(MERİH)
Evren komutan kucağında Aren'le beraber koşarak girip büyük revirde onu sedyeye yatırıp aynı hızda bana 'ona dikkat et' deyip gittiğinden beri yalnızca iki dakika geçti.
Çakıl hemen uyandırmıştı bütün profesörleri.
Onu bu halde görmek canımı fena halde yakmıştı.Dudağının kenarı morarmış, kaşı patlamış birde yanağında bir morluk görmüştüm.
Ha birde, yaralı kolundan kanlar akıyordu.Başımı o tarafa çevirmek istemiyorum ama,
Alnımdan soğuk terler aka aka çevirdim başımı.tabiki, oksijen cihazını ve kalp masajını görünce olduğum yere çöküp dehşete düşmüş gibi görünen ifademle gözlerimi yerdeki tek bir noktaya sabitledim.
Ben ne yapacağm? Tam önüme biri çöktü.
" Merih.."
"Çakıl? Neyi var?"
"Bu şeyle alakalı.. kolundaki zehirle."
"Ne? Nasıl? İflas mı?""Hayır. İki seçeneğimiz var. Ya kolundan şimdi kurtuluruz, yada daha sert bir panzehir uygularız. Ki bu bayağı sert olur ve yaşam olasılığı daha fazla olur.. ama birkaç gün baygın kalabilir. Onun dışında belinde böbreklerine çok yakın, hatta böbreği biraz çizilmiş, bir yara var. Ölümcül değil. Ama, yara dikilemeyecek kadar paramparça. Yani.."
İçime ve miğdeme koskocaman bir endişe çöktü. Gözlerim sulandı.
"Yani ne?"
"Profesörler halleder. Üzülme lütfen. Ölmeyecek... ayrıca sil o göz yaşını.. yoksa kimi sevdiğini bütün herkes anlayacak. Hem neden Firas'a bakmıyorsun? Burda kalmanı istemiyorum. Ona olan sevgin benim canımı acıtıyor. Hadi git. Ben götüreyim."
.
.
(SAFİR)Tesise döner dönmez kendimi Vâris'in yanında bulmuştum.
Hala tedavi görüyordu."Yatmaya niyetin yok mu Safir?"
"Yanında yatamaz mıyım?"Şaşırmış bir ifadeyle yüzüme baktı,
"Eğ- tabi. Tabi yatarsın. Ama Prens? Odada tek mi kalsın?"
"O bir işi halledeceğini söyleyip çıktı. Yani odada tek başıma kalmamak için geldim aslında."
"İyi.. iyi yaptın."Odadaki koltuğu açıp yatak haline getirdim.
"Safir."
"Hm?"
" sizin komutana birşey olmuş galiba."Kaşlarımı çatıp gözlerine çevirdim bakışlarımı
"Ne?"
"Revirde kalıyorum, Çakıl'ı gördüm demin. Bütün profesörleri büyük revire çağırdı. Komutanla ilgili birşey de söyledi."
"Ben bir bakayım."
"Merih Çakıl'la beraber yan odada onlara sor istersen."Başımı sallayıp odadan çıktım. yandaki revirin kapısını açınca,
Kimse yoktu mk. Yinede yürüyüp Firas'a bakmaya karar verdim.Kısık gözlerle tavanı izliyordu. Saç diplerindeki mor boya- mk bi dk. Tavanı mı izliyor o?
Getirdiğimiz günden beri gözlerini açmamıştı. Yada herhangi bir hareket yapmamıştı."Firas?"
Başını bana doğru çevirdi
"Safir? Öldümmü ben?"
Gözlerinde duygu yoktu. Sesi zar zor çıkıyordu çok zor anlaşılıyordu. Ama ne dediğini anlamıştım.
"Yok- hayır."
Görüş alanından çekildim ama o aynı noktaya bakmaya devam etti. Komodinden su şişesini alıp yanına geri döndüm.
Dolu gözlerimle serumlu elini tuttum. Elimi sıktı hafiften.
"Sıcak.. yaşıyormuş gibi.. yaşıyor muyum ben?"
Gözleri kapandı tekrardan.
Bunu Çakıl'a söylemem lazım.Revirden çıkıp kendimi Çakıl'ların odasına attım. Odaya kapıyı çalmadan daldım.
"Çakıl- ne oluyor lan burda."Merih yerde oturmuş, kucağında Çakıl'ın yaptığı bebek vardı, yanakları sırılsıklam ve gözleri ağlamaktan morarmıştı.
Çakıl da ağlıyordu ama o kadar değil.
Başak abla yatağında oturmuş gözlerini bana dikmişti.
Gerçi hepsi bana dikmişti.Birden Merih beni salak yerine koyarak Çakıl'ın koluna vurdu.
"Ya! Ben sana ağlama beni de ağlatacaksın demedimmi?"
"Ne demesi gerizekalı geberdin ağlamakta-"Merih ona öldürürüm seni dedi sadece ağzını oynatarak.
Sonra Çakıl bana baktı ve gözlerini elleriyle kapatarak ağlıyormuş gibi numara yaptı.Gerçekten beni salak yerine koyuyorlar. Şimdilik kanıyorum. Ama odada göstereceğm ben Merih'e.
"Çakıl 'ağlamayı' bırak ve gidip Firas'a bak. Demin uyandı ve tekrar uyudu."
Çakıl bi bana birde Merih'e bakıp odadan çıktı.
"Merih. Sende benimle gel."
Ayağa kalkıp kucağındaki bebeği Başak ablaya bırakıp peşimden geldi.
Kapının önünde durduk.
"Merih? Komutana birşey mi olmuş?"
"Sen nerden biliyorsun?"
"Ben bilirim. Şimde ne oldu?"
"Göreve çıktı, sonra- "Gözleri dolmuştu.
"Geldiğinde çok yaralıydı."
"Merih."Kollarımı bağladım.
"Sizin aranızda birşey mi var?"
.
.
.
________________________________Bilmem? Varmı🤔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkinci Yılın Görevi(bxb)
БоевикYeşil gözlü adam köpeğin beyaz tüylerini bir defa daha okşayıp arabaya dönmüştü.. Yukarıda neler yaşadığını belli etmemeye çalışyordu. Ama birazdan patlayacak olan gözyaşı kanallarıyla bu imkansızdı nerdeyse..