42

12.9K 806 52
                                    

hoş geldinizz iyi okumalar. yıldızı parlatmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen.

satır arası yorumlarınızda buluşalımm
————

Egemen'den

"Leyla," diye sinirle mırıldanırken gözlerimi namludan hiç çekmedim. Son sözlerini söyleyip elleri havada Zifir'e iyice yakınlaştı. Bize şu an arkası dönük de olsa bir gözünün hep çocukta olduğunu biliyordum.

Bu orospu evladı utanmadan askerimi böyle bir şeyle vurmaya çalışmış, yanına çekebileceğini düşünmüştü. Sinirden içim titrerken gözümü hızlıca yukarıya siperlenmiş Bekir ve Sevda'ya çevirdim.

"Komutanım, ne yapacağız?" diye soran Meltem'e bir süre cevap veremedim. Gözlerim Zifir'in yanına ulaşan Leyla'daydı. Ellerini sonunda hafifçe indirdi.

"Leyla'ya bakan iki tane keskin nişancı var. Üç adet de çadır var, büyük ihtimalle sayıca bizden çoklar. Gölge şu an mühimmatsız ve alanda bir çocuk var. Gözünüzü dört açın. Şimdilik sadece izleyelim, Gölge bir süre onları oyalayacaktır."

Zifir karşısındaki kadında, benim kadınıma, bir şeyler söylerken sağ elini beline attı. Belindeki silahı çıkardı. Parmağımı tetiğin tam üzerine koydum.

Leyla'nın başını iki yana sallayarak bir şeyler söylediğini gördüm. Bulundukları yerde esen rüzgar o aşırı şiddetliydi. Yüzündeki maskenin biraz kaymış olması dolayısıyla olanca rüzgar ses cihazına vuruyor, dediği hiçbir şey anlaşılmıyordu. Zifir hiç beklemeden sol elini ceketinin sol cebine götürdü. Kumanda benzeri bir şey çıkarıp baş parmağını kumandadaki tek düğmeye götürdü ve elini kaldırdı. Leyla kumandayı görür görmez kafasını solundaki çocuğa çevirdi. Aceleyle bir adım geriledi.

Yüzünü göremesem de bir şeyler anlatmaya çalıştığını fark ettim. İçimdeki sinir ve öfke taşıp patlayacak gibiydi. Böyle bir it oğlu itin çıkıp da karımın karşısında konuşabiliyor olması bütün hücrelerime nefret tohumları ekiyordu.

Zor da olsa dürbünümü Leyla'dan çekip Zifir'e bakmaya başladım. Ne konuştuğunu anlayabilmek için dudak hareketlerine odaklandım.

Türkçesi oldukça bozuk olmasına rağmen dediği her şeyi anlayabiliyordum. Pis bir sırıtışla tek kaşını kaldırdı, "Çocuğu mu seçicen yoksa o kocan olacak vasıfsızı mı?" diye sordu.

Leyla'mın aklını güya çocuğu sürekli araya sokarak karıştırmaya çalışıyordu. Kalbim ilk defa bir görevde gerginlikle teklerken bir nefes aldım.

"Tetikte ol Kilit timi." diye bir emir verdim.

Leyla bir adım daha geriledi. Kaldırdığı ellerini önüne getirip birden hızlıca üzerindeki kıyafetin düğmelerini açmaya başladı. Üzerindeki gömleği hızlıca çıkarıp ellerini havaya tekrar kaldırdı. Zifir silahını ona doğrultmuşken yavaş ve temkinli adımlarla kıyafeti çocuğun üzerine koydu. Hızlıca çocuğu kıyafete sararken dürbünümü ona yakınlaştırdım. Çocuğu sararken eliyle üzerini kontrol ettiğini gördüm.

"Bomba çocuğa sarılı." dedim durum bildirimi olarak. "Dikkatli olun."

Leyla kalkmadan önce kafasını yavaşça kaldırıp Zifir'in arkasında kalan çadırların içine baktı. Bu pozisyonda yüzü tam yandan gözüktüğü için gözlerindeki gizli şaşkınlığı gördüm. Kafasını hafifçe diğer çadıra çevirip hızlıca ayaklandı. Ellerini tekrar, tamamen havaya kaldırdı.

"Meltem gözünü Gölge'den ayırma," dedim hızlıca. Benim artık ona bakarken Zifir'den gözlerimi çekme lüksüm yoktu.

Zifir'in "Kalanları da çıkar," dediğini görüp burnumdan keskin bir nefes verdim. Hava buz gibiydi, daha şimdiden kolları buz kesmiş olmalıydı. Bu iş biraz daha uzarsa canına illa ki bir şey olacak diye düşündüm.

Sevgili Komutanım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin