56.

39 2 6
                                    

(SAFİR)

Yemekhanedeyiz. Üçümüz elimizde tepsilerle oturacak biryer arıyoruz.

"Ulan Prens. Neden bu kadar mutlusun sen? Yemekte yemiyorsun? Sadece bir elma?"

Prens kollarını iki yana açarak etrafında döndü bir tur.

"İçim içime sığmıyor olm, benimki uyandı uyanacak lan!"

Merih le konuşuyordu Prens.

"Ya susun biz nereye oturacağz?"
"Bilmem. Özgür suriye ordusu gibi doluşmuşlar... a Komutanın yanı boş."

Kaşlarımı çatıp Prens'e baktım.

"Komutanın yanına mı oturacağız?"
"Ee nolmuş? Neden bu kadar garip sordun?"
"Ya ne biliyim. O komutan. Ve Merih o adamdan nefret ediyor."

Prens Merih'e çevirdi bakışlarını,
Tek kaşını indirdi.

"Sanmıyorum. Daha çok aşık gibi"
"Siktir git"

Merih kaşlarını çatarak 'yumuşakça' Prens'in koluna vurdu bu sanatsal sözlerinden sonra.

"Tamam kızma ya- oha oha şaka olm kırsaydın kolumu"

"Yarabbilalemin kalkan yok lan. Nereye oturacaz biz"

Merih,

"Tamam ulan yürüyün komutanın yanına yoksa bu Safir'in midesi düşecek. Yalnız adamla ben konuşmam."

Onlara döndüm

"Ulan hadi gittik, konuştuk - ki onu bile zor yapıyoruz bu adamla- izin aldık oturacaz, komutanın yanına kim geçer? Valla ben geçemem. Adamdan çok ciddi bir aura süzülüyor. Ben yemek yiyemem."

"Be-"

Derken Prens, Merih atladı hemen.

"Ben geçerim ama konuşmam. Konuşunca ceza yiyorum."

Hiç konuşmadan yürümeye başladım. Komutana doğru yaklaştım.

Ama bu adam dalmış gitmiş. Önündeki tavukla bakışıyor.

"Efendim?"

Birkaç kere gözünü kırptı, sonra bana baktı

"Hm?"

"Heryer dolu da, oturabilir miyiz?"

Bekledi biraz.

"Tabii, geçin"

Komutanın yanına geçti Merih. Önüne Prens, bende Prens'in yanına oturdum. Tam çatalımı kaldırmış tepsideki tavuktan bir parça alacakken, telefonum çaldı.

Çatalı yerine bırakıp arka cebimden telefonumu aldım.

Çakıl arıyordu.
Açıp kulağıma yasladım ve komutan burda olduğu için -gerçi şuan bizi pek götüne takmıyor,- yapabildiğimce nazik konuştum.

"Alo, buyur Çakıl'cığım?"
"SAFİR ACELE BURAYA GEL ACİL DURUM. Aciil ÇABUUK OOOĞL"

Bütün yemekhanenin duyacağı bir sesle konuştu demin Çakıl.
Konuşmasını bitirdikten hemen sonra kapattı telefonu.
Telefonu arka cebime geri atıp tepsimle beraber ayağa kalktım.

"İzninizle,"

Diyip masadan kalktım. Ayağımı yere çarpa çarpa yürüyerek elimdeki tepsiyi mutfağa bıraktım. Yalnız tepsideki elmayı alıp labaratuvara doğru giderken yemeye başladım.

Yarına kadar yemek başka yok çünkü.
 
Labaratuvarın önüne geldiğim zaman elimdeki elma çöpünü yandaki çöp kovasına attım.
Çakıl'ın özel ofisine doğru başka bir yürüyüşe geçip ellerimi cebime yerleştirdim.

Bu neden beni çağırıyor ki yani? Birde yemek zamanında. Ve en sevdiğim yemeklerden biri varken.
Biberli tavuk sote. Bayılırım.

Ofisin kapısını açtım.

Kafamı kaldırınca ne olduğunu şaşırdım yalnız.
Gözlerim fal taşı gibi açıldı.

Odanın ortasındaki masanın üstünde bir bebek, ve o bebeğe bakan iki şahıs. Çakıl ve Başak hanım.

Çığlığı bastım.

"AAAHAAH"

Bebek ağlamaya başladı.
Anskm canlı bu.

"Şşşş! Safir!"

  Başak hanım onu kucağına alıp sırtına patpat layarak  susturmaya çalıştı.

"Bu ne lan!"
"Safir- ıı ben sana dedim ya, hiçbirşey ilk denemede olmaz diye. İşte hayatım olabiliyormuş."

Döner taburelerden birine oturdum.

"Çakıl şimdi sen... bu Merih'in çoçuğu mu diyorsun? Hemde komutandan."

"Ya öyle söyleyince biraz garip oluyor. Ama- ııı yok kanka ama sı yok. aynen senin dediğin gibi."

"Başak hanım masaya yaklaştı"

"Komutana söylemeli miyiz?"
"Dur deniyim, Komutanım al bu senin çoçuğun. Tch yok çok şükür delirdiğimizi sanar."

Çakıl başını kaşıdı

"Ya öyle demesek, mesela şey desek, heh! Çöpün yanında buldum derim!"

"Eski ayakkabı mı bu."
"Yavru köpek mi bu"

Biri benden diğeri Başak hanımdandı."

"Ya ben ne biliyim!"

(MERİH)

Prens elmasını bitirip ben revire gidiyorum! Diye gitti demin.

İkimiz masada yalnız kaldık.

"Ne düşünüyorsun böyle?"

Yemek yemediği ve yemekle bakıştığı için sordum.

"Ben.."

Dedi,

"Sol el hissiyatımı kaybettim."
.
.
.
_________(\_/)______________
                        (.    . )
                         />❤️
Aren.

İkinci Yılın Görevi(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin