41

14.1K 801 132
                                    

hos geldiniz. yorumlarinizi esirgemeyin lutfen ve oy vermeyi unutmayin ✨❤️❤️ iyi okumalar

————

"Beni iyi dinleyin çocuklar. Bu görev riskli. Sizin aşkınızı da ızdırabınızı da sikerim o yüzden."

Binbaşı masada eğilmiş, Egemen ve bana karşı konuşurken duruşunu düzeltti. Bir nefes verdi ve bana döndü. "Gölge, sen elimdeki en iyi askerlerden birisin. Dürüst olayım, seninle Ankara'da ilk çalışmaya başladığımızda bir kadın olduğun için ayağıma dolanacağını sandım. Ama tebrik ederim ki beni yanılttın ve pişman ettin. Bir karakol dolusu erkek var elimde ama bu görev karşıma ilk çıktığından itibaren senden başkasını göndermeyi düşünmedim bile. Bu yüzden sana çok güveniyorum. Seni önden ve tek başına gönderecek kadar güveniyorum."

Ben hafif bir gururla başımı öne eğerken masanın altından, bacağımda Egemen'in elini hissettim. Yüzümü ona çevirdim ama hiçbir ifade olmadan komutana baktığını gördüm. Eliyle bacağımı hafifçe sıkıp bana destek verdi. Bu destek komutanım olduğu için değil, gururlu bir koca olduğu için verilmişti, bu yüzden sevinçle kalbim çırpındı.

"Kartal," Binbaşı bu sefer Egemen'e döndüğünde eli bacağımdan çekildi. Dinlediğine dair bir baş hareketi yaptı. "Seni ve timini de tam tersi yöne göndereceğim. Bir daire şeklinde alanda dolaşacak ve sonda buluşacaksınız. Planı birazdan detaylı işleyeceğim ama diyeceklerim bitmedi. Evlisiniz, boşandınız, aşıksınız, seviyorsunuz falan filan..." Tekrar masaya eğilip bir elini hızlıca masanın yüzeyine vurdu. "Umurumda değil." dedi heceleyerek. "Bu göreve bütün duygularınızdan arınıp gireceksiniz."

Lafı biter bitmez bana dönüp bayık gözlerle baktı. "Lafın gelişi söylüyorum tabii, sen de bokunu çıkartma geçen seferki gibi."

Göz devirmemek için zor dururken yana kayan gözlerimle Egemen'in dudağını ısırdığını, gülmemeye çalıştığını fark edip daha çok sinirlendim.

Binbaşı devam etti. "Kıskançlık, korku, endişe... Hiçbiri olmayacak. Askerlerine nasılsan, Leyla'ya da öyle olacaksın. Sıfırdan gideceksiniz. Risk de duygu da istemiyorum anlaşıldı mı?"

"Anlaşıldı komutanım." Aynı anda gür bir sesle konuşup senkronize bir şekilde başımızı salladık.

"Şimdi göreve gelelim." dedi. Arkasını dönüp projeksiyonu açtı.

"Zifir sana bir konum göndermiş," diyip gözünün ucuyla bana baktı. "Gideceğini biliyor ve gitmeni de istiyor. Biz de ona istediğini vereceğiz." Eliyle projeksiyondaki haritada bir yer gösterdi. "Bu koordinatlarda seninle buluşacak. Büyük ihtimalle basit düşünüyor. Ya sen yalnız gideceksin ve ona katılacaksın ya da timinle gideceksin ve çatışacaksınız."

"O zaman o da yalnız gelmeyecek olmalı."

"Öyle düşünüyoruz. Ama daha fenası var,"

"Nedir?" Egemen'in sorusuyla binbaşı biraz bekledi, bir şeyleri hazmetti.

"Babanla konuştularsa senin bu adama gönüllü gitmeyeceğini düşünüyor olmalı. Elinde belli ki bir kozu var ama ne olduğunu bilmiyoruz. O söyleyene kadar da öğrenemeyeceğiz."

"Defne olabilir mi?" diye sordu Egemen. "Yakın zamanda onu da aramış."

"İmkanı yok." dedim. "Evet aramış ama Defne şu an benim gözetimim altında korunuyor. Defne'nin nerede olduğunu bilme imkanı yok."

Defne, yakın zamanda babası tarafından aranmıştı. O arayınca, biz koruyor olmamıza rağmen, Zifir'in, onun yerini bulduğunu öğrenmiştik. Bu yüzden hızla ve kimseye çaktırmadan, sanki Defne babasıyla iş birliği içindeymiş ve hainmiş gibi göstermiştim. Bu sayede, tutuklanıyor kisvesi altında zırhlı araçlarla ve yüksek korumayla alıp başka yere yerleştirmiş ve korumaya almıştım. Zifir'in yeni yerini bulma imkanı yoktu. Nereye gittiğini ve kendisinin aslında masum olduğunu komutanım, yani Egemen, ve ben dahilinde timde kimse bilmiyordu bile.

Sevgili Komutanım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin