71.

22 2 9
                                    

Yorum yapın lütfen🥺🙏
________________________________
(AREN)

Üstüme hiçbirşey almadan arabama atladığım gibi demin Merih'i çıkardığım mekana gittim.

İçeri baktım, dört tane beden aynı şekilde yerde yatıyordu.

Kapıyı kapatıp arkaya doğru ilerledim. Cebimden çıkardığım kibritten birini alıp yaktım. Ateşe bakarken bir yanım bana düşünmeden hareket ediyorsun diyordu.

Umursamadan elimdeki yanan kibriti  tahtadan yapılmış konteynere benzeyen mekana fırlattım. Tahtalardan biri alev alınca arabama doğru yürüdüm.

Sabaha toz üstünde toz kalmayacaktı. Arabayı çalıştırıp tesise gittim. Tesise girer girmez ilk işim Merih'in yanına gitmekti. Ama yine kulpa takılı kaldı elim.

Göreceklerimden korkuyordum. Anlık bir cesaretle kapıyı açtım.

Kalp ritim cihazının sesleri, oksijen cihazı ve serum.
Kapıyı kapattım. Oda sıcaktı.
Başucuna kadar yürüdüm.

Yüzünde lekeler vardı. Çenesinden kulağına kadar uzanan yeni bir yara vardı.

Gözlerim ellerine kaydı. Parmaklarındaki deri hafif sararmıştı. Elimi uzatıp parmağına dokundum. Deri hafif sarardığı gibi birazda sertleşmişti.

Başımı çevirip raflara baktım. Bir ıslak mendil alıp fazla suyunu sıktıktan sonra Merih'e döndüm. Yüzündeki siyah bir lekeyi elimdeki ıslak mendille çıkarmaya çalıştım.

Elimdeki mendili çöpe attıktan sonra yanına geri döndüm. Elimi saçlarında gezdirdim.

Sonra dinlenmesi için onu bırakıp yanındaki koltuğa oturdum. Gözlerimi kapatır kapatmaz uyumuşum.
.
.

Ne kadar uyudum bilemiyorum. Ama uyanmama neden olan şey kalp ritim cihazının sesiydi. Midemdeki korkuyla ayağa kalktım.

Ona doğru yürüdüm. Kalp atışları hızlanmıştı. Hızlı nefes alıyordu.
Birşeyler fısıldıyordu.

"Hayır.. hayır.."
.
"Gitme.."
.
"Hayır.."
"Are-"
.

Gibi şeyler. Sonda ismimi söylediğini fark ettim ve tek elimle elini tutup diğeriyle saçlarını okşadım.

"Şş. " dedim.
"Burdayım. Sorun yok."

Göz yaşları akıyordu.

"Burdayım. Gitmiyorum."

Gözlerimden bir yaş damladı ve onun yanağına düştü. Yaş yanağından aşağı kadar indi.

Yaklaşıp yanağından öptüm. Kalkıp kuru dudaklarına da bir buse kondurdum.

Kalbi normale dönünce gitmeye yeltendim ama

Tuttuğum elini sıktı. Gözleri de ağır ağır açılınca midemde oluşan heycana mani olamdım.

Gözlerimi sildim. Başını bana çevirdi.
Ama kim bu mk bakışları atıyordu. Sonra tuttuğu elime kaydı gözleri. Ardından tekrar bana bakınca gözlerine yavaşça bir duygu oturdu ve aniden bıraktı elimi.

Yok. Dedim. Hafızası gitmiş olamaz. Değil mi?

"Komutanım afedersiniz. Ben- şey-"

Sesi kötü çıkıyordu. Hem maske yüzünden hemde ağzı kurumuştu. Ama Bana Aren demiyordu. 
Hafızamın gittiğini hatırladım. Tabii ki onuda unutmuş olmalıyım.

"Bana Aren de."

Dedim.

"Sana bana Aren demeni söylememiş miydim?"
"Hafızan geri dönmüş!"
"Şu durumunda beni düşünme ve bana cevap ver."

Parlak yeşil gözlerini gözlerime çevirdi ve benim siyah irislerimi yaktı.

"Adın soyadın?"
"Merih Akça."

"Kaç yaşındasın?"

Başını öne eğip düşündü biraz.

"22"

"Merih kimsin sen?"
" hava kuvvetleri komutanıyım ama bir görev için sade er olarak bu tesise gönderildim."

"Kaç kardeşin var?"
"7"
"7 mi?"
"Evet. Safir, Prens, Firas, Miraç, Meriç, Mehir ve yıldız"

Başımı salladım.

"Kimim ben?"
"Aren değirmenci. Komutan."
"Bizim nasıl bir ilişkimiz var?"

Hadi söyle. Bunu senin ağzından duymak istiyorum.

"Eh- şey- sevgiliyiz."

"Peki."

Biraz saçmalıyayım dedim.

"Peki en sevdiğin renk?"
"Yeşil."
"En sevmediğin kişi?"
"Hm.. kesinlikle karşı tesisin çavuşu."

"Kaç çocuğun var?"
"2"

Şaşkınlıkla gözlerimi açıp kaşlarımı çattım.

"Nasıl 2"
"E- işte Devin ve Karmen."
"Karmen mi?"

Gözlerini biraz daha fazla açtı.

"Yok canım. Karmen mi? O kim."

Başımı salladım.
Sonra birden başını indirip kaldırdı.

"Biz neyden bahsediyorduk?"

Gülümsedim.

"Yok birşey. Hadi sen dinlen"
"Sarılabilir miyiz?"

Ona doğru yaklaşıp kollarımı boynuna doladım.

"Bunun için tam on gün bekledim."

Dedi. Kolunu sırtıma sararken.

Ayrılıp gözlerine baktım. Oksijen maskesini çıkarıp dudaklarına sıkı bir öpücük bırakıp geri çekildim ve maskeyi geri taktım.

"Bemde bunun için birkaç saattir bekliyorum. Şimdi yat dinlen. Benim Çakıl'la birşey konuşamam lazım."

Gülümseyip başını salladı.

"İmkanım olsa gözlerini yerim."

Hafif gülüp tamamen uzandı.
Odadan çıkıp Çakıl'ın odadına doğru ilerledim. Kapıyı çaldım yavaşça. Bir bebek ağlama sesi yükseldi. İçerden birkaç ses duydum.

"Kim bu gelen? Yemin ederim önemli birşey değilse ağzına sıçıp diğer çocuğu onun götünden çıkaracam. Şu bebeği uyutmak ne kadar zaman aldı biliyor musun? Sikeyim böyle işi. Keşke Karmen Merih'ten başka birinin kucağında da sussa! Of komutana daha hızlı söyleseydim keşke- AY KOMUTANIM!"

Sonda kapıyı açıp bağırmıştı.

"Ay- yani komutanım-"
"Merhaba Çakıl. Birşey konuşmak istiyordun değil mi? Evet. Konuşalım."
"Iıgh- şey- aslında. Söylemese. Daha iyi efendim. Önemli değildi zaten boşverin gitsin!"

İçerden Başak hanımın sesi duyuldu.

"Çakıl! Söyliycem demiştin!"
"Evet Çakıl söylemen gerek. Hem yönetimden gizli falan da demiştin."

Bebek hala ağlıyordu.

"Getir şu bebeği."

Başak hanım elinde bebekle gelip bebeği kucağıma bıraktı.
Bebeğin başını omzuma yaslayacak şekilde tuttum ve sırtına vurdum bir iki defa.

"Gazı var bu çocuğun."

Bebeğin sırtını sıvazlamaya devam ettim. En sonunda da geğirdi. Ve ağlaması kısık iniltilere dönüştü.

"Anlat Çakıl. Yönetimden gizli ne yaptın?"
.
.
.
________________________[[_[[

Dur! Yorum yaptın mı?🤔

İkinci Yılın Görevi(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin