60.

28 2 3
                                    

(MERİH)
"ÇOK ÖZÜR DİLERİM"

Solumdaki beden elleriyle yüzünü kapatıp yere kapaklanmıştı.

"Ne kadar büyük bir sorumluluk olduğunu ve komutanı hiç sevmediğini biliyorum! Çok çok özür dilerim!"

Gözlerimi kucağımdaki bebeğe çevirdim.
Bir süre gözlerini izledim

"Yanılıyorsun.."

Dedim.
Sırılsıklam olmuş yüzünü kaldırdı

"Hı?"

"Seviyorum"

Diye mırıldandım

"Ne? Ne dedin?"
"Çakıl. Birinden hoşlanıyorum ben"
"NE! Ve ben bu kadar büyük bir sorumluluğu üstüne yükledim! Ah ne kadar kötü bir insanım ben! Safir'i dinleseydim keşke! Çok pişmanım!"
"Şş sakin ol daha kimden hoşlandığımı söylemedim."

Çakıl gözlerini sildi
Başımın belaları.

"Kimden?"

Bekledim biraz ve gözlerimi Başak ablaya çevirdim

"Çıkayımmı?"
"Yo kimseye söylemessen kalabilirsin. Özellikle komutana."
"Pekala."

Yaklaşıp yanımıza oturdu

"Merih çıldırtma beni kimden?"
"Komutan-"
"Anladık söylemeyeceğiz adama."
"Yok demek istediğim, o benim-"
"HASİKTİR"
"Şaka dimi? Yanlış anladım dimi?"
"Adama bir daha asla aynı şekilde bakamam artık pu köpek"

-______

(AREN)

"Komutanım çıkmak üzereler"
"Unutmayın tek işimiz burası olduğundan emin olmak."

Arabamda oturmuş, kucağımdaki bilgisayardan ısıötesi kameralardan yansıyan görüntüleri izliyordum.
Görüntü karıncalanmaya başlayınca bi küfür savurup bilgisayarı kapattım.

"Komutanım dışarı çıkalımmı?"
"Çıkmayın. Kameraları kapatabildiklerine göre birşeyleri fark ettiler."

Düşman, deposunu bir lise nin kazan katına taşıdı. Generalden aldığım bilgi bu kadar.

"Eğer gerçekten burasıysa yarın öğrencileri tahliye etmemiz gerekecek."
"Evet komutanım."

Ne yapmamız gerektiğini düşünürken, aklıma tek bir çare geldi.

"İnin. Dağılın okula. Yakalanmayın. Yani ben yakalanacağım. Ölmeme izin vermeyin sadece."

Tabiki canımı çok yakacak olsa bile bir planım var. Aşağı indim, ve Etrafıma bakındım. Benden başka Prens dahil üç tane kamuflaj ustası vardı benimle. Yani çoktan yok olmuşlardı.

Dikkatle açık pencerelerden birinden girdim. Ve bodrum katına. Kazan katına gittim doğrudan. Şanslıysam beni fark etmezler. Açık kapılardan birinden içeriye baktım. Kocaman bir odaydı. Yaklaşık bir on kişi vardı içeride. Hepside kız. Burdan yakalanmadan çıkamam hayır. Kapının eşiğine yaslandım.

"Ee kızlar? Utanmıyor musunuz çocukların canını yakmaya?"

İçlerinden sarı saçlı uzun olan bana çevirdi bakışlarını.

"Ne diyorsun lan sen"
"Bu saklı bombalardan biri bu okulun altında patlarsa ne olur sizce?"
"O bomba ağzının içinde batlarsa ne olur acaba? Yüzünün dağıldığını görmeyi çok isterim."

Dedi kısa siyah saçları olan.

"Hm. Caniceymiş."

İkinci Yılın Görevi(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin