74.

35 3 26
                                    

Yorum yapın lütfen 🙏

(GENEL)

Safir revirin kapısını aralayıp özel odalara doğru yürüdü. Vâris'in odasının kapısını çalmadan açtı.

"Vâri- ha?"

Kimse yoktu odada.

"Kaçtı."

Dedi arkadan bir ses. Safir yüzündeki üzüntüyle sese doğru döndü.

"Afedersiniz efendim."

General kapı eşiğinde yaslanmış ona bakıyordu.

"Üzgünsün. Hemde kardeşin yeni uyanmışken."

Safir başını eğip elini saçına attı.

"Ben sadece- Varis geri döndü diye- sanmıştım ki-"
"Sanmıştın ki o bir hain değil."
"O bir hain."
"Ve bunu sana çok önceden açıklamıştım. Kullanılıyorsun Safir."

Safir yüzüne daha fazla çöken üzüntüyle ve sırtındaki ağırlıkla generale baktı.

"Ben sadece gerçekten sevmiştim komutanım."
"Sevmiştin demek..."

General gözlerini ondan ayırıp ışığa dikti.

"Hiç aşık olmadım şimdiye kadar. Nasıl bir his Safir? Anlatsana biraz."
"Soğuk gibi efendim. Çok soğuk."

General yüzünü tekrar Safir'e çevirdi.

"Soğukla neyi kast ediyorsun?"
"Soğuk bazen rahatlatıcı ve güzeldir. Bazende deriyi yüzecek kadar can acıtıcı."
"Gözlerin gibi Safir."
"Ne"
"Gözlerin çok soğuk"

General yaslandığı yerden kalkıp revirden çıktı. Safir gözlerini irice açıp duyduklarını idrak etmeye çalıştı.
.
.
.

Prens yurt koridorundaki büyük saksılı bitkinin arkasına saklanmıştı. Hafif tartışan Merih ve Aren ikilisini izliyordu.
Bora yanına yaklaştı,

"Bu saklanma yeri senin gibi birine uygun değil  Prens"

Prens Bora'nın kolundan kendine doğru çekti

"Shh! Baksana"

İzlediği yönü gösterdi Prens.
Bora nereye baktığını görünce o da bitkinin arkasına sığınmaya çalıştı.

"Dünden beri iyi değiller birbirlerine karşı."
"Evet haklısın"
"Nasıl birleştirebiliriz onları?"
"Bir fikrim var."
"Söyle sarışın"

Aren başını sallayarak konuştuğu yerden ayrıldı.

"Elimdeki dosyayı komutana teslim etmem gerekiyordu. Merih'e vereyim direkt odasına götürsün."
"Olabilir."
"Ama komutanı yarın sağlam göremeyebiliriz."
"Ay aman ne olucak."

Merih koridordan çıkmak için ters yöne yürümeye başladı.
Bora saklandığı yerden çıktı.

"Merih."

Merih başını çevirdi hemen.

"Buyrun çavuşum ."
"Şunu komutana götürüver aslanım."
"Şuan mı? Yoksa sabaha mı? Saat on olmak üzere. Mesai bitimi."
"Aynen. Şuan götür. Yok dur götürme. Bir iki saat bekle. Sonra bunu direkt odasına götür."
"E? Peki?"

Bora gülümseyip elini iki defa Merih'in omzuna vurdu ve ordan ayrıldı.

Merih yürüdüğü yöne geri döndü. Bu sırada Prens'te saklandığı yerden çıktı ve Bora'nın üstüne atladı

"Helal kocama be"
"Neden Merih ve komutanın aradını yaptık hatırlatır mısın Prens'im?"
"Sen onu boşver de,"

Prens Bora'nın kulağına doğru eğildi.

"Bende sakatlanmak istiyorum bea."
.
.
.
Aradan yaklaşık iki saat geçmişti ve Merih tam komutanın odasının karşısındaydı.
Kapıyı tıklattı iki defa.

"Gir"

Sesini duyunca kapıyı açtı. İçeriden çıkan sıcak hava yüzüne çarpınca ve bu hava parfüm kokusuyla birleşince hafiften mayışmaya başladığını hissetti.

İçeri girip kapıyı kapattı ve postallarını çıkarıp yerdeki gri tüylü halıya bastı.

Aren masasının başındaydı yine.

"Ne oldu Merih?"

Merih dosyaları masanın üstüne atıp elleri cebinde ona doğru yürümeye başladı.
Döner sandalyenin tam arkasında durdu ve tuttuğu gibi sandalyeyi kendine doğru çevirdi.

Üzerine eğildi hafiften.

"Mesai saatin bitti Aren."
"İşim var."
"Evet benimle."

Merih elini uzatıp bilgisayarın kapağını kapattı. 
Aren Merih'i omzundan itip ayağa kalktı.

"Uyuyacağım."
"Ohoho- hayır. Uyumayacaksın."

Aren yatağına doğru yürümeye başladı.
Yalnız o yürürken Merih onu itince  yüzüstü yatağa düştü. Anında kendini düzeltti. Bu adamın bu hallerini biliyordu çünkü.

Merih geç kalmadan üstüne doğru yürümeye başladı.
Aren kaşlarını çattı,

"Bugün olmaz Merih!"
"Ya ne zaman? Farkında mısın bilmiyorum. Göreve üç gün kaldı yalnızca."

Kendi tişörtünü çıkarıp bir kenara artıktan sonra ona doğru eğildi.

Aren kendine lanetler yağdırıp tamamen uzandı yatağına.

Elini Aren'in tişörtünün altına atıp kaldırmadan karın kaslarının üstünden yukarı doğru kaydırarak tişörtü sıyırdı.

Merih başını onun boynuna gömdü.
Bulduğu yeri öpüp başını kaldırdı ve alnını Aren'in alnına yasladı.
Dudaklarını onunkilere bastırınca alışık olduğundan daha sert bir öpüşle karşılaştı Aren.

Dudaklarını aralayınca
Merih birden ayağa kalktı. Aren'i de kaldırıp üstündeki tişörtü tamamen çıkardı.

Hiç beklemeden tekrar dudaklarına yapıştı. Ve ayrılmadan duvara yaslayıp kucağına aldı onu.
...
.
.
.
________________________________

Devamını yazamam;-;

İkinci Yılın Görevi(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin