(SAFİR)
Başını salladı yalnızca.
Kollarımı açtım."Sarılmak ister misin?"
Hiçbirşey söylemeden kollarımın arasına girip başını omzuma yasladı. Bende sırtına doladım kollarımı.
"Seni böyle göreceğim aklıma hiç gelmezdi biliyor musun?"
"Ağlamıyorum ki.."
"Tabi tabi. Babanı inandır sen"Birden geri çekildi.
"Benim.. bir şey yapmam gerek. Sen odaya geç."
"Hayır. Odada tek başıma kalmak istemiyorum. Ararsan Vâris'in yanındayım."
"Tamam.."Yürümeye başladı ve gözden kaybolana kadar onu izledim. Sonrasında Vâris'in yanına geri döndüm.
Uyumamış ve elindeki yara bandı nı düzeltiyordu.
Kafasını kaldırdı,
Gülümsedi."Ne olmuş?"
"Komutan yaralanmış"Kapıyı arkamdan kapatıp tekli koltuğa attım kendimi. Lafı dolandırmak istemedim.
Tesisteki herkes tarafından salak yerine konulduğumu fark ettim.
Neden ki acaba? Herkesten küçük olduğumdan mı? Sanmıyorum. Tesisteki ortalama yaş grubu 24-32 arasıyken ben Prens 'le beraber 20 yaşındayım.
Sanırsam kişiliğimden dolayı. Ne kadar saf görünüyorum ki?
"Vâris.. "
"Efendim?"
"Çok mu saf görünüyorum?"
"Çok değil biraz. O da seni tanıyan biri için. Seni tanımayan biri olarak bakıyorum.. korkutucusun."
"İyiymiş.."Koltukta gözlerimi kapattım.
"Safir."
"Hm?"
"İsmin çok güzel.. ve fazla yakışıklısın. Ve gözlerin o kadar büyüleyici ki.. ayrıca sadık ve kibar birisin. Tatlı bir saflığın da var. Her tarafın çok mükemmel ve aşık olunası. Yani kusuru kendinde arama. Kusursuzsun.."Ben. Ben buna nasıl cevap verebilirim bilmiyorum.
.
.
(MERİH)Safir'in yanından ayrıldığımdan beri ilk önce kendimi arabama attım, sonrasında kendimi Aren'in evinde buldum. Kapıyı çaldım yavaşça.
Başak abla açtı kapıyı. İçimde buruk bir kalple olduğum yerde titriyordum.
"Merih beyim? Birşey mi oldu? Saat henüz çok erken."
"Başak abla.. Aren çok kötü yaralandı. Devin'i görebilir miyim?"
"Ay sizin ağzınız ne diyi? Aren beyim iyi değil mi?"
Başımı salladım yavaşça."Ah! Siz titriyorsunuz. Gelin bu konuyu içeride konuşalım."
"Bu konu hakkında fazla konuşmak istemiyorum. Sadece Devin'i görmek istiyorum. Lütfen."
"Devin kızım uyuyor henüz."
"Sorun değil. Sedece yüzünü görmek istiyorum."
Başını hafif yana yatırdı."Ne diyeyim ki? Buyrun beyim. Geçin."
Postallarımı çıkartıp hiç girmediğim eve girdim.
"Buyrun beyim bu taraftan."
Girişte hemen sağdaydı odası. İçeri girdim.
Çok güzel açık mavi desenli bir odaydı. Beyaz bir yatak, yatağın yanında duvara sabitli kitaplık, odanın diğer köşesindeyse yine mavi bir dolap vardı. Yerde de yarım karpuz deseninde bir halı. Duvara kitaplığın oraya kaydı gözlerim. Birsürü fotoğraf vardı.Onlara bakacağıma kendime söz verip başımı yatağa çevirdim ama Devin orda değildi.
Başak abla da bunu fark edip içeri bağırdı.
"Devinim? Nerdesin?"
Kısık bir
"Tuvalette"
Duydum.
Duvardaki fotoğrafların yanına gidip hepsine teker teker baktım. Birçoğunda yalnızca Devin vardı. Birkaçında da Devin ve Aren beraberdi.Duvardan gözüme çarpan fotoğrafı aldım.
Devin kocaman bir kışlık mont giymiş, Askeri montlu Aren'in bacağına sarılmıştı. Aren ona bakıp sağ elini Devin'in başına koymuş öbür eliyle de sarı bir çiçeği tutuyordu.İkisi de gülümsüyordu . Gördüğüm en iyi fotoğraflardan biriydi ve Aren'in gizli bir tarafıydı.
Yanağımdan ben fark etmeden birkaç damla süzülmüştü bile.
"Aa? Merih baba mı gelmiş?"
Ona döndüm
Ve sildim gözlerimi hemen.
Zoraki gülümseyip"Süpriz"
Dedim. Yüzünü görmeyi özlemişim.
"Hoş geldin! Ama neden bu kadar erken geldin? "
"Ben- ee- sadece süprizin biraz daha şaşırtıcı olması için.. geleyim dedim."
"Vay! Çok yaratıcı!"Dizlerimin üstüne eğilip
Kollarımı açtım"Bana sarılmayacak mısın?"
Kocaman gülümsedi ve koşarak iki kolumun arasına girip kollarını boynuma doladı.
Bende tamamen sarıldım ona."Hey."
Dedim.
"Merih babana bi iyilik yapıp duvardaki fotoğraflardan birini verebilir misin?"
.
.
.
________________________________Diğer. Bölüme Prens ve Boracığımı ekliyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkinci Yılın Görevi(bxb)
ActionYeşil gözlü adam köpeğin beyaz tüylerini bir defa daha okşayıp arabaya dönmüştü.. Yukarıda neler yaşadığını belli etmemeye çalışyordu. Ama birazdan patlayacak olan gözyaşı kanallarıyla bu imkansızdı nerdeyse..