görevden sonra hayatından çıkıp bir daha geri dönmeyeceğim. Emin olabilirsin."

Başımı Devin ve. Merih'e doğru çevirdim.
Onlara biraz uzaklaşmalarını söylemiştim
Devin'in kötü etkilenmesini istemiyorum.

"Merih yumuşamışmı bana mı öyle geliyor?"

Gözlerimi Devin'den çekmeyerek,

"Bazı olaylar yaşadı Merih. Birkaç birşey gelişti."

Başımı ona çevirdim bu sefer.

"Pardon sen nerelerdeydin? Hain diye bildirmeme şu kadarcık kaldı"

Gülümsedi

"İlk önce hayır hain falan değilim. Gizli görev sadece. Deniz'in haberi var."

Başımı salladım.

"İyi birini bulmuşsun Aren, Devin'i görmeme izin verecek misin? Koskoca generalim bir çavuş tan dayak yedim zaten imajım yerlede...
Küçük bir iyilik istiyorum sadece?"

Sakin kalmaya çalışarak bıkkınlık nefesimi verdim.

"Bir, komutanım ben çavuş diyip durma. İki, Devin'i haftada bir kez görmek, beni de haftada bir kez görmek demek."

Başını salladı

"Tabi, kabul."

Elindeki flaşı bana uzattı
Elinden aldım ve cebime attım direkt.

"Generale ulaştırman lazım."

Başımı sallayıp ayrılmak için bir hamle yaptığım sıra

"I Aren?"
"Ne"
"Neden o?"

Kaşlarımı çatarak baktım

"Kim?"
"Neden Merih?"
"Sen seç, kılık değiştirme uzmanı, yarı japon ve çift cinsiyetli bir komutan mı, yoksa hava kuvvetleri komutanı türk bir pilot mu?"

Başını eğdi

"Bana göre yarı japon komutan. Pilotların ne zaman uçacağı belli değil biliyorsun. Hem, her uçuş onun son uçuşu da olabilir, unutuyorsun."

"Evren sus."

"Peki, son soru, Devin'e kendimi tanıtma iznim var mı?"

Sırtımı dönüp,

"Var."

Dedim ve Merih'le Devin'e doğru yürümeye başladım.
Yanlarına ulaştığım zaman Devin'i kucağıma aldım

"Baba.. çok korktum,"

Ona güven vermek için gülümsedim

"Korkmana gerek yok Devin'im, ben tanıyorum onu, sana zarar vermez, sadece şaka yapmak istemiş, hem benim sana söylemem gereken birşey var,"

Keyifle gülümsedi o da

"Şakası komik değildi baba. Korkutucuydu. Ona söylersin. Hem ne söyliyeceksin?"

Biraz duraksadım ilk önce.

"Hani..."

Dedim

"Hani sana benden başka bir  baban daha var demiştim ya,"

Başını salladı

"Merih babayı mı kastediyorsun baba"

Başımı iki yana salladım

"Hayır, ben onu kastediyorum bak,"

Elimle sırtını dönmüş telefonla konuşan Evren'i gösterdim

"Hı! O mu! "
"Evet Devin'im o.. şimdi seni yere bırakabilir miyim? Gidip onunla konuşmanı istiyorum, yaptığın şaka komik değildi diyebilirsin ona değil mi?"

Başını salladı minik meleğim

"Tabi baba,"
"Endişelenmenede hiç gerek yok, ben burdayım tamam mı? Seni bekliyorum"
"Sıkılmaz mısın tek başına?"
"Tek başıma değilim ki, bak Merih baban burda"

Gülümseyip onu yere bıraktım. Evren'e doğru yürümeye başladı.
Duvara yaslanıp bizi izleyen Merih'e çevirdim başımı
Ona doğru yürüyüp başımı omzuna ve kendimi de ona yasladım
İki eliyle belimi sardı o da.

"Hiç konuşmadın?"
"Ne diyebilirim ki?"
.
.
.
______
Ne diyebilir ki? 🫠🫠

İkinci Yılın Görevi(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin