(PRENS)
"Merih'e yalan söyledik."
"Evet"
"Kızar mı acaba?"
"Öğrenmesse kızmaz"
"Biz çok şey saklıyoruz ondan ya"
"Söylesek mi ki?"
"Neyi?"
"Götümün kenarını neyi olacak bebeği"
"Ona söylesem bile komutana söyleyemem"Kumsalda oturuyorduk beraber
"Sende benden birşey gizliyorsun Safir."
"Ne?"
"Ama ben ve Merih hiçbirşeyi gizlemiyoruz."
"Ne gizliyormuşum?"
"Birini seviyorum dedin. Ama kim olduğunu söylemedin."
"Ama Merih te söylemedi."Aklıma gelen şeyle kaşlarımı kaldırdım.
"Doğru o da söylemedi. Pu reziller bi ben açtım herşeyimi."
Tamamen arkama uzandım ellerimi başımın arkasına yaslayarak.
Yıldızları izliyordum ki aklıma birşey geldi."Prens ben.."
Gözlerimi aklıma dank eden şeyle açabildiğim kadar açtım ve kaşlarım benden bağımdız havaya kalktı.
"ANANISKM"
Hemen oturur pozisyona geçtim.
"SAFİR"
"Ne?"
"MERİH'in kimi sevdiğini biliyorum"
"Ne? Nasıl? Kimi?"
"Komutanı."
"Ya bi siktir."
"Valla lan! Düşününce hep onun yanında."
"Sanmıyorum prens."
"Düşünsene biraz salak!"
"Yanılıyorsun. Merih ondan nefret ediyor. Ama komutan onu seviyor mu bilemem."
"Sen harbiden gerizekalısın."(MERİH)
İlk başta ne kadar yapmak istemesem de dudaklarından ayrıldım, sonra üstünden ayrıldım.
O yatakta oturur pozisyona geçip üstünü düzeltti ve telefonunu eline aldı
"Buyrun efendim"
..
"Emredin efendim"
..
"Başüstüne"Deyip telefonu kapattı ve yatağın köşesine fırlattı
"General beni bir yere gönderiyor. Bi operasyona."
"Yanına kimseyi almayacak mısın?"
"Almam lazım. Ama çok kişi olmaz. Benle beraber 3 kişi"
"Anladım."
"Merih"
"Hm?"
"Gelsene"
"Nereye"Yatağa uzandı
"Uzan yanıma"
"E hani operasyon"
"Birkaç saati var sen gel uyumam lazım biraz"Kulaklarıma kadar gülümseyerek yanına yerleştim ve kollarımı açarak bana biraz daha yaklaşmasını bekledim.
İstediğim gibi oldu ve başını göğsüme yasladı birde kolunu sırtıma doladı.
Bende çenemi başına yasladım.
Bu hissiyatı çok seviyorum. Kollarımın arasının dolu olmasını, saçlarından çenemin gıdıklanmasını ve kokusunu çok seviyorum."Merih"
"Efendim?"
"Teşekkürler"
"Ne için?"
"Ne yaptıysan herşey için"
"Bende teşekkür ederim o zaman"Gözlerime çöken ağırlıkla ve kokudan mayışınca uyumuşum.
.
.
.
-birkaç saat sonra-Gözlerim yavaş yavaş açıldı, karanlıktı hala ama hissettiğim bir boşluk vardı, gözlerimi tavandan çekip başımı sağa sola hareket ettirdim.
Aren dolabının yanında giyiniyordu, şey yakasını düzeltiyordu aslında. Üstünde komutan üniforması vardı, ve ona çok yakışıyor bu üniforma.
Bana baktı,
"Ne?"
"Ne ne?"
"Niye öyle bakıyorsun?"
"Bi sebebi yok sadece bakmayı seviyorum"Yatağın başucuna kadar geldi ve biraz eğildi bende ona doğru döndürdüm başımı
"Ne?"
"Hiç canım istedi"
"Neyi istedi?"Dudaklarını benimkilere değdirip kaldırdı ve elini saçıma attı.
Ben hareket edemiyorum ha. Büyülenmiş gibi izliyorum sadece.
"Seveceğimi düşündüğüm en son kişiydin"
"Bendede öyleydi"Elini iki defa yanağıma çarpıp odadan çıktı.
Gözlerimi kapattım,
Sonra yan odalardan birinden gelen ağlama sesiyle tekrar açıp kaşlarımı çatarak ayağa kalktım.Çakıl ağlıyor. Odadan çıkıp hemen yandaki odanın kapısını çaldım. Çakıl Başak ablayla beraber kalıyordu.
Kapıyı Başak abla açtı,
"Merih? Nasıl yardım edebilirim?"
"İçeri girebilir miyim?"
"Tabi gel"İçeri girince Çakıl yerde oturmuş yorganlardan yapılmış bir yatağın üstüne yatırılan bebeği izliyordu. Ağlayarak.
Gidip yanına oturdum."Neden ağlıyorsun? Kim üzdü seni?"
"Sadece bebeğe üzülüyorum. Ailesini hiç tanıyamayacak."Başımı uyanık ama ağlamayan bebeğe döndürdüm. Ve onu kucağıma aldım.
"Sende tanıyamadın ki"
"Biliyorum ama bulabilme imkanım var."
"Onun olmayacak mı?"
"Olacak"
"O zaman neden ağlıyorsun?"
"Ben ailesinin tepkisinden korkuyorum. Onu bilerek buraya bıraktılar."
"O zaman... ailesinin yokluğunu hissettirmeyeceğiz."İçerisi aydınlıktı. Bebeğin çok tatlı bir yüzü vardı. Simsiyah çekik gözleri ve kumral saçları vardı. Yalnız siması çok tanıdık geliyordu.
Belkide bebek olduğu içindir ama içime bir huzur veriyordu. Hafifçe gülümseyerek alnına düşen saçları parmağımla ittirdim.
"Merih.. benim sana birşey söylemem gerekiyor "
Ona çevirdim bakışlarımı
"Tabi söyle"
"Ben bir yöntem buldum. İki insanın dna sından yeni bir dna çizebiliyorum. İlk başta bu sadece bir demoydu yani geliştirilmesi gerekiyordu ve.. ben başardım."Gülümsedim
"Dna çizmek derken?"
"Bebek."
"Ne"Boş boş baktım yüzüne.
"Ya Merih ben yalan söyledim sana. O bebek kapının önüne falan bırakılmadı. İki ajanın dna sını kullanarak ben yaptım onu"
"Sen şimdi diyorsunki bu bebek iki ajanın çocuğu. Ve onlar bunu biliyor mu?"
"Bilmiyor."
"Komutanın haberi var mı?"
"Yok ve umarım olmaz."
"Çakıl yönetimden gizli nasıl böyle birşey yaparsın."
"Bilmiyorum. Olmaz sandım. İmkansız sandım."İki elini yüzüne yaslayarak ağlamaya başladı.
"Nasıl yaparım.. denemeydi sadece"
Be kadar yaptığı yanlış olsa da. Onu ağlayarak görmek istemediğim için hemen konuyu değiştirmem lazım.
"Kimin çocuğu bu?"
"Tahmin yürüt"Çocuğun yüzüne bakınca dikkatimi direkt olarak gözleri çekti.
Çekik siyah gözler.. Aren'in gözlerini taşıyor bu bebek.Kalbimdeki ve karnımdaki garip hisle birde dolan gözlerimle bebeği daha sıkı tuttum.
Yüzüme bir gölge düştü. Yutkunarak,"Komutan deme bana."
Başını salladı.
Bebeğe çevirdim bakışlarımı kumral saçları vardı birde."Komutan.. ve kim..?"
"İpucu vereyim, kumral saçlı yeşil gözlü biri."Söylediği gibi birini düşündüm..
"Ekru?"
"Hayır, ve erkek."
"Güney?"
"Hayır.."Başımı odada gezdirdim düşünürken. Sonra aynaya takıldı gözlerim. Fal taşı gibi açılan gözlerimle bir küfür savurup Çakıl'a baktım
Kalbimde iyi yönde bir his ve heycan vardı.
"Beêên mi?"
.
.
.
________________________İm just a step away 👁
Olaylara girmeye başlıyoruz 🫶🏻
Yorum yapın motive olayım
![](https://img.wattpad.com/cover/315382863-288-k342552.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkinci Yılın Görevi(bxb)
ActionYeşil gözlü adam köpeğin beyaz tüylerini bir defa daha okşayıp arabaya dönmüştü.. Yukarıda neler yaşadığını belli etmemeye çalışyordu. Ama birazdan patlayacak olan gözyaşı kanallarıyla bu imkansızdı nerdeyse..