24.

116 5 4
                                    

(GENEL)

sarışın kadın kollarını göğsünde birleştirip kaşlarını indirdi

"Neye bakıyım Miraç? HE? NEYİNE BAKIYIM?!"

Miraç ablasının bu tavırlarına kaşlarını çatmıştı. Yine bilmeden konuşuyordu...
Eliyle Merih'i gösterdi

"Ne görüyorsun ona bakınca?"

Yıldız hiddetle ellerini salladı.

"Ne görebilirim? Bir adet acımasız, katil, vatan haini, çocuk hırsızı görüyorum."

Miraç kaşlarını çatıp dudaklarını kemirmeye başladı, ablasına inanamıyordu. Ablası konuşmaya başlayacaktı tekrardan.

Merih ellerini yumruk yapmıştı, parmak boğumları sıkılmaktan bembeyaz olmuş ve gözleri yaşarmıştı. Demeyelim. Kıpkırmızı olmuştu gözleri yaşlar yanağından süzülüyordu.

"BİRDE AĞLIYOR UTANMAZ"

Eini kaldırıp hızlıca vurmak için sallamıştı ki, Miraç elini yakalamıştı. Sonra ablasının bileğindeki bilekliğe bakarak konuştu.

"Utanmıyor musun bunu takmaya"

  Elini hışımla çekmişti Yıldız

"Neden utanayım? Kaç yıl önce yapmıştım bunu 3'ümüze"

Miraç gözlerini koridorda gezdirip başını salladı

"Hı hı 3'ümüze. Evet."

  Başını Yıldız'a çevirdi tekrardan, cebindeki kopuk bilekliği çıkarırken.
Üçünün görebileceği bir şekilde açtı elini

"Onunki bende ama"

Yıldız hemen cevap verdi

"Seninki de onda ama..- yani ondaydı."

Miraç başını çevirdi ve Merih'in gözlerinin derinliklerine baktı, kızarık gözlerin derinliklerine.
Konuşmaya başladı.

"Şahsen..."

Merih başını tam olarak kaldırdı.

"Şahsen ben burda beş yaşında ailesinden kopartılmış bir çocuk görüyorum"

"BENDE BEŞ YAŞINDAKİ ÇOCUKLARI AİLESİNDEN KOPARTAN BİR PİSLİK GÖRÜYORUM"

Miraç karşısındaki umursamaz kadına söz anlatamıyordu.
Yerdeki ID kartını alalı çok olmuştu.

Yanlarına iki tane polis yaklaştı

"Hanımefendi burası bir hastane bağırmayın lütfen"

Yıldız polislere çevirdi başını

"Ya bana söz anlatmaya çalışacağına al şu adamı karakoluna mı götürürsün ne yaparsan yap"

Polis cebinden bi kelepçe çıkarıyordu -aralarında geçen konuşmayı duymuştu-
Gözleri Merih'le kesişti

"Ah Amirim sizmiydiniz- şey pardon- "

Polisler hızlıca uzaklaşmışlardı.

Yıldız şaşkın bir şekilde başını Merih'e döndü

"BU POLISLERDE MI SIZINLE BIRLIKTE?!"

Miraç sıkılmıştı bu durumdan artık. Ablası hiçbirşey anlamıyordu

Merih'e baktı elini tuttu ve Yıldız'ın görebileceği bir şekilde bileğini açtı. Tahmin ettiği gibi bilekliği ordaydı.
Yüzüne yumuşak bir gülümseme yerleştirip ablasına baktı.

Yıldızın yüzünde tanımlayamadığı bir ifade vardı. Yine sinirliydi.

"Nerden buldun bu bilekliği sen?"

Yıldız burnundan soluyordu. Elini kaldırmıştı tekrar vurmak için.

Miraç durduramayacağını anladığı sıra, saniyeler içinde Merih'in önüne geçmişti.

Yediği sert tokatla yüzü yan yatmıştı. Resmen dişleri sızlıyordu. Hafif bir inleme dökülmüş dudaklarından. Sinirli bir şekilde ablasına döndürmüştü bakışlarını.

Şimdi sinirli olan kendisiydi.

"MİRAÇ"
"ne Miraç? NE?! HIÇ SORGULAMADAN KAFADAN UYDURDUĞUN SAÇMA SAHNELERLE HAREKET EDIYORSUN ŞİZOFREN MİSİN SEN BE"

Sonra ablasının elini tutup ID kartını eline tutuşturmuştu.

"Merih Akça"

Yıldız gözlerini elindeki karttan karşısındaki kızarık yanaklı Miraç'a döndürmüştü.

"Miraç bu nasıl bir şaka?"

Karşısındaki ikna edilmesi zor bir kadındı...
.
.
.
______________________
Napionuz ule gacilar sevdinizmi yıldızı?????

İkinci Yılın Görevi(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin