72.

33 2 3
                                    

Yorum yapın lütfen🫶🏻________________________________(AREN)

"Komutanım. Şey. Nasıl açıklayacağımı bilmiyorum. Ama Karmen normal bir bebek değil. Ben iki dna yı birleştirerek onu labaratuvarda yaptım."

"İyi teknolo-"

Birden çocuğun çekik gözlü olduğunu ve bu tesiste benden başka çekik gözlü olmadığını fark ettim.

"Beni mi kullandım?!"

Başını önüne eğdi.

"Çok üzgünüm efendim! Nasıl bir suç olduğunu ve ne denli bir yük olduğunu biliyorum!"

"Kimi kullandın? Yani benden başka!"
"Şey.."
"Çakıl. İyi teknoloji ama çok tehlikeli. Zorunda kalmadıkça bir daha yapma. Şimdi bana kimi kullandığını söyle hadi."

Huzursuzca kıpırdandı.

"Korkma. Ama ceza alacaksın. Bunun nasıl birşey olduğunun farkında mısın?"
"Evet efendim. Şeyi kullandım. M.. Me- me.. Me-"
"Çakıl keçiye bağlamadan söyle şunu."
"Merih'i."

Gözlerimi şaşkınca açtım.

"Ne!"

Kucağımdaki bebeğin suratına baktım. Uyumuştu. Saçları kumral renkliydi.

Yüzü çok güzeldi.

"Çakıl tut bebeği. Benim birşeyleri idrak etmem gerek"

Çakıl Karmen'i elimden alıp baş selamı verdi.

"Ve bir daha sakın ama sakın yönetimden gizli böyle birşey yapma. Yapacaksanda haber ver. Neden mi? Çünkü gördüğün üzere mal gibi kaldım."

Başımı aşağı yukarı oynatıp ordan ayrıldım. Tabi, tam ayrılacakken, Çakıl'a döndüm,

"Ver bana bebeği."
"Komutanım-"
"Çakıl konuşturma beni ver şu çocuğu."
"Eh-"

Karmen'i elinden alıp Çakıl'ı içeri ittim ve kapılarını kapattım.

"Başak abla komutan bebeği aldı"
"Ne yaptı? NE!"

Kapının arkadından duyduğum sesleri umursamadan revire doğru yürüdüm.

Acil kapısını açıp Merih'in kaldığı odaya girince kendimi koltuğa attım

Merih uyumuştu. Koltuğa yan bir şekilde yatıp Karmen'i üstüme yatırdım. Zaten Devin'in bebekliğini gördüğüm için Karmen'in rahat olacağı pozisyonu kestirebiliyordum.

Gözlerimi dinlendireyim diyip kapattım.
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama Karmen'in ağlama sesiyle uyandım.

Doğrulup onu kucağıma aldım. Merih kıpırdandı biraz.

O da oturur pozisyona geçti ve bana doğru bakınca gözlerini iyice açıp dondu kaldı.

"Eğh- ığh- şey-"

Kalkıp Karmen'i kucağına bıraktım ve çocuğun acıktığını anladığım için Çakıl'ın odasına doğru yürümeye başladım.

Biberonu alıp odaya geri döndüğüm zaman Karmen hala ağlıyordu. İşin garip yanı Merih'in de gözleri dolmuştu.

"Oğlum ağlama lan! Benide ağlatacaksın!"

Kaşlarımı çattım,

"Merih?"
"Are-!"

Yaklaşıp kucağındaki Karmen'i aldım ve elimdeki biberonu ağzına verdiğim anda ağlaması küçük iniltilere dönüştü ve sustu.

"Hey?"
"Hm?"
"Safir ve Prens nerde? Hiç mi merak etmediler?"
"Ettiler tabii. Safir Firas'ın yanına gitmek zorunda kaldı. Eğer gitmeseydi onu burdan gönderemezdim. Prens'te o kadar ağladı ki sakinleştirici almak zorunda kaldı."

Biraz suskun kaldı.
Sonra,

"Sen ağladın mı?"

Ona döndürdüm başımı.
Başını eline yaslamış bana bakıyordu. Gözlerini kısmıştı.

"Ağlamamı mı isterdin?"
"Ondan bahsetmiyorum. Uyandığım zaman gördüm. Gözlerin kıpkırmızıydı. Ağlamış mıydın?"

Başımı Karmen'e çevirdim tekrar.
Biberonunu emerken gözlerini kapatmıştı.
Başımı salladım.

"Ben ağladım. Peki sen ağlamış mıydın?"
"Hehehe inanamayacağın kadar hemde."
"Sulugözsün."
"Öyleyim."

Karmen uyuyunca biberonu ağzından çıkardım ve demin uzandığım yere bıraktım onu.

Merih'e doğru yürüdüm.
İyice dibine girdim ama gözlerini kaçırıyordu.

"Bana bak. Deminden beri Karmen'le ilgili birşey sormamam için saçmalıyorsun. Şimdi anlat bakalım. Sen ne zamandır biliyorsun?"

Yutkundu.

"E- şey- şimdi-"
"Söylesene."
"İki hafta kadar sanırım."
"Ya?"

Geri çekilip Karmen'i kucağıma aldım ve,

"Ben gidip Safir ve Prens'i çağırayım."

Odadan çıktım,  ve geçerken Karmen'i Çakıl'ın yanına bıraktım.

Ne bir komutan olmam, ne koca adam olmam, ne de Merih'in yaralı olması tripimi atmama engel olmayacak. Zaten öyle ağır da trip atmam. Daha önce de atmadım ama olsun.
.
.
.
____________________

İkinci Yılın Görevi(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin