16

24.4K 1.4K 236
                                    

hoşgelmişsinizzzz. iyi okumalar bol yorumlar efendimmm. oy da isterim birazcık bir tutam birer adet.

--------

"Meltem hadi kızım ne hazırlıyorsun bir saattir ya!?"

"Lan bekleyin beş dakika, meze değil sanat yapıyorum!" Meltem bize mutfaktan bağırırken Sevda'yla balkona kurulduk. Ben telefonumdan kısık sesle rakı masasına yakışır bir müzik açtım. Saat biraz geç olmuştu o yüzden milleti rahatsız etmek istemezdik, hem de konuşacaklarımız vardı.

Sevda derin bir nefes alıp dışarı döndü. Ben de bacaklarımdan birini kendime çekip sandalyemin oturma kısmına koydum ve çenemi dizime yasladım.

Uçak sağ salim indikten sonra Egemen'i zar zor uyandırıp biz de inmiştik. Egemen'in uyanması baya zaman aldığından bütün tim arabalara binip dağılana kadar hayretle bizi izlemişti. Ee, Kilit timi, bunlara artık alışacaksınız. Egemen, ben yokken uyuyamamış, uyku problemleri yaşamış bir adam olabilirdi ama normalde zor uyanan ve çok nazlı bir adamdı. Öyle dışarıdan sert duruyor olabilirdi ama bana karşı hep çok nazik ve çok açık bir adam olmuştu. Askerlerine kök söktürüyor olabilirdi ama kendisi bana nazlanır, onunla ilgilenmem için her şeyi yapabilirdi. Boşanmış da olsak, artık ayrı da olsak bana karşı tavırlarının hiçbir zaman değişmeyeceğini biliyordum.

Belki, bir süre sonra benden sıkıldığında, belki de soğuduğunda bana karşı davranışları değişmeye başlayabilirdi. Sonsuza kadar peşimden koşacak değildi ne de olsa. Bir noktada o da kabullenecekti. Belki hayatına başka birini almayı düşünecek ve benden tamamen kopacaktı ilerde.

Bu düşünceyle bir an içim sızladı. Hep yanımda olmayacaktı ki. Ben tekrar evlenmeyi kabul etmedikçe, beraber olmayı kabul etmedikçe belki o da başka insanlarda deneyecekti şansını. Böyle bir durumda asla onu suçlayamazdım ki. Bu fikir her ne kadar canımı yaksa da o mutluysa gerisi teferruattı.

Ama bu gece böyle düşünüp düşünüp kendime eziyet etmeyecektim. Bu gece Sevda'nın gecesiydi. Onunla dertleşip onu teselli edecektik.

"Geldi!" diyerek elinde tepsiyle balkona girdi Meltem. İkimiz de ona döndük. Sevda ayaklanıp tepsidekileri güzelce masaya yerleştirdi.

"Hay maşallah," dedim. "Döktürmüşsün yine."

Meltem tepsiyi kenara koyup masaya yerleşti.

"En son ne zaman rakı içtik lan onu bile hatırlamıyorum."

"Oldu baya."

"Siz, ne zamandır arkadaşsınız?"

Sevda'nın sorusuyla Meltem'in suratı hüzünlü bir gülümsemeyle kaplandı. Bana döndü.

"Valla ben kendimi bildim bileli tanıyorum herhalde bunu."

Bana hitabıyla gülümseyip kafamı salladım. "Çocukluk arkadaşıyız biz. Annelerimiz yakın arkadaştı."

"Annem aradı geçen, dargınmış sana. O değer bilmez karı bir ara yanıma uğrasın, dedi."

Meltem'in annesi Mehtap Teyze'nin çok emeği vardı üzerimde. Annem öldükten sonra bana babalık yapmayı reddeden babamdan daha çok ebeveynlik yapmışlardı bana eşiyle. Annemle birbirlerini çok severlerdi. "Ahretliğim," diye hitap eder, kardeşten öte olduklarını söylerlerdi.

Annem lise sonda bir hastalığa yakalandığında Mehtap Teyze bizim evden hiç çıkmamıştı. Annemi hastaneye yatırmamız gerektiğinde de kendi evinden çok hastanede kalmış son nefesine kadar ahretliğine yoldaşlık etmişti.

Üniversiteye geçtiğimde annesiz bir çocuktum ama Mehtap Teyze o yokluğu hissettirmemek için elinden geleni yapmış, yeri geldiğinde Meltem'den öne koymuştu beni. Sağ olsun Meltem de hiçbir zaman bunun hasetliğine kapılmamıştı. Biz de tıpkı annelerimiz gibi kardeş gibi büyümüştük. Şimdi benim için dünya bir yana Meltem bir yanaydı. Canını yakanın canını yakardım. Mehtap Teyze hastane odalarında anneme yoldaşlık ederken Meltem de hastane bahçesinde ağlayan bana yoldaşlık etmişti çünkü. Her dar anıma yetişmiş. üzüldüğümü hissettiği her an omuzumu okşamış, yalnız hisseder gibi olduğumda da bir dağ gibi arkamda durduğunu hissettirmişti hep.

Sevgili Komutanım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin